İçerik Akışı
Usulsüz tebligat- Hukuki dinlenilme hakkı- Adil yargılanma hakkı- Trafik kazası- Tahkikatın sona ermesi- Alacak davası- Yazılı yargılama usulü-
Davacı vekiline çıkarılan tebligatın daimi çalışan olduğu ispat edilemeyen avukat adına tebliğinin usulsüz olduğu- Davacı vekilinin katıldığı ancak ertelenen duruşma gününün yazılmadığı celse zaptında her ne kadar “Taraflara HMK’nın 186. maddesi gereğince tahkikat aşamasında önümüzdeki celse sözlü yargılamaya geçilebileceği, hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceğinin ihtarına davalıya çıkacak tebligata da dercine” ifadesi yazılmış ise de, henüz bilirkişi raporlarının temin edilmediği, raporların taraflara tebliği ve rapora karşı beyanların alınması sürecinin tamamlanmadığı anlaşılmakla tahkikat aşamasının bittiğinden bahsedilemeyeceği- Mahkemece işlemden kaldırma kararı verildiğinde henüz tahkikat aşamasının tamamlanmadığı, zapta "sonraki celse sözlü yargılamaya geçilebileceği" dercedilmekle karışıklığa yol açıldığı, meydana gelen bu durumdan davacı aleyhine sonuç çıkarmanın doğru olmayacağı, zapta yazılması unutulan duruşma tarihinin ne olduğunu belirten davacı vekiline çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin celseden haberdar olduğu ve duruşmaya bilerek katılmadığı sonucuna varılamayacağı-
Haciz ihbarnamesi- İcra müdürlüğünün numarasının hatalı yazılması- Usulsüz tebligat- Yedi gün süreli şikayet- Süresiz şikayet-
İkinci haciz ihbarnamesinin usulüne uygun düzenlenmemesi nedeniyle itirazın geçerli kabul edilmesine ilişkin üçüncü kişi tarafından yapılan şikayetin süresiz yapılabileceği- İcra müdürlüğünün numarasının hatalı yazdığı ikinci haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğu ve bu haciz ihbarnamesinin tebliği ile itiraz süresinin başlamayacağı ve bu durumda üçüncü kişinin ikinci haciz ihbarnamesine itirazının süresinde olduğu- İkinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmesine rağmen, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilerek borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması ve aleyhinde haciz istenmesinin de mümkün olmadığı-
Götürülecek borç (TBK 89)- Yetki itirazı- İtirazın iptali-
Talep edilen borç TBK 89 uyarınca götürülecek borçlardan olduğundan, davacı/alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan icra dairelerinin de yetkili olduğu- İcra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile mahkemece icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz reddedilerek itirazın iptali davasının esastan incelenmesi gerektiği-
Basit yargılama usulü- Nafakanın arttırılması- Duruşma yapma zorunluluğu-
Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu (YHGK)-
Trafik iş kazası- Sigortalının kusuru- İlliyet bağı-
Davalı işveren şirketin olay günü şoförlerin izinli ve raporlu olmaları nedeniyle asıl işi şoförlük olmayan işçilere araç kullanma görevini vermesi ve aracın görevlendirilmiş şoför haricinde kullanılmaması konusunda işçilere kurallar koyarak bu kurallara uyulması konusunda gerekli eğitim ve denetim görevini yerine getirmemesi nedeniyle kusuru bulunduğu, meydana gelen iş kazası olayı ile zarar arasındaki illiyet bağının sigortalının ağır kusuru nedeniyle kesilmediği-
Karşılıklı güven ilişkisinin ortadan kalkması- Süresiz adi ortaklık sözleşmesi- Adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak feshi- Tasfiye usulü-
Davacı ile davalı arasında yönetim ve gelir paylaşımı konusunda ciddi sorunlar bulunduğundan işbirliği, birlikte çaba, karşılıklı güven ilişkisinin ortadan kalktığının kabulü gerektiği- Adi ortaklık sözleşmesinde, sözleşmenin süresiz olduğu belirtildiğinden, artık tarafların taleplerinin, 'adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesih talebi' olarak değerlendirilmesi olarak gerektiği- Tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi usulü-
Üst sınır (limit) ipoteği- Taşınmazın alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmesi- Dosya hesabı- Alacaklı tarafça dosyaya depo edilmesi gereken miktar- Tescil işleminin tedbiren durdurulması talebi-
Üst sınır (limit) ipoteği sadece ipotek akit tablosunda belirtilen limit kadar alacağı teminat altına almış olduğundan, alacaklının ancak bu limit kadar ipotekli takip yapabileceği- Taşınmazı üzerinde limit ipoteği kurulan üçüncü kişinin, aynı zamanda kredi sözleşmesinde kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotek limiti ile sorumlu olduğu ilkesini değiştirmeyeceği- Taşınmazın 1.385.000 TL’ye alacağa mahsuben alacaklıya ihale edildiği, müdürlüğün yaptığı hesaplamaya göre dosya borcunun 1.292.871,65 TL olarak tespit edildiği, şikayete konu Müdürlük kararı ile yapılan dosya hesabına dayanılarak "ihale bedelinin, 1.292.871,65 TL olan dosya alacağını geçtiğinden bahisle 92.128,35 TL’nin alacaklı tarafça dosyaya depo edilmesine" karar verildiği uyuşmazlıkta, davacı-borçlular, "taşınmazın alacaklı adına tescili işleminin tedbiren durdurulmasını" istemiş iseler de, İİK 134 vd. gereğince ihalenin kesinleştiği ve tescile engel bir durumun olmadığı, ancak, tesis edilen ipoteğin türü ve ipotek limiti gözönüne alındığında, dosya hesabı ipotek resmi senedine aykırı olduğundan, gerekirse dosyanın bilirkişiye tevdii ile iadesi gereken miktar olup olmadığı ve var ise ne kadar olduğunun tespit edilmesi gerektiği-
Vergi borcunu yapılandırması- Zamanaşımı- Sıra cetveli- Vergi dairesinin haczinin ayakta olup olmadığı-
Vergi dairesine karşı müştereken ve müteselsilen borçlulardan birinin vergi borcunu yapılandırması halinde, 5 yıllık tahsil zamanaşımının sıra cetveline konu taşınmazı paraya çevrilen borçlu yönünden de kesileceği ve bu durumda vergi dairesinin haczinin ayakta olduğundan bu vergi dairesi yönünden sıra cetveline ilişkin şikayetin reddi gerektiği-
Mühlet kararı- İşletme gideri- Kira ve işçi ücreti ödemesi- İhtiyati tedbir kapsamı- Konkordato talep eden borçlunun tahliyesi-
Borçlu aleyhine başlatılan şikayet konusu takip tarihinin mühlet kararından sonra olsa da, ticaret mahkemesince "işletme gideri kapsamında kalan kira ve işçi ücreti ödemesi gibi ödemelerin ihtiyati tedbir kapsamı dışında tutulmasına” karar verildiğinden, ödenmeyen kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan takibin tedbir kapsamı dışında kaldığı, konkordato talep eden borçlunun itirazının kaldırılmasına, tahliyesine ve icra inkar tazminatına dair karar verilmesi gerektiği-
İhalenin alacağa mahsuben yapılması- İhalenin kesinleşmesi- Sıra cetveli-
İhalenin alacağa mahsuben yapılması halinde, ihale alıcısı tarafından ihale bedelinin ne kadarının ödenip ödenmeyeceğinin, İİK.m.140 uyarınca sıra cetveli yapıldıktan sonra netleşeceği- Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince "ihale bedelin ödendiği ve tescile engel kalmadığı" yönündeki eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde tesis edilen hükmün isabetsiz olduğu- İhalede alacağa mahsuben satın alınan taşınmazın, alıcı adına tescili için ihalenin kesinleşmiş olması yeterli midir, yoksa ayrıca düzenlenmiş olan sıra cetvelinin de kesinleşmiş olması gerekir mi?