Şikayetten sonra dosya borcunun ödenmiş olmasının, yapılan şikayet ihtirazi kayıt oluşturduğundan işin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Haczin kaldırılması istemi ile icra müdürlüğüne başvuran borçlunun bu tarihte hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, icra müdürlüğüne yapılan itiraz sonuç doğurmayacağından ve icra mahkemesine sonradan yapılan başvurunun 7 günlük süreden sonra olduğundan borçlunun şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İlamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği- Takip dayanağı ilamda faize hükmedilmemiş olduğundan, mahkemece, ilk karar tarihinden başlamak üzere, bozma sonrası hüküm altına alınan .... Euro üzerinden 3095 s. K. mad. 4/a maddesi gereğince faiz oranı bilirkişiye hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
E. hükmü içermeyen "tespite” ilişkin ilamların icra takibine konu edilemeyeceği, ancak, kesinleşmeleri halinde bu ilamlardaki vekalet ücreti ve yargılama giderine dayalı likit miktarların icra yolu ile infazının mümkün olduğu- Takibe dayanak yapılan işe iade ilamında, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmamış olup bu ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazının da mümkün olmadığı-
Süresiz şikayet hallerinde yargılama sırasında ileri sürülen bu şikayet nedenlerinin de incelenip karara bağlanması gerektiği (HMK. mad. 30)- İlama aykırılık şikayetinin süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Şikayetçi vekili, hakedişin öncelikle kendisine ödenmesini istediği, gerekli araştırmanın yapılarak, şikayetçinin vergi alacağının hakedişin doğduğu işten kaynaklanması halinde, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi, şikayetçinin vergi alacağının sıra cetveline konu hakedişden kaynaklanmaması halinde ise, garameye girip girmeyeceği değerlendirilmeksizin, hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Borçlunun, yasal yedi günlük süre dolmadan itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmesi ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği- İtirazın, icra tutanağına geçirildiği tarihte yapılmış sayılacağı, bu tutanakların aksi ancak aynı nitelikte bir belge ile ispatlanabileceği- İcra Dairesince 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08/04/2013 tarihli oldukları belirtilerek tutanağa geçirilmişse de, 14.01.2014 tarihli karar ile borçluların itiraz dilekçelerinin 08.04.2013 tarihli olduğu konusunu destekleyecek hiçbir delil ve emareye dosyada rastlanmamış olup, mahkemece icra dairesi tarafından tutulan tutanak esas kabul edilerek şikâyetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Alacaklı tarafından, işçi alacağına dayalı olarak borçlu şirket aleyhine 08.05.2017 tarihinde genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi itiraz edilmemesi üzerine kesinleşmiş olduğu, borçlu şirket hakkında ise 22.02.2017 tarihinde konkordato mühleti verildiği, takibe konu alacak, ilamla hüküm altına alınmamış ise de, borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmeyip, takibin kesinleştiği anlaşıldığından, anılan alacağın, İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasında belirtilen işçi alacağı olduğunun kabulü gerekip, takibin durdurulmasına yönelik icra dairesi kararı ile bu işleme ilişkin şikayetin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği-
Satışa çıkarılan taşınırın (taşınmazın) alacaklı tarafından alacağına mahsuben alınmak istenmesi ve taşınır (taşınmaz) üzerinde alıcının yaptığı takip sebebiyle koydurduğu hacizden önce konulmuş başka haciz bulunması halinde ileride sıra cetveli yapılması gerekeceğinden ve henüz sıra cetveli yapılmamış olduğundan, alacaklının alacağının ihale bedelini karşılayıp karşılamadığı saptanıp, alacaklı aleyhine fark doğduğu tespit edilmeden ve alıcıdan önce haciz koyduran 3.kişilerin alacaklarının miktarlarının ne olduğu dahi belirlenmeden alıcı alacaklıdan ihale bedelini yatırması istenemeyeceğinden sıra cetveli yapılması gerekeceği-
İhale konusu taşınmaza ilişkin satış ilanında ve şartnamede taşınmazın konut niteliğinde olduğu ve KDV oranının %1 olarak gösterildiği ve taşınmazın şikayetçiye ihale edildiği, ihalenin feshi istemiyle açılan davanın da reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmakla, arttırma şartnamesine güvenerek ihaleye girenlere taşınmazın ihale edilmesi halinde, sorumlu olacakları KDV oranın arttırma ilanı ile kesinleşen KDV oranı olacağı açık olduğundan, şikayetçinin sorumlu olacağı KDV oranının %1 olduğu, ihale yapıldıktan sonra ihalenin kesinleşmesi üzerine, ihaleye konu olan taşınmazın herhangi bir nedenle fiilen ofis olarak kullanıldığından bahisle kesinleşen KDV oranını % 18'e çıkaran icra müdürlüğü işleminin hatalı olduğu- O halde mahkemece, yukarıda yer verilen sebeplerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.