Gerek İcra ve İflas Kanun ve gerekse 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında(ki) Kanun hükümlerine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin ancak ihbarnamenin 3. kişi konumundaki bankaya ulaştığı tarihte borçlu adına mevcut olan hesaptaki meblağ hakkında(bu hesapta para varsa) hüküm ifade edeceği (yani bankaca ancak bu hesaptaki para üzerine haciz konulabileceği) bankaca bu hesaba daha sonra gelecek para(lar) üzerine haciz konulamayacağı, eğer böyle bir haciz uygulanmışsa borçlunun haciz süresince bu parayı kullanamaması nedeniyle uğradığı zararı bankanın tazmin etmekle yükümlü olacağı-
Mahkemece, borçlu asile yapılan 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin vekil yerine asile yapılmış olmasından dolayı iptali ile bunun sonucu olarak usulüne uygun şekilde 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmeden 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılsa bile hükümsüz sayılacağından anılan haciz ihbarnamelerinin de bu nedenle iptaline ve geçersiz tebliğ işlemine dayalı olarak yapılan taşınmaz haczinin kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
89/2 haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde itiraz edilmiş bulunmakla, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından, 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği, buna rağmen tebliğe çıkartılan 89/3 haciz ihbarnamesinin iptali isteminin, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Haciz ihbarnamesine üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zararın tazminin isteyebileceği, icra mahkemesinde genel hükümlere göre yapılacak yargılamada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısının ispat etmesi gerektiği, tarafların göstermiş oldukları deliller toplandıktan sonra gerektiğinde üçüncü kişinin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Sıra cetvelinde hem sıraya hem de alacağın esas ve miktarına itiraz halinde mahkemece önce sıraya yönelik itirazların inceleneceği- Borçlunun 3. kişi elinde henüz mevcut olmayan parasının haciz müzekkeresi ile menkul hükümlerine göre haczedilemeyeceği, 3. kişi nezdinde doğacak alacakların ancak haciz ihbarnamesi ile haczedilebileceği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nın 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerekeceği, henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczine yasal olanak bulunmadığı- Üçüncü şahıstaki mevcut para alacağının da İİK'nın 110. madde hükmüne kıyasen hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerekeceği, aksi halde haczin düşeceği- Üçüncü kişi nezdinde bulunan alacak için haciz talebi halinde, haciz tarihi belirlenirken gözetilecek tarih, haciz yazısının yazıldığı tarih değil, üçüncü kişiye ulaşıp, kayda işlendiği tarih olduğu- 
3. şahsın, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz etmesi, alacaklının da 3. şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek 3. şahsın 338/1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği, alacaklının icra mahkemesine açacağı davada adı geçenin cezalandırılması yanında tahsilini istediği tazminat miktarını da açıkça göstermesi gerekeceği, bu dava ile "itirazın kaldırılması" nın istenemeyeceği-
Hükme esas alınan 09.04.2012 tarihinde gönderilen İİK'nın 89/1. maddesi kapsamındaki ihbarnamelerin iptaline ilişkin değinilen Mahkeme dosyalarının getirtilerek incelenmesi, bu kararların kesinleşip kesinleşmediklerinin araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Üçüncü kişi bakanlıktan İİK'nın 89/1 haciz ihbarnamesi ile istenmesi mümkün alacağın, hangi birimden ve hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığının belirtilmesi gerekse de, verilecek yanıtın "tüm birimleri kapsaması" gerektiğine yönelik konulan kaydın geçersiz olduğu-
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 s. TBK.’nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin karına iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklılarının, borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK.nun 89. maddesine göre haczettirebilecekleri, ayıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün olduğu (6098 s. TBK. mad. 638)-