Davacı taşınmazına, davalının yapı yapmak suretiyle müdahalesinin saptandığı, bu durumda mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davalının tasarrufunda olan ve bilirkişi raporunda da belirtilen elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve ayrıca tüm muhdesatlar yönünden de yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece sadece tazminat bedeli esas alınmak suretiyle karar ve ilam harcı alınması, el atmanın önlenmesi ve yıkım yönünden nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir ve elatıldığı iddia edilen taşınmazların tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, belirlenen taşınmazların tecavüzlü kısımlarının zemin değerinin ve yıkımı istenen muhtesatın değerinin tespiti ile bu değerler üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulamayacağı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkin davada; içlerinde jeoloji mühendisinin de yer aldığı uzman bilirkişi heyeti ile birlikte yeniden keşif yapılarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılacağı, bilirkişiden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınacağı, davacının zararının olup olmadığının kesin biçimde ortaya konulacağı ve zararın varlığının belirlenmesi halinde zararın giderilmesi yöntemlerinin raporda gösterilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılamayacağı-
Baz istasyonunun davacıya herhangi bir zarar verip vermeyeceği yönünden halk sağlığı uzmanından rapor alınması ve hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
HMK. nun 125.maddesi dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirmiştir. Hal böyle olunca, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Hükme esas alınan rapor ve eki krokide gösterilen şeftali fidanının davacıya ait taşınmaz içinde kalmak suretiyle haksız elatmanın halen devam ettiğinin sabit olduğu; davalının malik olduğu taşınmaz içinde yaptırılan ahırın da yine davacıya ait taşınmaza taşkın olarak yapılandığı, bu durumda tecavüzlü olan bu bölüm hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Müdahale uzun zamandır devam etmesine rağmen davacı tarafın dava açılıncaya kadar davalı tarafı uyarmadığı, bir ihtarname keşide etmediği, bu durumda davalının uzun süreli kullanımının muvafakate dayalı olduğunun, dava açmakla muvafakatin geri alındığının ve kötüniyetli zilyedin ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu tutulamayacağının kabulünün gerekeceği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125. maddesi, 1086 sayılı Yasanın 186.maddesinden farklı olarak dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği-
E.tma haksız bir eylem olup, elatmanın önlenmesi davalarının ise haksız eylemi gerçekleştiren kişilere karşı açılacağı-