Adi ortaklıkta, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması halinde, borçlu ortağın kar veya tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait mevcut bir hakkın veya üçüncü kişide olup ortağa düşecek bir hakkın haczine karar verilemeyeceği-
Haciz ihbarnamesi gönderilecek kurumun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunması gerekeceği, ehliyetsizliğe ilişkin bu durumun re’sen dikkate alınması gerektiği ve 89 haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olup, iptaline yönelik başvurunun da süreye tabi olmadığı-
Sözleşme kapsamında borçlunun 3. kişiden daire talep etme hakkının bulunduğu kesinleşmiş olarak; bu hakkın haczinin kesinleşmesi neticesinde ise, alacaklı tarafından yapılması gereken işin, İİK. mad. 120 gereğince yetki alarak genel mahkemeye müracaat etmekten ibaret olduğu, bu işlem yapılmadan hakkın yerine getirilmediği gerekçesiyle doğrudan 3. kişiden dairenin bedelinin istenmesinin ise İİK. mad. 89 ve 120' ye aykırılık teşkil ettiği-
Tüzel kişiliği bulunmayan 3. kişilere haciz ihbarnamesi gönderilmesinin süresiz şikayete neden olacağı-
Halka açık bir anonim şirket hissesinin, çoğu zaman tedavül ya da saklama kolaylığı sebebiyle bir aracı kurum ya da İMKB üyesi bir Banka nezdinde açılmış bir hesapta bulunduğunun görüldüğü, bu tür durumlarda borçlunun halka açık bir anonim şirkete ait hisse senedinin haczi için haciz tarihinde yürürlükte bulunan 2499 s. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 10/A maddesi uyarınca merkezi kayıt kurumu üyesi bulunan Banka ya da aracı kuruma, İİK m. 89 gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yeterli bulunduğu-
İİK.nun 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğine yönelik şikayetin, ancak bu tebligata muttali olunan tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabileceği-
Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, üçüncü kişilerin gönderilen haciz ihbarnamelerine yapılan itiraz üzerine açılan tazminat davaları (İİK. mad. 89/4) birleştirilmiş olup kararda tek bir alacak olduğu kabul edilerek nisbi vekalet ücretinin asıl ve birleşen dosyadaki alacak toplamı üzerinden tek verildiği anlaşılmışsa da, her iki dosya yönünden davanın reddine karar verilmiş olması sebebiyle, üçüncü kişi davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplanması gerektiği-
818 s. BK 168/1 gereğince, alacağın temlikinde, temlik eden kimsenin şahsına has olanlardan maada rüçhan hakları ve diğer müteferri hakların dahil olduğu- Temlik konusu hakkın devrinin gerçekleşebilmesi için temlik tarihinde temlik edilen alacağın mevcut olması gerekeceği-Temlike kon alacağın varlığı ve miktarı tespit edilemeden İİK 89/1'e göre gönderilen haciz ihbarnamesi üzerine ödeme yapılmasının isabetsiz olduğu-
Davalı arsa sahiplerinin, yükleniciye borçlu oldukları ileri sürülen miktarı, davacı taraf İİK. mad. 89 uyarınca talep edebileceği gibi, İİK. mad. 120/2 uyarınca yasa tarafından verilen hakları kullanmak suretiyle de talep edebileceği, keza, takip alacaklısının tek bir kişiden ibaret olması halinde bu yetkiyi tek başına aynı alacaklının kullanmasına da bir engel bulunmadığı- Davalı arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi mahkeme ilamı ile geriye etkili olarak feshedilmiş olduğundan, yüklenici tarafın yaptığı imalatın yasal ve kullanılabilir olması koşulu ile bedelinin arsa sahibince kendisine ödenmesi gerektiği; davacı da belirtilen alacağın ödetilmesi amacıyla mevcut davayı açmış olmakla, kural olarak, mahkemece, mahallinde konu hakkında uzmanlığı bulunan bilirkişiler katılımıyla keşif yapılarak, yapılan kısmi inşaat yasal hale getirilebilir nitelikte ise, feshin kesinleştiği tarihteki serbest piyasa rayiçleri üzerinden değerinin tespit edilerek İİK. mad. 120/3 uyarınca tahsil kararı verilmesi gerekeceği-
İİK. 89/3' e dayalı menfi tespit davalarının icra takibinin yapıldığı yer veya davayı açan üçüncü kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği-