7101 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Kabul Tarihi: 28.02.2018
15 Mart 2018 Tarihli ve 30361 Sayılı Resmî Gazete
7201 s. Kanun ile uygulamada büyük sıkıntılar doğuran “iflasın ertelenmesi” kurumuna kaldırılarak bunun yerine konkordato kurumuna ilişkin hükümler yeniden gözden geçirilip işlevsel hale getirilmesi amaçlanmıştır.
Bu kapsamda, gerek İİK.’da gerekse ilgili diğer kanunlarda değişikliklere gidilmiştir.
7101 s. Kanun ile; İcra ve İflas Kanunu’nun 128, 177, 179, 185, 206, 208, 210, 224, 227, 232, 235, 241, 285, 286, 287, 288, 289, 290, 291, 292, 293, 294, 295, 296, 297, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307, 308, 309, 309/a, 309/b, 309/g, 309/k, 309/l ve 309/s. maddeleri yeniden düzenlenmiş, 179/a, 179/b, 179/c, 298/a ve 329/a. maddeleri yürürlükten kaldırılmış, 308/a, 308/b, 308/c, 308/ç, 308/d, 308/e, 308/f, 308/g, 308/h ve geçici 14. maddeleri ise İİK.’na eklenmiştir.
7101 s. Kanun ile; İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı ile, 6183 s. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da (mad. 21/2, c: 2); 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:” başlıklı bölümünde; 5235 sayılı Mahkemeler Teşkilat Kanunu’nda (mad. 5); Kooperatifler Kanunu’nda (mad 63/3); -Türk Ticaret Kanunu’nda (mad. 377, 634) da değişikliklere gidilmiştir.
7201 s. Kanun ile gerek İİK.’da gerekse özellikle iflasın ertelenmesi kurumunun kaldırılarak konkordato kurumunun yeniden düzenlenmesi üzerine yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacıyla diğer Kanunlarda icra iflas hukukuna yönelik yapılan değişiklikleri aşağıda inceleyebilirsiniz.[1]
MAL VE HAKLARIN BİR BÜTÜN OLARAK PARAYA ÇEVRİLMESİ
İİK. mad. 128 - Mükellefiyetlerin listesi[2]:
İİK’nun 128. maddesine aşağıdaki (son) fıkra eklenmiştir:
“Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.”
Borçluya ait hacizli malların birlikte satılmasının talebi artıracağı, ayrı ayrı satımına göre daha yüksek bedel elde edilmesinin beklendiği hallerde bu malların birlikte satılmasına izin verilmesinin alacaklı ve borçlu yararına olacağı, yargı uygulamasının da bu yönde bulunduğu gözetilerek bu fıkra 128. maddeye eklenmiştir. Böylece yüksek gelir elde edeceği anlaşılan mal ve hakların bir bütün olarak paraya çevrilmesi hükme bağlanmakta ve bu düzenlemenin alacaklılar yararına olduğu kabul edilmiştir.
Aynı düzenlemeye, İİK.’nun 241. maddesine eklenen fıkra ile, iflasta da yer verilmiştir.
EVVELCE TAKİBE HACET KALMAKSIZIN İFLAS:
İİK. mad. 177 - A- Alacaklının talebi:
İİK.’nun 177. maddesi, alacaklının, borçlusu hakkında, önceden “iflâs takibi”nde bulunup, borçlusuna “iflâs ödeme emri” göndertmeden, doğrudan doğruya ticaret mahkemesine başvurarak “iflâs davası” açabileceği durumları düzenlemektedir.
Konkordatonun tasdiki talebinin reddi halinde iflası düzenleyen İİK.’nun 301. maddesi hükmü, kısmen değiştirilerek teselsül sonucu İİK.’nun 308. maddesi olarak düzenlendiğinden, İİK.’nun 177. maddesinde de buna uygun bir düzenleme yapılmıştır.
Yapılan değişiklikle, İİK. mad. 177/II-3’’ün önceki metninde “301. madde”ye yapılan atıf, “konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası” başlıklı “308. madde”sine yapılarak yeni hükümlerle uyum sağlanmıştır.[3]
İFLASIN ERTLENMESİ KURUMUNUN KALDIRILMASI
İİK. mad. 179- Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası:
İİK.’nun 179. maddesinin başlığında yer alan “ve iflasın ertelenmesi” ibaresi yeni madde başlığından çıkarılmıştır (Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası ve iflasın ertelenmesi).
“İflasın ertelenmesi” kurumu, uygulamada ortaya çıkan sorunlar ve kötüye kullanım nedeniyle kaldırılmıştır. Yerine “konkordato kurumu” getirilmektedir. Bu kapsamda maddeyle, TTK.’nun 377 ve 634. maddesi ile Kooperatifler Kanunu’nun 63. maddesinde uyum düzenlenmesi yapılarak sermaye şirketleri ve kooperatifler bakımından “iflas erteleme” yerine “konkordato” talebinde bulunabilecekleri hükme bağlanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 179. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir:
Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası:
“Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.”
Önceki 179. madde ise şu şekildeydi:
Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası ve iflasın ertelenmesi:
Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini son bir yıldan uzun süre ile şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir.
İyileştirme projesinde, yeni nakit kaynak konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynaklar ve önlemler ile erteleme süresince tüm işletme giderlerinin ve çalışma sermayesinin nasıl karşılanacağı gösterilir.
Mevcut borçların ödeme süre ve tutarlarını, alacaklıların adreslerini, faaliyet gösterilen sektörün özelliklerine göre stoklar ile bunların bekleme sürelerini ve tutarlarını gösteren listeler, vergi dairesine sunulmuş en son bilanço ve gelir tablosu, şirket veya kooperatifin ticaret sicili tasdiknamesi ile iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren diğer bilgi ve belgelerin, işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenmiş ara bilançoyla birlikte mahkemeye sunulması zorunludur.
