İcra emrinde, ayrıca ''taşınmazın teslimi'' de istenilmiş ise de; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 20. maddesinde "bu kanun uyarınca lehine kamulaştırma yapılan idare adına tapu dairesince tescil edilen taşınmaz malın boşaltılması idarece icra memurundan istenir" düzenlemesine yer verildiği, bu durumda, ayrıca, icra müdürlüğünden kamulaştırılan taşınmazın tahliyesi ve tesliminin istenmesi mümkün olup icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının doğru olmadığı, tahliye ve teslim, kamulaştırmanın doğal sonucu olup, tahliyenin gerçekleştirilmesinin takip yapılmasına bağlı olmadığı-
Dayanak ilamda İİK'nun 26. maddesi anlamında taşınmaz tahliye ve teslimine ilişkin bir hüküm olmadığından, bu ilama dayalı ilamlı icra takibi yapılmasının ve örnek 2 no'lu icra emri çıkarılmasının mümkün olmadığı, takibe konu ilam, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, otel işletmesinin tedbiren davacıya verilmesine ilişkin olup, hükmün, otel işletmesinin tedbiren davacıya verilmesine ilişkin kısmının, HMK'nun 393. maddesi uyarınca; tedbiri veren mahkeme tarafından uygulanacağı, HMK'nun 394. maddesi ve bunu izleyen maddeler uyarınca mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlerin tedbir kararını veren mahkemece inceleneceği-
Taşınmazda oturduğunu beyan eden 3. kişinin, borçlunun ve şikayetçi alacaklının müşterek kızları olması sebebi ile İİK mad. 26 ve İİK mad. 41 hükümlerinin yollaması ile şikayete konu işleme uygulanması gereken İİK 276. maddesindeki korumadan yararlanamayacağı, ayrıca 3. kişinin zilyetliği İİK 27. maddede sayılan bir belgeye dayalı da olmadığından, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürünün taşınmazda bulunan eşyayı, öncelikle borçlu veya maddede yazılı kimselere teslim ve tevdi etme, tahliye sırasında kimse bulunmaması halinde ise İİK'nun 26/4. maddesinde yazılı usule göre eşyaları yediemine veya alacaklıya teslim etme görev ve yükümlülüğü bulunduğu- İİK'nın 273/2 yollaması ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 26. maddesinin 4. fıkrası uyarınca; icra müdürlüğünce takibin bütün borçlularına muhtıra çıkarılarak, bu muhtıraya uyulmaması halinde İİK'nun 26/4. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, açıklanan bu hususlar tamamlanmadan sadece bir borçlunun tahliye ve teslimden kaçınması nedeni ile yazılı şekilde talimat yazılmasının doğru olmadığı-
Takibin yapıldığı gün ve saat itibariyle, mecurun tahliye edildiği alacaklıya henüz bildirilmediğinden, alacaklının takip yapmakta haklı olduğundan takip masraflarından borçlunun sorumlu olacağı-
Sıra cetveline ilişkin şikayetin kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği- İhtiyati veya kesin haciz, tasarruf yetkisini kısıtlayan bir cebri icra müessesesi olduğudan, haczedilmiş paranın temliki, haciz alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği- Şikayet olunanın, hak ediş alacağının bir kısmını şikayetçi vergi dairesi ve diğer şikayet olunanların haczinden önce temlik aldığı, bu temlik nedeniyle temlik edilen miktar üzerinde diğer alacaklıların tasarruf yetkisinin kalmadığı görüldüğünden, bu miktar üzerine haciz koyduramayacakları, şikayetçinin hakediş alacağının bu kısmı yönünden geçerli bir haciz işleminin bulunmadığı, bu kısım yönünden de sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayet olunan yönünden şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İnfazın ilamda hüküm altına alınan müdahalenin men'ini sağlayacak şekilde sonradan yapılan yapının da kaldırılması suretiyle yapılmasının İİK.nun 26/3 maddesi hükmü karşısında mümkün olduğu-
Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar vermesi gerekeceği-
Maktu harca tabi davaların reddine ve kabulüne dair kararlar ile nispi harca tabi davaların reddine dair kararların temyiz edilmesi halinde temyiz tarihindeki 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca kararı temyiz eden taraftan maktu temyiz karar harcı ve temyiz başvuru harcı alınması gerektiği- Nispi harca tabi davaların kabulüne ilişkin kararların temyizi halinde ise, mahkemece hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının dörtte biri temyiz karar harcı ve temyiz başvuru harcı alınması gerektiği-