Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararının verildiği 17.09.2024 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 378.290,00 TL olduğundan ve uyuşmazlık konusu değerin (369.787,06 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364/1. maddesinde belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı-
Şikâyetçinin icra mahkemesine başvurusunda "sıra cetvelinde ikinci sırada alacaklı olduğunu, sıra cetveline itiraz davalarının reddedildiğini ve sıra cetvelinin kesinleştiğini, dosyada satış sonucu elde edilen paranın nemalandırılmış olduğunu, icra müdürlüğünden nemanın kendisine ödenmesini talep ettiğini" ancak icra müdürlüğünce "nema faizinin sıra cetveli alacaklısına ödenmesi talebinin reddine" karar verildiğini ileri sürerek memurluk işleminin iptalini talep ettiği- Şikâyetçiye sıra cetvelinde ayrılan 709.474,81 TL 04.06.2021 tarihinde ödendiği, icra dosyasında 27.08.2019 ile 27.05.2021 tarihleri arasında elden edilen nema bedeli ise toplam 83.617,08 TL olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararının verildiği 27.09.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL'dir. Bu durumda uyuşmazlık konusu değerin (83.617,08 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364/1. maddesinde belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Şikayet takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde oluşan zamanaşımı sebebi ile icranın geri bırakılması talebine ilişkin olduğu- Dolayısıyla şikayetin niteliği gereği İİK'nın 363. maddesinde yer alan kesinlik sınırına ilişkin miktar belirlenirken takipte talep edilen asıl alacak miktarı değil, şikayet tarihi itibari ile talep edilebilecek alacak miktarına göre, bir başka deyişle takip dosyasında alacağın ulaştığı miktara göre belirleneceği anlaşılmakla kesinlik konusunda bu hususa göre değerlendirme yapılmak sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, İcra Mahkemesi kararının istinaf yoluna başvuran şikayetçi borçlu vekiline tefhim edildiği, istinaf süresinin kısa kararın tefhimi ile başladığı, istinaf dilekçesinin verilip kaydettirildiğinin görüldüğü- 10 günlük isitnaf süresinin son günü olan 30.06.2023 tarihi, Kurban B.ının üçüncü günü olup resmi tatil günü olduğundan, istinaf başvuru süresinin son gününün Kurban B.ı ve hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle, borçlunun istinaf başvurusunun takip eden ilk iş günü olan 03.07.2023 tarihinde ve yasal süresi içinde yapıldığının anlaşıldığı- O halde Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar cezalandırma ve tazminat istemli davaların birlikte görülmesi gerekir ise de, İİK'nın 338/1. maddesi uyarınca sanığın cezalandırılmasına yönelik İcra Ceza Mahkemesi dosyasının istinaf aşamasında olduğu ve dosyada gelinen aşama itibariyle tazminat istemli yürütülen iş bu dosya ile birleştirilmesi olanağı bulunmadığı gözetilerek yapılan değerlendirmede, İcra Ceza Mahkemesi dosyasının sonucunun beklenilerek ve dosyanın incelenmesi suretiyle birlikte değerlendirilerek tazminata yönelik karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nın 373. maddesi emredici nitelikte olup, yoruma açık olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği kararın Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulması üzerine dosya kendisine gönderilen Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, HMK'nın 373/3. maddesine göre tarafları duruşmaya davet edip, bozma kararına uymak, ya da, direnme kararı vermek olduğu- Bölge Adliye Mahkemesi bu iki karar dışında bir karar veremeyeceği-
Temyiz yoluna başvuru kesinlik sınırının 01/01/2024 tarihinden itibaren üç yüz yetmiş sekiz bin iki yüz doksan Türk Lirası olduğu -Uyuşmazlığın itirazın kaldırılması ve tahliye talebine ilişkin olduğu - Bölge adliye mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değer, kesinlik sınırını geçmediğinden anılan kararın temyiz kabiliyetinin olmadığı-
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı-
TCK'nun 50/1-a maddesi uyarınca tayin edilen kısa süreli hapis cezası adli para cezasına çevrilirken bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanarak belirlenmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin (itirazın kaldırılmasına konu asıl alacak olan kira miktarı 107.929,24 TL ve takibe konu kiraların ait olduğu son kira dönemi miktarı 8000 Euro karşılığı 230.480 TL'den oluşan toplam 338,409,24 TL'nin) 2.3.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1. maddesinde belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyetinin olmadığı-