Dava, tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyiniyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının araştırılması gerekip, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunun hükme elverişli ve yeterli olmadığından hükmün bu nedenlerle bozulması gerekeceği-
Taşınmaz malın aynına ilişkin davalarda 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı-
Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak davacılar tarafından bir değer bildirilmediği de dikkate alınarak, taşınmazların keşfen saptanan değerleri üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlattırılmasının, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesinin gerekeceği-
E. kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yönelik olarak açılmasının ve sonucundan onun sorumlu tutulmasının asıl olduğu, taşınmazın bir başkası tarafından da tasarruf edilmesi ya da kullanıma sunulması o yeri haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın tasarruf edenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı-
Paydaşlar arasında uzun zamandan beri fiilen yaratılan bir kullanım tarzı bulunmadığı gibi, harici bir taksiminde yapılmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, diğer taraftan, davacıların kullanabileceği başkaca bir yer bulunmadığına göre intifadan men koşulunun gerçekleştiği, o halde; kayden paydaş olan bir kısım davacıların payları oranında davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-