Üçüncü fıkrada belirtilen liste ve belgelerin iflasın ertelenmesi talebiyle birlikte sunulmaması veya mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde tamamlanmaması hâlinde iflasın ertelenmesi talebi ispatlanamamış sayılır ve borca batık olduğunun anlaşılması hâlinde talep sahibi şirketin veya kooperatifin iflasına karar verilir.
Daha önce iflasın ertelenmesinden yararlanmış bir sermaye şirketi veya kooperatif, duruma göre uzatma dâhil erteleme süresinin bitiminden itibaren bir yıl geçmedikçe iflasın ertelenmesi talebinde bulunamaz.
İİK’nun 179/a, 179/b ve 179/c. Maddeleri:
“İflasın ertelenmesi” kurumuna ilişkin aşağıdaki maddeler yürürlükten kaldırılmıştır.
İİK. mad. 179/a - Erteleme yargılaması
İİİK. mad. 179/b - Erteleme kararı ve sonuçları
İİK. mad. 179/c - Kanun yolları
İFLASIN HUKUKİ NETCİLERİ
İİK. mad. 185 - Rehinli mallar ve üretime yönelik yerler:
İİK.’nun 210. maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak İİK’nun 185. maddesinin aşağıda yer verilen dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır:
(Ek:9/11/1988 - 3494/38 md.) Fabrikaların, imalathanelerin ve bunlara benzer üretime yönelik yerlerin, üzerinde rehin bulunmasa dahi, iflas idaresince derhal satışı yapılır.
185. maddenin kaldırılan 4. fıkrası yerine, aşağıdaki (yeni) fıkraya yer verilmiştir.
“210 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca masa hakkında faydalı olmayacağı anlaşıldığı için kapatılıp mühürlenen yerlerin, üzerinde rehin bulunmasa dahi, ilk alacaklılar toplanması tarafından da uygun bulunması halinde iflas idaresince derhal satışı yapılır.”[4]
İİK. mad. 206 - Adi ve rehinli alacakların sırası:
İİK.’nun 206/1. maddesinde yapılan değişiklikle, “bir kısım kamu alacaklarının, rehinle temin edilmiş alacaklar karşılandıktan sonra diğer alacaklara nazaran öncelikli olarak ödeneceği” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde rüçhan hakları vardır. Gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi, rehinli alacaklardan sonra gelir.”
Bu fıkranın önceki şekli aşağıdaki gibiydi:
Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde, gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi o akar veya eşya bedelinden istifa olunduktan sonra rüçhan hakları vardır.
İFLASIN TASFİYESİ
İİK. mad. 208 - (Masanın teşkili) Defter tanzimi:
İflas tasfiyelerinin uzun sürmesi nedeniyle, iflas kararının tebliğinden sonra tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılacağına karar verme süresi, yapılan değişiklikle, “üç aydan” “iki aya” indirilerek tasfiyenin daha kısa sürede tamamlanması amaçlanmıştır.
İİK.’nun. (yeni) 208/3. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir:
“İflas dairesi iflas kararının kendisine tebliğinden itibaren en geç iki ay içinde tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılacağına karar vermek zorundadır.”
İİK. mad. 210 - Teminat tedbirleri:
“İflas dairesinin iflasın açılması ile müflisin mağazalarını, eşya depolarını, imalathanelerini, perakende satış dükkânlarını ve buna mümasil yerlerini kapatıp mühürleyeceğine” ilişkin hüküm değiştirilmiştir.
İflas masası hakkında faydalı olacağı anlaşılan durumlarda, belirtilen yerlerin ilk alacaklılar toplanmasına kadar iflas dairesi tarafından idare edilmesi öngörülmüştür. Bu düzenlemeyle, iflas tasfiyesinde alacaklıların daha fazla söz sahibi olması sağlanmakta ve bu yerlerin açık kalması temin edilerek eldeki (muhtemel) stokların ticari hayatın işleyişi içinde paraya çevrilmesi ve diğer yandan borçlunun işletmesinin faaliyetlerine devam edip tasfiyeden çıkarak ekonomi içindeki üretken konumuna tekrar kavuşması imkânı tanınmaktadır.
Adalet Komisyonunun önergesiyle, iflas dairesinin; müflisin mağazalarını, eşya depolarını, fabrikalarını, imalathanelerini ve üretime yönelik sair yerlerini, perakende satış dükkanlarını ve buna mümasil yerlerini, masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolü altında idare edeceği ve aksi takdirde bu yerleri kapatıp mühürleyeceği hükme bağlanmış ve maddenin mevcut kapsamına müflisin fabrikaları ve üretime yönelik sair yerleri de alınmıştır.
Yapılan değişiklikle, İİK.’nun (yeni) 210/1. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir:
“İflas dairesi; müflisin mağazalarını, eşya depolarını, fabrikalarını, imalathanelerini ve üretime yönelik sair yerlerini, perakende satış dükkanlarını ve buna mümasil yerlerini, masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolü altında idare eder; aksi takdirde bu yerleri kapatıp mühürler.”[5]
Bu düzenlemeye, İİK.’nun (önceki) 210. maddesinde iki fıkra olarak aşağıdaki şekilde yer verilmişti:
“İflas dairesi müflisin mağazalarını, eşya depolarını, imalathanelerini, perakende satış dükkanlarını ve buna mümasil yerlerini kapatıp mühürler.
Şu kadar ki masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa daire, bu yerleri ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolu altında idare edebilir.”
İİK. mad. 224 - Toplanmada verilen kararlar:
İİK.’nun 210. maddesinde yapılan değişikliğe uyum sağlanması amacıyla bu maddede de değişiklik yapılmıştır.
