Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yasal koşullara uygun olarak işlevlerini tamamlamış ve hukuki sonuç ve hükümlerini hasıl etmişse davanın tarafları yönünden objektif statüden subjektif statüye geçerek kişiye ait bir nitelik kazanmış olur; buna göre; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yürürlüğün durdurulması kararı davacı vakıflar idaresi yararına kazanmış hakkın vücut bulmasından sonra devreye girmişse geriye etkili biçimde hukuki sonuç doğurmayacağı-
MK. 683’ün kapsamı– Resmi Gazete içeriğinin; fotokopi, tarayıcı, optik okuyucu gibi kolaylık sağlayan araçlardan değil de, emek, para ve zaman harcayarak bilgisayar klavyesi ile yeniden yazmak suretiyle kâğıt türünden olmayan disket, hard disket gibi unsurlar üzerine yeniden kendi bağımsız tesbitlerini çoğaltıp elektronik ortamda ve «Elektronik Resmi Gazete» olarak internet ortamına aktarıp yayımlanması eylemi-nin, MK. 683’nün değil FSEK’nun kapsamına girdiği ve bu kanun açısından da, dava konusu eylemin «haksız rekabet» oluşturmadığı-
Davalının ihtilaf konusu yeri bahçe haline getirerek değerini artırması el atmanın önlenmesi davasını açmaya engel teşkil etmeyeceği ve davalının bu kişisel hakkı nedeniyle ayrı bir dava açabileceği-
Muhdesatın kime ait olduğu kadastro mahkemesinde incelenmiş ve karara bağlanarak kesin hüküm oluşmuşsa, artık yeniden bu konunun dava yoluyla da olsa incelenemeyeceği-
Davacı kadının, boşandığı kocasında kalan eşyalarını, MK. 683’e da- yanarak mevcutsa aynen değilse bedellerinin ödenmesi için bir süreye (zamanaşımına) bağlı olmadan her zaman talep edebileceği–
Mirasbırakandan kalan taşınmazların, onun sağlığından beri fiilen mirasçıları tarafından ayrı ayrı kullanılmakta olduğunun tanık beyanları ile kanıtlanması halinde, mirasçılardan biri tarafından diğer mirasçılar aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasının reddi gerekeceği–
Kat mülkiyetine tâbi taşınmazlarda kat maliklerinin oybirliğiyle onayı mevcut olmadıkça, imar müdürlüğünce onaylanmış projeye daya-nılarak inşa edilen ilave kata yönelik elatmanın önlenmesi ve kal da-vasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
Kesin mehile ilişkin ara kararının her türlü yanlış anlamayı önleyecek şekilde açık ve eksiksiz olması gerekli olup, yapılacak işlerin tek tek açıklanması gerekir; ayrıca verilen sürenin yapılacak iş için uygun olması gerekir, hakim kesin mehile uymamanın sonuçlarını açıkça anlatmalıdır; Yerel mahkemenin açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yaparak sonuca göre karar vermesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi davalarında, davacının ilk önce dava konusu şey üzerindeki mülkiyet hakkını isbat etmesi gerekeceği, bu konuda menkullerde MK’nun 985/I maddesindeki zilyetliğe dayanan, gayrimen-kullerde ise MK’nun 992. maddesindeki tapu sicilindeki kayda dayanan karineden yararlanılabileceği -Tapusuz gayrimenkullerde, davacının mül- kiyet hakkının tescil kararının kesinleşmesi ile doğacağı –
Kamu düzenini ilgilendiren imarın ifraza imkan vermediği bir durumun, tarafların anlaşmasıyla olanaklı hale getirilemeyeceği, esasen, eldeki davadan ötürü uyuşmazlık içerisinde olan yanların, anlaşamadıklarının açık olduğu, öte yandan, dinlenilen tanık anlatımlarından taşkın yapılanmanın iyiniyete dayandığını kesin biçimde ifade etmek imkanının olmadığı, hal böyle olunca, ilk davanın kanıtlandığı dikkate alınarak elatmanın önlenilmesi ve kal'e ( yıkıma ) kanıtlanamayan temliken tescil davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-