İadeli-taahhütlü olarak icra dairesine gönderilen itiraz dilekçesi üzerine, icra memurunca teslim alındığına ilişkin alındı belge üzerinde icra memur ad-soyad, sicil numarası ve elle yazılmış tarih bulunduğundan ve tairh PTT Müdürlüğü yazı cevabı ile ve icra memurluğu tarafından verilen yazı cevabı ile de teyit edildiğinden, "şikâyetçi üçüncü kişinin takip dosyasına borçlu olarak eklenmesi işleminin kaldırılmasına ve uygulanan hacizlerin fekkine karar verilmesi" gerektiği- İlk derece mahkemesince verilen direnme kararının yerinde olduğu-
12. HD. 13.09.2023 T. E: 2022/12921, K: 4940
Şikayetçinin ............. parsel sayılı taşınmaz üzerindeki hisse oranına göre teminat yatırmadan ihaleye katılabileceği, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdüğü vakıaya ilişkin olarak dinlenen tanık beyanının, ihalenin feshi yargılamasında hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu durumda, mahkemece ihaleyi yapan icra müdürü ile ihaleye katılan tellalın da tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulması gerekeceği, o halde mahkemece, şikayetçinin iddialarına ilişkin olarak, dinlenmeyen icra müdürü ile ihaleye katılan tellalın da tanık sıfatıyla dinlenilmesi, dinlenilen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde çelişkinin giderilerek karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ memuru tarafından tutulan ve imzalanan tebligat evrakının hilafı sabit oluncaya kadar geçerli olduğu-
Satışın, ilan edilen yer ve saatte yapılmasının zorunlu olduğu, bu kurala uyulmaması ihaleye olan talebi ve talibi etkileyen unsurlardan olup ihalenin satış ilanında belirtilen saatten önce başlanması ise katılımı olumsuz etkileyip borçlu yararına aykırı olduğundan fesih sebebi olacağı ve mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- İhale tutanağında başka bir taşınmazın bilgilerinin yazılmasının da ihale sürecinin sağlıklı yapılmadığını gösterdiği, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edilmiş olmasının da re'sen gözetilen bu durumun dikkate alınmasını ortadan kaldırmayacağı- Farklı bir taşınmazın ihalesinin feshine yönelik hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunda sadece davacı üçüncü kişinin ticari defterlerinin incelendiği, tarafların iddia ve savunmasında yer verilen hususlara ilişkin yeterli inceleme yapılmadığı- Bu durumda öncelikle, borçlu, üçüncü kişi ve dava dışı ... ... Şti.nin tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilmek veya yerinde inceleme yapmak ve ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile bilirkişi raporu alınarak, borçlu ve üçüncü kişi ile dava dışı ... ..Şti arasında bayilik sözleşmesi olup olmadığı, bu sözleşmeye uygun olarak devam eden ticari ilişkileri bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği- Öte yandan İİK’nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilinceye kadar geçerli haciz tutanağına göre haciz mahallinde bulunan borçlu şirkete ait tahsilat makbuzları ve tahsilat makbuzu defteri ile güncel olmayan evraklarla ilgili olarak davacı üçüncü kişi tarafından dava dışı ... ..Şti.nin isteği üzerine müşteri memnuniyeti açısından saklanılan evraklar olduğu dile getirilmiş, borçlu şirketin dava dışı ... ..Şti.ye borcu olup olmadığı ve haciz sırasında bulunan tahsilat makbuzlarında yer alan ödemelerin dava dışı ... ..Şti. ve borçlu şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, ondan sonra dosya içerisindeki diğer deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
İmtina etmesi nedeniyle imzası alınmamış olsa da, haciz tutanağına göre haciz mahallinde bulunduğu anlaşılan borçlunun haciz tarihi itibariyle, icra takibinden haberdar olduğu ve bu tarihten itibaren yedi gün içinde "ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna" ilişkin şikayetini yapması gerektiği-
İlanen tebligat için tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı-
Tebligat Kanunu mad. 28/2'de belirtilen adresi meçhul olanların ancak gerçek kişi muhataplar olabileceği- Tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı ve bu nedenle ticaret sicilinde kayıtlı adresi gerçekte var olmayan şirketin başka adresinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan ilân yoluyla tebligat yapılabileceği- Kendisine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayan borçlu tüzel kişi hakkında adres araştırması yapılması gerekmediğinden, satış ilânının borçlu şirkete Tebligat Kanunu’nun 28. maddesine göre ilânen tebliği usulüne uygun olduğu- "Ticaret sicilinde kayıtlı adreste 2 nolu binanın bulunup bulunmadığının belediyeden sorulması ve borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin fiilen hangi adreste olduğu yönünde zabıta araştırması yapılması gerektiği" görüşü ile "borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi mevcut olmayan bir adres olduğundan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı ancak öncesinde borçlu şirketin adresinin araştırılması gerektiği, yapılacak araştırma ile borçlu şirketin hangi adrese taşındığının, hâlen hangi adreste bulunduğunun tespit edilmesi imkânının olabileceği, icra dosyası kapsamındaki adres araştırmasının yeterli kabul edilerek doğrudan ilânen tebliğ yapılmasının mümkün olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğunca kabul edilmediği- İki adet taşınırın ihalesinin feshi talep edildiğinden, icra mahkemesince borçlu aleyhine iki adet taşınırın ihale bedellerinin yüzde onu oranında para cezası hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece "tasarrufun iptali davasına dayanak yapılan takibe konu çeklerden tarihi en erken olanına göre iptali istenen tasarrufların, borç doğmadan önce yapıldığı" kabul edilmişse de, davacı-alacaklı ile davalı borçlu arasındaki temel ilişkinin çok daha önce başladığı, dosya kapsamındaki beyanlar ile takibe konu edilen çekler ve sunulan faturalardan da görüleceği gibi, "tarafların devamlılık arz eder" şekilde davaya konu tasarruf öncesinde iş yaptıkları anlaşıldığından, iptali istenilen takip dayanağı borcun konusunu oluşturan temel ilişkinin başlama tarihinin daha önce olduğu kabul edilerek bu tarihten sonra yapılan satışlar yönünden işin esasına girilmesi gerektiği-