Adalet komisyonu önergesiyle, İİK. mad. 224 uyarınca, alacaklılar toplanmasının karara bağlayacağı konularının arasına müflisin fabrikaları, üretime yönelik sair yerleri, eşya depoları da eklenmiştir.
İİK.’nun (yeni) 224/1. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Alacaklılar toplanması, bilhassa müflisin sanat veya ticaretinin devamı, fabrikaları, imalathaneleri ve üretime yönelik sair yerleriyle mağazalarının, eşya depolarının, perakende satış dükkanlarının faaliyetlerine devam edip etmemesi, muallak davalar ve pazarlıkla satışlar hakkında müstacel kararlar verebilir.”[6]
Önceden bu fıkra aşağıdaki şekildeydi:
“Alacaklılar toplanması, bilhassa müflisin sanat veya ticaretinin devamı, imalathaneleriyle mağazalarının, perakende satış yerlerin açılması, muallak davalar ve pazarlıkla satışlar hakkında müstacel kararlar verebilir.”
İİK. mad. 227 – İflas idaresinin vazife ve mes'uliyeti:
Maddede yapılan değişiklikle, “iflas idaresinin, masaya kabul edilen alacaklılara talepleri halinde bilgi verme yükümlülüğü” getirilmiştir. Uygulamada alacaklıların tasfiyenin aşamalarından haberdar olmadıklarına ve iflas idaresine bu yönde yapılan başvuruların cevapsız kaldığına dair yakınmalar, bu düzenleme ile giderilerek masaya kabul edilen alacaklılara tasfiye hakkında daha geniş bilgi edinme imkanı sağlanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 227/1. maddesi, 1. fıkra sonuna eklenen cümle ile aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“8 inci maddenin bir ve ikinci fıkraları ve 9,11,16 ve 359 uncu maddelerin icra dairelerine ait hükümleri iflas idaresi hakkında da uygulanır. İflas idaresi, iflas masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflas tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.”[7]
Bu fıkranın önceki şeklinde son cümle yer almıyordu.
İİK. mad. 232 - Alacaklılar sıra cetvelinin müddet ve şekli:
İflas tasfiyesinin makul sürede tamamlanabilmesinin sağlanması amacıyla yapılan düzenlemeyle sıra cetveli hazırlanması için öngörülen “üç aylık asıl” ve “üç aylık uzatma süresi”, “ikişer ay” şeklinde kısaltılmıştır.
Ayrıca, süresi içinde sıra cetvelini iflas dairesine vermeyen iflas idare memurları için uygulamada yarar sağlamayan ve bu kişilerin aynı iflas idaresinde görev alamayacaklarına dair olan düzenleme yerine daha kapsamlı bir yasak hükmü getirilmiştir. Buna göre, sıra cetvelinin hazırlanması aşaması, müflisin iş hacmi, alacaklı sayısı gibi ölçütleri değerlendiren icra mahkemesinin, sözü edilen iflas idaresi üyeleri hakkında bir yıldan üç yıla kadar, sadece o tasfiyede değil, hiçbir iflas tasfiyesinde görev alamayacaklarına dair bir karar vermesine imkan sağlamıştır. İstinaf ve temyizde geçebilecek sürede iflas idaresinin oluşamaması, olası bir istinaf talebinin kabulü veya bozma durumunda önceki iflas idare memurları ile süreç içinde seçilen ve görevine devam eden memurlar arasında bir yetki ve görev ihtilafı çıkmasının önüne geçilebilmesi için icra mahkemesinin bu kararının kesin olduğu belirtilmiştir. Yasaklılık süresinin iki sınır arasında belirlenmesi ile de ölçülülük sağlanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 232. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflas idaresinin seçilmesinden itibaren en geç iki ay içinde iflas idaresi tarafından 206 ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflas dairesine bırakılır. Zorunlu hâllerde iki ayın hitamından önce iflas idaresinin icra mahkemesine başvurması hâlinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok iki ay daha uzatabilir. Süre içinde sıra cetvelinin verilmemesi hâlinde iflas dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflas idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmez. Mahkeme ayrıca bu üyelerin bir yıldan az olmamak ve üç yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir iflas idaresinde görev almalarını yasaklayabilir, bu karar kesindir.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
“Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflas idaresinin seçilmesinden itibaren en geç üç ay içinde iflas idaresi tarafından 206 ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflas dairesine bırakılır. Zorunlu hallerde üç ayın hitamından önce iflas idaresinin icra mahkemesine başvurması halinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok üç ay daha uzatabilir. Süre içinde sıra cetvelinin verilmemesi halinde iflas dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflas idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmeyeceği gibi bir daha aynı iflas idaresinde görev alamazlar.”
İİK. mad. 235 - Sıra cetveline itiraz ve neticeleri:
235. maddenin birinci fıkrasında atıf yapılan 297. maddenin son fıkrası, yapılan değişiklik sonucunda 302. maddenin altıncı fıkrası haline geldiğinden, maddede buna uygun olarak düzeltme yapılmıştır.
Buna göre, İİK.’nun (yeni) 235/1. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.”
Önceden bu fıkra aşağıdaki şekildeydi:
“Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 297 nci maddenin son fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.”
İİK. mad. 241 - Malların paraya çevrilmesi usulü:
İİK’nun (yeni) 241. maddesine aşağıdaki (son) fıkra eklenmiştir:
“Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.”[8]
Yapılan değişiklikle, ticari ve ekonomik bütünlük arz eden veya bir bütün halinde satıldığı takdirde daha yüksek satış hasılatı elde edileceği anlaşılan mal ve hakların bir bütün olarak satışı düzenlenmiştir.
