Taraflar arasındaki akdi ilişki, asıl işveren alt işveren ilişkisini doğrulamıyor, ya da bu sözleşmelerin muvazaaya dayandığı saptanmış ise, bunun doğal sonucu olarak, işçi işveren ilişkisinin hukuksal statüsünden kaynaklanan ve işçilik hakları olarak da adlandırılan; kıdem, ihbar tazminatı gibi alacaklardan, gerek doğrudan ve gerekse dolaylı olarak, işveren sıfatını taşımayan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı- Tarafların bilerek ve isteyerek iradeleri ve beyanları arasında böylesi bir uygunsuzluğu yaratmaları halinde muvazaanın söz konusu olacağı- Muvazaalı sözleşme tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından başlangıçtan beri geçersiz sayılacağı ve sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle taraflar bir zarara uğramış olsalar bile bunu birbirlerinden talep edemeyeceği- Dava konusu olayda davacı; 'davalı ile aralarında hizmet alım sözleşmeleri bulunduğunu' öne sürerek 'davalı şirkette çalışan dava dışı işçilerin işçilik alacaklarının ödenmediğinden bahisle yapılan ödemelerin rücuen tahsilini istediği' davada davalı 'davacı arasında gerçek bir asıl-alt işveren ilişkisi olmadığını' ve ' taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğunu' savunduğundan 2011-2014 dönemine ait taraflar arasındaki tüm hizmet alım sözleşmeleri, ihale şartnameleri, getirtildikten sonra davalının muvazaa iddiası üzerinde durularak, taraflar arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olup olmadığı tespit edilerek, dava dışı işçilerin işten çıkarıldığı tarihte işçilik alacaklarını hak edip etmediği ve miktarı belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup ...