İİK'nun 89.maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayette süre aynı kanunun 16/1. maddesi gereğince 7 gün olup, tebliğ usulsüz olsa bile öğrenme tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde yapılmayan şikayetin dinlenilmeyeceği-
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 37. maddesine göre belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olup; haciz ihbarnamesinin, bizzat belediye başkanına tebliğ edilmesi, bulunmadığı takdirde bu hususun tebliğ zarfına şerh düşülerek, yetkili kılınan kişilere tebliğin yapılması gerekeceği-
İcra müdürlüğünün daha önce yaptığı işlemlerden kendiliğinden dönmesi mümkün olmayıp; icra müdürünün kendisine yapılan bir başvuru olmadan, dosyayı ele alarak haciz ihbarnamelerinin hükümsüz sayılması yönünde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Davacı vekilinin, müvekkilinin davalı banka şubesinde mevduat hesabının bulunduğunu, bu hesap üzerine İcra Müdürlüğü tarafından haciz konulduğunu, davalı bankanın icra müdürlüğüne gönderdiği yazıda, haciz yazısının tebliğinden sonra hesaba yatacak paraları kapsamadığını belirttiğini, buna rağmen hesaba bloke koyduğunu, bu nedenle hesabın kullanılamadığını, davalı banka tarafından yapılan işlemin usulsüz olduğunu ileri sürerek, davalı ile müvekkili arasındaki çekişmenin giderilmesine ve davalının uygulamasının doğru olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, gönderilen yazıda açıkça, söz konusu yazının ulaşmasından sonra hesaba intikal edecek miktarların da bloke altına alınmasının istenildiği, bu durumda davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, haciz yazısının İİK’nun 89. maddesine uygun düşmediği söylenebilirse de bu halde yapılması gerekenin şikayet yoluyla işlemin iptal edilmesini istemek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği-
Rehin hakkı banka ile müşterisi arasında imzalanan sözleşmede de yer aldığından, bankanın borçlusuna karşı ileri sürebileceği rehin hakkının borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebileceği- Üçüncü kişi şikayetçi bankanın gönderilen 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine, karşı taraf-alacaklının, üçüncü kişi bankanın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat etmesi gerekeceği-
Şikâyet tarihinden somaki bir tarihi içeren ve üzerinde müşteki vekilinin isim ve adresi bulunan tahsilat makbuzunda, şikâyete dayanak icra takip dosyası borcunun ödendiği ve alacağın kalmadığı belirtilmiş olması ve bu tarihten üç gün sonra da alacaklı vekilinin ilgili icra müdürlüğünden hacizlerin fekkini talep ettiği birlikte değerlendirildiğinde, borcun itfa edildiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ettiği, buna rağmen ikinci haciz ihbarnamesi çıkarıldığı, davacının icra mahkemesine başvurarak bunu iptal ettirmesi gerektiği, nitekim icra mahkemesinin ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerini iptal ettiğinden davanın konusuz kaldığı bu nedenle mahkemece karar verilmesine yer olmadığına davacının yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmeyen 3.kişinin üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede dava açması gerektiği, İİK’nun 89.maddesi uyarınca menfi tespit davasının takip alacaklısına karşı açılacağı, takip borçlusuna davanın yöneltilemeyeceği, davalı takip alacaklısı şirket aleyhine açılan davanın 15 günlük yasal sürede açılmadığından reddine, diğer davalının taraf sıfatı bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi bankaya haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihten sonra, itiraz eden banka nezdinde bulunan borçluya ait hesapta, banka nezdinde "rehinli olduğu" bildirildiği halde, hesap  hareketlerinin sürdürüldüğü anlaşıldığından mahkemece, bankanın borçlu lehine gerçekleştirilen hesap hareketleri miktarı kadar tazminatla sorumlu olması gerektiği-