Borçluya ait hacizli malların birlikte satılmasının talebi artıracağı, ayrı ayrı satımına göre daha yüksek bedel elde edilmesinin beklendiği hallerde bu malların birlikte satılmasına izin verilmesinin alacaklı ve borçlu yararına olacağı, yargı uygulamasının da bu yönde bulunduğu gözetilerek bu düzenleme yapılmıştır.
Böylece yüksek gelir elde edeceği anlaşılan mal ve hakların bir bütün olarak paraya çevrilmesi hükme bağlanmakta ve bu düzenlemenin alacaklılar yararına olduğu kabul edilmektedir.
Aynı düzenleme, İİK.’nun 128. maddesine de son fıkra olarak eklenmiştir.
KONKORDATO ile SERMAYE ŞİRKETLERİ ve KOOPERATİFLERİN UZLAŞMA YOLUYLA YENİDEN YAPILANDIRILMASI
ONİKİNCİ BAP
KONKORDATO İLE SERMAYE ŞİRKETLERİ VE KOOPERATİFLERİN UZLAŞMA YOLUYLA YENİDEN YAPILANDIRILMASI
İİK. mad. 285 - I. ADÎ KONKORDATO/ Konkordato talebi:
Bu maddenin birinci fıkrasıyla, kaynak Kanuna ve mevcut Kanunumuza uygun olarak, “tacir olmayanların da konkordato talep edebilmesi” kabul edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında önemli olan, konkordato talep edenin, “vadesi geldiği halde borçlarını ödeyememesi” veya “vadesinde ödeyememe tehlikesi altında olması”dır. Ancak, konkordato sürecinin başarısız olması halinde, “tacir olmayanlar hakkında iflas kararı verilemeyecektir.” Bu noktada, kaynak Kanundan ve mevcut Kanundaki düzenlemesinden ayrılmak suretiyle farklı bir hukuki sonuç kabul edilmiştir.
Konkordato uygulamasında, “asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu” kabul edilmiştir. Ayrıca konkordato talebinde bulunanın, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak tarifede belirtilen “konkordato gider avansını yatırmaya mecbur olduğu”na ilişkin bir hüküm konulmakta ve böylece sürecin gecikmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Bu gider avansının hukuki statüsü ve sonuçları HMK.’nun 114 ve 115. maddelerine atıf yapılarak, konkordato talebinde bulunanın, gider avansı konusunda gerekli hassasiyeti göstermemesinin yaptırımı son derece ağır bir şekilde düzenlemiştir.
Alt komisyon önergesiyle, uygulamada konkordatonun hukuki niteliği ve işlevi bakımından tereddüt yaratabileceğinden ve yanlış uygulamalara yol açabileceğinden, konkordatonun tanımı madde metninden çıkarılarak, içeriğinin netleştirilmesi öğreti ve içtihatlara bırakılmış, tanımda yer alan “konkordatonun; borçluyu, borçlarından veya muhtemel bir iflastan kurtarma amacı” birinci cümleye aktarılmıştır.
İİK.’nun (yeni) 285. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
Yetkili ve görevli mahkeme; iflasa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
“Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen herhangi bir borçlu, icra mahkemesine gerekçeli bir dilekçe ve bir konkordato projesi verir. Bu projeye ayrıntılı bir bilanço, gelir tablosu ve defter tutmaya mecbur şahıslardan ise defterlerinin durumunu bildiren bir cetvel ekler. Bu cetvelde, özellikle Türk Ticaret Kanununun 66 ncı maddesi hükmünce tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/67 md.) İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, icra mahkemesinden borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/67 md.) Konkordato talebi üzerine icra mahkemesi, gerekli gördüğü takdirde, borçlunun malvarlığının muhafazası için 290 ıncı maddenin ikinci fıkrasındaki tedbirleri emreder.
Yetkili icra mahkemesi, iflasa tabi olanlar için 154 üncü maddenin 1 inci veya 2 nci fıkrasında yazılı yerdeki, iflasa tabi olmıyan borçlunun yerleşim yerlerindeki icra mahkemesidir.
Borçlu, bilançosunda yazılı mal ve kıymetleri, konkordato mühletinin verilmemesi halinde, bilançoyu icra mahkemesine sunduğu tarihten bir sene içinde takibe uğradığı takdirde 162 nci madde uyarınca göstermeye mecburdur. Konkordato mühleti kaldırılmış veya konkordato tasdik edilmemişse, bunların kesinleşmesi tarihlerinden itibaren bir sene ve konkordato feshedilmişse feshin kesinleşmesinden altı ay müddetle borçlu için aynı mecburiyet vardır.
(Mülga son fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)”
İİK. mad. 286- Konkordato talebine eklenecek belgeler:
Konkordato talebine eklenecek belgeler mevcut Kanunda sınırlı ve yetersiz şekilde düzenlenmişti. İflasın ertelenmesi kurumuna ilişkin uygulama ve tecrübe de dikkate alınarak, bu konunun daha sıkı bir biçimde disiplin altına alınması gerektiği düşüncesiyle, “talep sahibi borçlu şirketin mali ve finansal durumunu net bir şekilde ortaya koyan belge ve tabloların konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulması” istenmiştir. Bu çerçevede adi (tacir olmayan) bir borçlu malvarlığının durumunu gösteren belgeleri ibraz edecek; iflasa tabi borçlular ise birinci fıkrada bentler halinde sayılan belge ve tabloları sunmak zorunda olacaklardır. Bunlar, konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulması gereken asgari belge ve tablolardır. Bu konuda 15/7/2016 tarihli ve 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. maddesine ilişkin gerekçedeki açıklamalar kısmen burada da geçerlidir.
