"Satış bedelinin tamamının sıra cetveli düzenlenmeden alacaklıya ödenmesine dair istemin reddine" ilişkin icra dairesi kararının iptaline ilişkin şikayette borçlunun karşı taraf olarak yer alması gerekmediği- Bu nedenle, temyiz başvuru dilekçesinin borçluya tebliği için ilanen tebligat masrafı yatırılmadığından alacaklının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
KDV, damga vergisi, tellaliye, tahsil harcı, ceyh, ayrıca teslim masraflarının ödenmesine ilişkin İİK'nın 130. maddesi kapsamında verilecek sürenin İcra Müdürlüğü tarafından en fazla on gün olacak şekilde takdir edileceği, bu konuda yerel icra müdürlüğünün ............ Talimat sayılı dosyasında yedi günlük süre verilmesine yönelik kararın hukuka uygun olduğu-
Ortaklığın giderilmesi davasında, bedel tespiti amacıyla yapılan bilirkişi raporunda "satışa konu taşınmazın %85,38'lik kısmının bos arsa olduğu ve bu kısma isabet eden katma değer vergisinin %18 oranında tahsil edilmesinin uygun olduğu" belirtmilmiş olup Katma Değer Vergisi Kanunu m. 28'e istinaden çıkarılan ve taşınmaz satış tarihinde yürürlükte bulunan Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca "arsa ve arazi teslimleri’nin %8 oranında katma değer vergisine tabi olduğu" kuralı dikkate alındığında, davacıdan %18 oranında katma değer vergisi tahsil edilmesinde isabet bulunmadığı-
Alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığını, İİK'nın 295. maddesi gereğince mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği veya başlamış olan takiplere devam olunabileceğini, ayrıca her ne kadar ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 21.10.2020 tarih 2020/1537 E. -2020/1337 K. sayılı kararı ile konkordatonun tasdikine karar verilmiş ise de;dosyada yer alan tasdik kararında da rehinli/ipotekli takiplerin yapılamayacağına ya da başlamış takiplerin duracağına dair bir tedbir kararının bulunmadığının anlaşıldığını, şikayet dilekçesinde Şikayetçi borçlu tarafından kendilerine gönderilen kıymet takdiri ve satış ilanı tebligat usulsüzlüğünün açıkça ileri sürülmediğini, bu durumda borçlu tarafından en geç satış ilanı tebliğ tarihinden itibaren yasal süresinde kıymet takdirine itirazda bulunulmadığından kıymet takdirinin kesinleştiğini, İİK'nın 128/a-2.maddesi uyarınca kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl geçmeden ihalenin yapıldığını, ihale sırasında ... isimli alıcıların önce ihaleye ayrı ayrı isimlerini yazdırarak paralarını ancak denkleştirebildiklerini ifade ederek ortak pey sürdükleri iddiasının ihaleye fesat kapsamında kalmadığını, kaldı ki mahkemece de bu üç kişinin ortak pey sürdüklerinin tespit edildiğini, yine mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere ihalenin feshine konu taşınmazların satış bedelinin taşınmazların muhammen bedelinin üzerinde olduğunu, bu durumda zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiğini, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, mahkemece ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine ve İİK'nın 134. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesi gereğince işin esasına girilmediğinden şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığı-
İhale bedelinin İK 134/5 uyarınca nemalandırılması sonucunda elde edilen bedelin, ihale alıcısına ödeneceği-
Herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra taşınmaz bedellerine KDV ve damga vergisi uygulanmaması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği-
İcra müdürlüğünce dosyada bulunan paranın ödenmesinin icra takip işlemi mahiyetinde olmadığı- Taşınmazların ihalesi ve ihaleye ilişkin satış bedellerinin tahsili işlemi, iflasın ertelenmesi davası kapsamında borçlu şirket hakkında verilen tedbir ara kararından önce olup, satış bedellerinin hak sahibine ödenmesinin tedbir kararına aykırılık teşkil etmeyeceği-
(12. HD.'nin değişen içtihadına göre) KDV’ye ilişkin işlemin kaynağının "icra müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara" ilişkin olması halinde, işlemin yasaya uyarlılığının, şikayet yoluyla, icra mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerekeceği-
Herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV’nin daha düşük uygulanması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği-
Mahkemece, borçlu şirketin ihale yoluyla satışı yapılan taşınmazı ne zaman iktisap ettiğinin belirlenmesi, anılan taşınmazın en az iki yıl süreyle şirketin aktifinde olup olmadığının saptanması, borçlunun söz konusu taşınmazı, ticaretini yapmak amacıyla aktifinde bulundurup bulundurmadığının tespit edilmesi ve bu suretle 3065 sayılı Kanun'un 17/4-r maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-