Harman yerinin mülkiyetinin meralar gibi Hazineye ait olması nedeniyle Hazinenin bu yerlere yapılan haksız elatmanın önlenmesini isteyebileceği–
Bir taşınmazın birden çok kişiye satılması halinde, geçersiz olmadıkça veya feshedilmiş hale gelmedikçe eski tarihli sözleşmeye değer verileceği–
Yola elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkin davaların çözümünün adli yargının görev alanına girdiği–
Davacının tapusuz taşınmazın mülkiyetini zilyedliğin devri yoluyla ele geçirmiş, davalının ise rehin ilişkisi ile taşınmaza fer'i zilyed durumunda olması halinde, davalıya rehin bedeli ödeninceye kadar hapis hakkı tanınarak davacının elatma davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
Nizalı-tapusuz-taşınmazın davalıya bağışlanmış olduğunun -tanık beyanları ile- kanıtlanması halinde, davalı hakkında açılan «elatmanın önlenmesi» davasının reddi gerekeceği–
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon plânının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması gerekeceği–
Arsa sahibine olan inşaatı tamamlama edimini yerine getirmemiş olan yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz satın almış olan kişilerin, yüklenicinin halefi sıfatıyla arsa sahibine karşı satış vaadi sözleşmesine dayanarak ayni bir hak talep edemeyeceklerinden davacı arsa sahibinin payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği–
Dava konusu taşınmazın, suların birikmesiyle oluşan gölet sahasında kalması halinde, suların çekilmesi ile davacının bu yerin otunu biçmesinin ona hiçbir hak sağlamayacağı–
Müşterek mülkiyete tabi taşınmazda intifa hakkına sahip olmayan çıplak mülkiyet hakkı sahibinin, kendi ihtiyacı için tahliye davası açması mümkün olmayıp bu hakkın intifa hakkı sahibine ait olduğu-