Konkordatoda, bir yenilik olarak, “nakit akım tablosu”na yer verilmiştir. Bu tablo, Türk uygulamasında borsaya kote şirketler dışında pek hazırlanmamakla birlikte, tacirin mali ve finansal durumunun isabetli şekilde teşhisi bakımından büyük önemi haizdir.
Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi konkordato projesinin (teklifinin) asgari olarak içermesi gereken hususlara ilişkindir. Bu bir ön projedir; geçici mühlet ve kesin mühlet zarfında değiştirilerek netleştirilebilecek ve böylece alacaklılar toplantısına başlangıçtaki ön projeden farklı bir konkordato projesi sunulabilecektir.
Maddede ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren “finansal analiz raporları”nın da konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulması istenerek “başarı ihtimali bulunmayan konkordato taleplerinin engellenmesi” amaçlanmıştır. Ancak, küçük işletmeler finansal analiz raporu ibrazı mecburiyetinin dışında tutulmuştur.
Ayrıca, konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulan belge ve tabloların tarihinin, başvuru tarihinden en fazla 45 gün öncesine ait olması aranmıştır. Böylece değerlendirmelerin, örneğin altı ay, bir yıl öncesine ait olan ve geçen zamanın etkisiyle gerçek durumu yansıtmaktan uzaklaşan verilerden hareketle değil, güncel verilerden hareketle yapılması sağlanmak istenmiştir.
Maddenin son fıkrasında, talep sahibi borçlunun konkordato süreci içinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek bütün diğer belge ve kayıtları da sunmak zorunda olduğu açıklanmıştır. Aksine davranış mühletin kaldırılmasına kadar gidebilecektir.
İİK.’nun (yeni) 286. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Borçlu, konkordato talebine aşağıdaki belgeleri ekler.
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. Şu kadar ki bu şart 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmaz.
Bu madde uyarınca sunulan mali tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabilir.
Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.”[9]
İİK. mad. 287 - Geçici mühlet:
Bu maddede yapılan değişiklikle, “geçici konkordato mühleti” adı altında yeni bir kurum ihdas edilmiştir. Bu mühletin, uzatmayla birlikte beş ayı geçmemek üzere “geçici olarak” tanınabileceği hükme bağlanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki “otomatik durdurma” kurumundan esinlenilerek yapılan İsviçre İcra ve İflas Kanunu değişikliklerini (Kanuna eklenen 293a - 293d maddelerini) örnek alan bu düzenleme ödeme güçlüğü içindeki borçluya süratle geçici hukuki koruma sağlamaya yöneliktir. Şimdiye kadar, aynı ihtiyaç, iflas erteleme talepleri üzerine verilen “ihtiyatî tedbir” kararlarıyla karşılanmaya çalışılmaktaydı.
Geçici konkordato mühleti kurumunun ihdasıyla daha ayrıntılı bir düzenleme yapılmıştır. Geçici konkordato mühleti ile birlikte mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirlere karar vereceği ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri atayacağı hükme bağlanmıştır. Konkordatonun başarıya ulaşması ile kastedilen husus, konkordato talebinde bulunanın mali durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığı veya konkordato teklifinin tasdiki şartlarının yerine gelip gelemeyeceğidir. Konkordato prosedürünün maliyeti artırmamak için kural, sadece bir geçici komiserin görevlendirilmesi ise de, özellikle alacaklı sayısı ve alacak miktarı gerektiriyorsa, üç kişinin geçici konkordato komiseri olarak görevlendirilebilmesine imkan tanınmıştır.
Madde gerekçesinde belirtildiği üzere, bu maddenin birinci fıkrasında, İİK’nun 297. maddeye yapılan atıf sınırlı şekilde anlaşılmamalıdır. Mahkeme, uygun gördüğü takdirde, “borçlu aleyhine başlatılmış veya talepten sonra başlatılacak icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına” veya “yasaklanmasına” da karar verebilir. Yalnız, buradaki yasaklama, “icra ve iflas takibinin başlatılamaması olarak değil”, “başlatılıp yürütülememesi”, örneğin; “ödeme emri gönderilememesi” olarak anlaşılmalıdır.
İİK.’nun (yeni) 287. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.
291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır.
Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.”[10]
İİK. mad. 288 - Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi:
Bu maddede yapılan değişiklikle, “geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi” düzenlenerek geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğurması esası kabul edilmiştir.
Geçici mühlet kararının ticaret sicili gazetesi ile Basın İlan Kurumunun resmi ilan portalında ilan edileceği ve ilgili kurum ve kuruluşlara bildirileceği hükme bağlanmıştır.
Yine Mehaz Kanundaki düzenlemeden farklı olarak ve Türk hukukunda iflas, konkordato ve iflasın ertelenmesi usullerinde yerleşmiş olan kural ve uygulamaların devamı olmak üzere, “alacaklıların, ilandan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri” öngörülmüştür.
Alt Komisyon önergesiyle, geçici mühlet kararı ile kanuna bildirimi öngörülen diğer hususların borçlunun mükellefi bulunduğu vergi dairesine de bildirilmesi; Adalet Komisyonu önergesiyle, geçici mühlet kararı ile kanunda bildirimi öngörülen diğer hususların Türkiye Katılım Bankaları Birliğine de bildirilmesi kabul edilmiştir.
İİK.’nun (yeni) 288. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.
Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilan portalında ilan olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda ayrıca alacaklıların, ilandan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.
Geçici mühletin uzatılmasına ve geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar da ikinci fıkra uyarınca ilan olunur ve ilgili yerlere bildirilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 288. maddesi “Mühletin ilanı”[11] başlığını taşımaktaydı.
