Kiralar düzenli ödemesine rağmen, icra yoluyla tahliye edilmesinden dolayı tazminat talep eden davacının açtığı davada, haksız fiiller için uygulanan 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı- Tahliye, kira bedellerinin ödenmemesi nedenine dayandığından ve davacı tehiri icra teminatını yatırmamış olduğundan, davanın esası hakkındaki kararın da buna göre değerlendirmesi gerektiği-
Takip konusu edilen ilam bölümünün Yargıtayca onanması üzerine verilen tehiri icra kararı kendiliğinden kalkmış olacağından, dosya alacağı niteliğini alan teminat mektubunun tahsil edilebilir hale gelmiş olacağı ve bu nedenle dosya alacağı üzerine haciz koyan alacaklının "teminat mektubunun nakde çevrilmesi" talebinin yerinde olduğu-
İlama dayanan takibin son işlem üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, ancak taşınmaz mülkiyeti ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar ile şahsın ve aile hukukuna ilişkin ilamların zamanaşımına uğramayacağı-
Takip konusu edilen ilam bölümünün Yargıtayca onanması üzerine verilen tehiri icra kararı kendiliğinden kalkmış olacağından teminat mektubunun dosya alacağı niteliğini aldığından, tahsil edilebilir hale gelmiş olacağı, bu nedenle dosya alacağı üzerine haciz koyan alacaklının "teminat mektubunun nakde çevrilmesi" talebinin yerinde olacağı-
Taşınır malın değerinin ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunacağı, öncelikle, hükmolunan taşınırın değerinin, borsa veya ticaret odası bulunan yerlerde bu odalardan sorulması, olmayan yerlerde ise icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilmesi gerektiği-
Kamu bankalarının yanı sıra Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu gibi kamu tüzel kişiliği olan bir kurumun dahi ihtiyati haciz taleplerinde teminat aranmayacağı, ancak Özel kanun hükümleri ile yapılan düzenlemeler sayesinde mümkün hâle gelmişken, özel hukuk tüzel kişisi olan bir bankanın, teminat mektubunun mahiyetiyle bağdaşmayan bir yorumla teminattan muaf tutulmasının kabulünün mümkün olmayacağı-
Yargıtay’dan tehiri icra kararı getirmek suretiyle icra memurunca süre verilmesi için yatırılan teminatın, süresinde tehir icra kararı getirilmediği için alacaklıya ödenmiş olması halinde, olaya İİK.’nun 40. maddesinin değil 361. maddesinin uygulanması gerekeceği – İtirazın iptali davasında alacaklı lehine verilmiş olan hükmün Yargıtay’ca bozulduktan sonra yeniden yargılama sonucunda alacaklının haksız olduğunun anlaşılması halinde, kendisine ödenen paranın İcra Müdürlüğü’nce ayrıca hükme hacet kalmadan, İİK.’nun 361. maddesine göre kendisinden geri alınabileceği, bu durumda İİK.’nun 36. ve 40. maddelerinin uygulanamayacağı-
İtirazın iptali davasında alacaklı lehine verilmiş olan hükmün Yargıtayca bozulduktan sonra yeniden yapılan yargılama sonucunda alacaklının haksız olduğu sabit olursa, kendisine ödenen paranın icra müdürü tarafından ayrıca hükme hacet kalmadan geri istenebileceği, olaya İİK’nun 36 ve 40. maddelerinin uygulanamayacağı–
Yerel Mahkemenin karar düzeltme istemini dava dosyasını Yargıtay'a göndermeden kendisinin reddetmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tehiri icra kararının icra dosyasına sunulmaması nedeniyle ilama konu tazminatın alacaklıya ödenmesinden sonra ilamın Yargıtayca bozulması üzerine, alacaklıya ödenen paranın istirdadı için borçlu tarafından genel mahkemede dava açılamayacağı (Bu konuda açılan davanın ‘hukuki yarar yokluğu’ nedeniyle reddedilmesi gerekeceği)–