Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki haklardan doğan alacakların haczedilebileceği, bu durumda alacaklı vekilinin İİK'nun 89/1.maddesi kapsamında 1.haciz ihbarnamesi gönderilmesi isteminde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9. maddesinde, “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez" hükmü düzenlendiği fakat Anayasa Mahkemesi tarafından anılan bu haczedilmezliğe ilişkin yasal düzenlemenin iptaline karar verildiği- Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakların haczedilebileceği-
Tüzel kişiliği bulunmayan 3. kişilere haciz ihbarnamesi gönderilmesinin süresiz şikayete neden olacağı-
Ölü kişi hakkında hüküm kurulamayacağı- Uyuşmazlık konusu olayda uygulanması gereken, 818 s. BK. mad. 135/2 ile 11.4.1940 T. 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ilam zamanaşımına uğramış olduğundan, kararın salt bu nedenle bozulması gerektiği-
Alacaklının İİK.nun 89/4. maddesi koşullarında icra mahkemesi nezdinde yapmış olduğu başvuru üzerine, mahkemece "borçlu ve 3. kişi şirket ticari defterlerini getirmediğinden bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı" gerekçesiyle tazminat davasının reddine karar verilmişse de, dosya içinde bu yönde bir ihtarlı davetiye bulunmadığı gibi, ispat yükünü tersine çevirecek şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisinin de isabetsiz olduğu, mahkemece dava değeri üzerinden nispi harç yatırılması gerektiğinden öncelikle eksik harç tamamlattırılarak, üçüncü kişiye ticari defter ve kayıtların ibrazı için usulüne uygun şekilde kesin süre verilip, defter ve kayıtların ibrazı durumunda bilirkişi incelemesi yapılarak, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle borçlunun üçüncü kişide alacağının var olup olmadığı belirlendikten sonra karar verilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı gereğince borçlu tarafın takibin iptali talebi üzerine, icra takibinin iptali kararı yerine mahkemece takibin durdurulması kararı vermesi gerektiği-
Haciz ihbarnamelerinin (İİK. mad. 89) içerik yönüyle de iptal edilmesi ve hacizlerin kaldırılmasını talep edildiği halde, mahkemece sadece usulsüz tebligat şikayetine ilişkin karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu
Şikayetçi vekili icra mahkemesine başvurarak; "müvekkili şirketin iş sahibi olduğu işin iki şirket tarafından adi ortaklık olarak üstlenildiğini, söz konusu adi ortaklığın müvekkili şirketin belirtilen projesinde yüklenici konumunda olup müvekkil şirketten hakediş alacaklarının doğmasının muhtemel olduğunu, dolayısıyla doğması muhtemel alacakların münferiden bir şirkete ait olmayıp adi ortaklığa ait olacağını, BK. 638/2 gereğince "Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde” kullanabileceklerini, oysa söz konusu haczin şirketin adi ortaklıktaki tasfiye payı üzerine değil doğmuş ve doğacak tüm hakediş hak ve alacakları üzerine konduğunu, bu şekliyle haciz konmasının BK.'na aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca şirketin tasfiye payı bilinmeden müvekkili şirketçe ilgili icra dosyasına ödeme yapılmasının mümkün olmadığını" ileri sürerek, gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin iptalini istediği, şu hale göre, üçüncü kişinin 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz niteliğindeki bu başvurusunun 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden, icra mahkemesine başvurmasının hukuki sonuç doğurmayacağı-
İİK'nun 356. maddesinin maaş ve ücretler hakkında olup, emekli ikramiyesi ve tazminatların bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacağının haczinin ancak İİK'nun 89/1. maddeye göre mümkün olduğu-
Maaş ve ücret haczi işlemlerinin İİK. mad. 89 uyarınca değil, İİK. mad. 355 vd maddelerine göre yürütüleceği, alacaklının istemi haciz müzekkeresi tebliğ edilmesine rağmen ücret kesintisi yapmayan sorumlular hakkında İİK. mad. 356 uyarınca haciz konulması olduğundan, mahkemece; üçüncü kişi tarafından SGK'ya bildirilen ücret bordroları celp edilerek haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişi şirket bünyesinde çalışıp çalışmadığı ve çalışma süresi belirlenerek karar verilmesi gerekeceği-