İİK. mad. 289 - Kesin mühlet:
Yapılan değişiklikle, “kesin mühletin, bir yıl olarak verilmesi” öngörülerek güçlük arz eden özel durumlarda “altı aya kadar uzatılabileceği” kabul edilmiştir. Adi konkordatoya ilişkin hükümlerimiz bakımından bir yenilik olmak üzere, kesin mühlete karar veren mahkeme bu kararla birlikte veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek ve herhangi bir ücret takdir edilmemek kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturabilecektir. Mahkeme bu kararı verirken, esas itibariyle, İİK. mad. 286/21-c uyarınca konkordato talebiyle birlikte tevdi edilen alacaklılar listesinden hareket ederek alacaklı sayısı, alacak miktarı, işletmenin büyüklüğü gibi kriterleri göz önüne alacaktır; konkordato talep eden her işletmeye bir alacaklılar kurulu tayin edileceği şeklinde bir uygulamanın içine girilmemesi, bu kurulun maddede tanımlanan özel durumlarda oluşturulması gerekmektedir. Alacaklılar kurulunun görevleri konkordato komiserinin görevleriyle birlikte İİK.’nun 290. maddesinde gösterilmektedir.
Geçici konkordato komiseri veya komiserleri, yeni bir komiser görevlendirilmesini gerektiren bir durum olmadığı takdirde kesin mühlet aşamasında da görevine devam edecektir.
Adalet Komisyonu önergesiyle, “rehinli alacaklıların, alacaklılar kurulunda temsil zorunluluğu” vurgulanmakta ve “alacaklı sayısı”, “alacak miktarı” ve “alacakların çeşitliliği” dikkate alınarak, alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı haller “yönetmeliğe” bırakılmıştır. Yönetmelikte, ayrıca alacaklılar kurulunun çalışma usul ve esasları ve ilgili diğer hususlar da gösterilecektir.
İİK.’nun (yeni) 289. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.
Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.
Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.
Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı haller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir.
Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.
Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288 inci madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 289. maddesi “Mühletin alacaklılar bakımından sonuçları” başlığını taşımaktaydı.[12]
İİK. mad. 290 - Konkordato komiseri ve alacaklılar kurulu ile bunların görevleri:
Bu maddede yapılan değişiklikle, “konkordato komiseri” ve “alacaklılar kurulunun” “görevleri” düzenlenmiştir. Maddede ayrıca konkordatoya ilişkin dava ve işlerin asliye ticaret mahkemesinde toplanması amacına uygun olarak, “komiserin, konkordatoya ilişkin işlemleri ile ilgili şikâyetlerin asliye ticaret mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanması” öngörülmektedir.
Konkordato komiserlerinin niteliklerinin Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenmesi ve geçici komiser ve komiserlerin özel sicilinde kaydedilmek üzere mahkemenin bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlığına bildirilmesi hükme bağlanmıştır.
Maddede ayrıca yeni bir kurum olan “alacaklılar kurulunun görev ve yetkileri” düzenlenmiştir.
Alt Komisyon önergesiyle, İİK. mad. 290/2-(c) bendi değiştirilmiştir. Tasarıyla, İİK.’nun 296. ile 308/h. maddesinde komisere bir görev yüklenmesi öngörüldüğünden bu maddedeki atıf hükmü de güncellenmiştir. Ayrıca geçici komiser ve komiserler için tutulacak özel sicilin, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlıklarında değil, mahkemenin bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesinin bilirkişilik bölge kurulunda tutulması hükme bağlanmıştır.
Adalet Komisyonu önergesiyle, “İcra ve İflas Kanunu’nda konkordato komiserine verilen görevlerin yapılacağı” hükme bağlanarak görevi düzenleyen maddelerin sayımından vazgeçilmiştir.
İİK.’nun (yeni) 290. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Dosyayı teslim alan komiser kesin mühlet içinde, konkordatonun tasdikine yönelik işlemleri tamamlayarak dosyayı raporuyla birlikte mahkemeye iade eder.
Komiserin görevleri şunlardır:
a) Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak.
b) Borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek.
c) Bu kanunda verilen görevleri yapmak.
d) Mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak.
e) Alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek.
f) Talepte bulunan diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel mali durumu hakkında bilgi vermek.
g) Mahkeme tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.
8 inci, 10 uncu, 11 inci, 16 ncı, 21 inci ve 359 uncu maddeler hükümleri kıyas yoluyla komiserler hakkında da uygulanır.
Komiserin konkordatoya ilişkin işlemleri ile ilgili şikayetler, asliye ticaret mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanır.
Mahkemece atanan geçici komiser ve komiserler, özel sicilinde kaydedilmek üzere mahkemenin bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesi bilirkişilik bölge kuruluna bildirilir. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamaz. Komiserin sorumlulukları hakkında 227 nci maddenin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümleri uygulanır.
Konkordato komiserinin nitelikleri Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
Alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir. Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 290. maddesi “Mühletin borçlu bakımından sonuçları” başlığını taşımaktaydı.[13]
İİK. mad. 291- Borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması:
Konkordato hukuku bakımından yenilik taşıyan bu hükme göre; “konkordato mühleti” konkordato borçlusunun durumunun iyileşmesi sebebiyle de kaldırılabilecektir. Gerçekten de bazı hallerde geçici veya kesin konkordato mühleti, borçlunun iyileşmesi için tek başına yeterli olabilir. Bu durumda konkordato mühleti kaldırılır, konkordato prosedürüne devam edilmez, ama borçlunun iflasına karar verilmesi için de bir sebep ortaya çıkmaz. “İyileşme kavramı”, borçlunun alacaklılara tam ve zamanında ödeme yapabilecek şekilde ödeme gücünü kazanması şeklinde anlaşılabilir ise de, bu madde çerçevesinde özellikle açıklanmadan, konu kazai içtihatlara bırakılmıştır.
İİK.’nun (yeni) 291. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece resen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar, 288 inci madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 291. maddesi “Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri” başlığını taşımaktaydı.[14]
İİK. mad. 292- Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması:
Bu maddede, “kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi” ile “iflasın açılması” İsviçre İcra ve İflas Kanununun 296/b maddesinden yararlanılarak düzenlenmiştir. Ancak, burada İsviçre sistemi (m. 294, fıkra 3 ve m. 296/a) aşırı sert bulunarak, bu sistemden farklı olarak iflas kararının verilebilmesi iflasa tabi şahıslar ile sınırlandırılmakta, ayrıca maddede sayılan iflas sebeplerinden birinin gerçekleşmesi aranmaktadır. İflasa tabi olmayan borçlu bakımından ise mahkeme, sadece “kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine” re’sen karar verebilecektir.
İİK. mad. 292/1-(b) bendindeki “başarıya ulaşma” ibaresi ile kastedilen haller “iyileşmenin veya konkordatonun tasdikinin hiç mümkün olmadığı” hallerdir. İİK. mad. 292/1- (d) bendi uyarınca mahkeme, “borca batık olduğu halde konkordato talebinden feragat eden sermaye şirketi veya kooperatifin borca batıklık nedeniyle iflasına” karar verecektir.
İİK.’nun (yeni) 292. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“İflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflasa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 292. maddesi “Alacaklıları davet ve alacakların bildirilmesi” başlığını taşımaktaydı.[15]
İİK. mad. 293 – Kanun yolları:
Konkordato hakkındaki kapsamlı “kanun yolu” denetimi konkordatonun tasdiki aşamasında kabul edilmekte; mühlet aşamasında kanun yolu denetimi sınırlandırılmıştır. İİK. mad. 287/son hükmüne göre, geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi, İİK. mad. 293 uyarınca da, kesin mühlet talebinin kabulü ile kesin mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı da kanun yoluna başvurulamayacaktır.
“Kesin mühlet talebinin reddi kararlarına karşı ise kural olarak sadece istinaf yolu” öngörülmüştür.
İstisna olarak, “mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflasına da karar verdiği hallerde bu kararlara karşı hem istinaf hem de temyiz kanun yollarına başvurulabilmesini” öngören 164. madde hükmü uygulanacaktır.
İİK.’nun (yeni) 293. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflas kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir. Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hâllerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilir.
Mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflasına da karar verdiği hâllerde 164 üncü madde hükmü uygulanır.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 293. maddesi “Alacaklılar hakkında borçlunun beyana daveti” başlığını taşımaktaydı.[16]
İİK. mad. 294 - Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları:
Bu maddede, “kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları” düzenlenmiştir. Bu sonuçlar, geçici mühlet bakımından da geçerlidir. Maddeyle, kesin mühlet içinde alacaklıların haklarında bazı sınırlamalar yapılmıştır. Alacaklıların haklarında yapılan bu sınırlamaların temel nedeni, konkordato mühleti içinde borçlunun rahat hareket edebilmesi ve alacaklıların baskısı altında olmadan konkordato projesinin hayata geçirilebilmesi için faaliyetlerine devam edebilmesinin sağlanmasıdır.
Maddenin ilk fıkrasında, “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı” ve “evvelce başlamış takiplerin de duracağı” belirtilmiştir. İİK.’nun -7101 s. Kanun ile yapılan değişiklikten önceki- 289. maddesinde[17] de “borçlu aleyhine takip başlatılamayacağı, başlamış takiplerin de duracağı” belirtilmekteydi. Takip yasağının en temel gerekçesi, borçlunun bu süreçte konkordato müzakerelerine hazırlık yapabilmesine olanak sağlanması ve alacaklıların baskısından kurtularak iyileşme olanağının kendisine verilmesidir. İlgili fıkrada ayrıca, “borçluya karşı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanamayacağı” da hükme bağlanmıştır. Mühlet içinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasının sebebi, takip yasağındaki sebeple benzerlik taşımaktadır. Bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin konkordato mühleti içinde işlemeyeceği hususuna da ilgili fıkrada yer verilerek mevcut İİK.’nun 289. maddesi hükmü muhafaza edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, “İİK.’nun 206/1. maddesinde birinci sırada yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu alacaklar için, mühlet içinde olsa da takip başlatılabilecek ve başlamış takipler devam edecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, “tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesinin duracağı” hükme bağlanmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrasında, “takas ve mahsuba ilişkin İİK.’nun 200 ve 201. maddelerine atıf yapılmıştır. Mevcut İİK. mad. 289/5’de de aynı hüküm yer almıştır. Bu hükümden farklı olarak yeni düzenlemede, “İİK.’nun 200. ve 201. maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilanı tarihinin esas alınacağı” belirtilmiştir. İflastaki sıkı takas yasakları konkordato mühletinde de geçerli olacaktır. Mevcut İİK mad. 289/5’de yer alan “veya iflas ertelemesi kararının” ibaresi, iflasın ertelenmesine ilişkin hükümler yürürlükten kaldırıldığı için madde metninden çıkarılmıştır.
Maddenin beşinci fıkrasıyla, “konkordato mühletinden önce tatbik edilmiş hacizlerde haczedilmiş mallar için, elverdiği ölçüde İİK’nun 186. maddesinin uygulanacağı” düzenlenmiştir. İİK. mad. 186.’da “iflasın açılmasının mevcut hacizlere olan etkisi” düzenlenmiştir. Bu atıftan çıkan sonuç, konkordato mühletinin, daha önce konulmuş hacizleri kaldırıcı bir etkisinin bulunmadığıdır. Mühlet kararı devam ettiği sürece alacaklının haciz hakkı baki kalacaktır. Hacizlerin düşmesine sebep olan şey, konkordatonun tasdiki veya mühletin kaldırılması kararıdır.
Maddenin altıncı fıkrasıyla, “İsviçre İcra ve İflas Kanununun konkordato mühleti verilmesinden evvel yapılan ve ileride doğacak alacağın devrine ilişkin olan sözleşmelerin, devredilen alacağın konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğması halinde hükümsüz olacağı” hakkındaki mehaz Kanunun 297. maddesinin dördüncü fıkrasıyla uyumlu bir düzenleme yapılmıştır. Bu hükmün amacı borçlunun konkordato alacaklılarının müracaat edebileceği malvarlığını korumaktır. Her ne kadar bu fıkra ile elde edilmek istenen amaca 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile de ulaşılabileceği düşünebilirse de, tasarrufun iptali davası şartlarının (özellikle aciz vesikası alma şartının) pek çok olayda gerçekleşemeyebileceği dikkate alınarak İsviçre İcra ve İflas Kanunundaki çözüm şeklinin daha uygun olduğu sonucuna varılarak, yedinci fıkra düzenlenmiştir.
Maddenin yedinci fıkrasıyla, “konusu para olmayan alacakların para alacağına çevrilmesini, fakat bu alacakların aynen ifasının da iflas tasfiyesine benzer şekilde komiserin onayıyla borçlu tarafından üstlenilmesini” düzenleyen İsviçre İcra ve İflas Kanununun 297. maddesinin dokuzuncu fıkrasına benzer bir düzenleme yapılmıştır.
İİK.’nun (yeni) 294. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.
Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır.
Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 294. maddesi “Alacaklıların toplanması” başlığını taşımaktaydı.[18]
İİK. mad. 295 - Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçları:
Bu maddede, “kesin mühletin, rehinli alacaklılar bakımından sonuçları” düzenlenmiştir. Buna göre, mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Ayrıca “rehinli alacaklılara konkordato teklifinde bulunulabilmesi imkanı” getirilerek ilgili hükümler sevk edilmiştir.
İİK.’nun (yeni) 295. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 295. maddesi “Müşterek borçlulara karşı haklar” başlığını taşımaktaydı.[19]
İİK. mad. 296 - Kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları:
Bu maddede, “kesin mühletin sözleşmelerin sona erdirilmesi bakımından sonuçları” düzenlenmiştir. Bu hüküm, Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin Kanun’un 309/r maddesinden esinlenilerek konkordato kurumu içine alınmıştır. Bu hüküm uyarınca, borçlunun tarafı olduğu sözleşmelerde, konkordato talebinde bulunması halinde sözleşmenin borçlu aleyhine sona erdirileceğine ilişkin hükümler bulunması halinde bu hükümler geçersiz kabul edileceği ve uygulanmayacağı kabul edilmiştir. Söz konusu sözleşme hükümlerinin uygulanmaması için sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmayacaktır. Bu şekilde özellikle borçluya temel mal veya hizmet sağlayan sözleşmelerin devam etmesine imkan sağlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, “kesin mühletin konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkileri bakımından sonuçları” düzenlenmiştir. Konkordatonun amacına ulaşılabilmesi için uzun zamana yayılan ve piyasa koşullarının değişmesi sebebiyle ekonomik bakımdan borçlu için külfetli bir hale gelen sürekli borç ilişkilerinden borçlunun kurtarılabilmesi gereklidir. Günümüz iflas ve konkordato hukukunun temel araçlarından biri olan “işletmeyi külfetli hale gelen sürekli borç ilişkilerinden kurtarma” müessesesi İsviçre İcra ve İflas Kanunu tarafından da 2013 yılında yapılan konkordato reformu ile kabul edilmiştir. Bu madde, İsviçre İcra ve İflas Kanununun bu konuyla ilgili 297/a maddesinden iktibas edilmiştir. Madde gereğince borçlunun tarafı olduğu sürekli sözleşmeler, borçlunun iyileşmesine olumsuz etkilerinin bulunması halinde, karşı tarafın zararının karşılanması koşuluyla her zaman sona erdirilebilecektir. Bu fesih, olağanüstü bir fesih imkanıdır. Sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle, akdin karşı tarafına ödenecek tazminat alacağı, konkordato tasdik edildiği takdirde konkordatoya tabi bir alacak olarak kabul edilecektir. Taraflar tazminat miktarı konusunda anlaşamadıkları takdirde tazminat alacağı çekişmeli alacak haline gelecektir. Sürekli sözleşmelerin sona erdirilmesi komiserin onayına tabi olacaktır. Komiser, bu hakkın kötüye kullanılmasına mâni olmak amacıyla ancak konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sözleşmelerin fesihlerine onay verecektir. Buradaki tek istisna ise hizmet sözleşmeleridir. Hizmet sözleşmelerinin bu şekilde sona erdirilmesi mümkün değildir.
Adalet Komisyonu önergesiyle, “borçlunun, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini sadece komiserin onayıyla değil komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla feshedebilmesi” kabul edilmiştir.
İİK.’nun (yeni) 296. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.
Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 296. maddesi “Konkordatonun mahkemede incelenmesi” başlığını taşımaktaydı.[20]
İİK. mad. 297- Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları:
Maddeyle, mevcut (önceki) İİK.’nun 290. maddesinde yer alan “mühletin borçlu bakımından sonuçları” düzenlenmiştir. Buna göre konkordato mühleti boyunca borçlunun, iflastan farklı olarak, ticari faaliyetlerine devam etmesi öngörülmüştür. Fakat borçlu bu faaliyetlerine komiserin nezareti ile devam edecektir. Mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Mühlet kararı ile birlikte borçlunun tasarruf yetkisinin sınırlandığı söylenebilir. Konkordato mühleti içinde alacaklıların bazı haklarının ellerinden alınması (takip yasağı gibi) karşılığında, borçlunun tasarruf yetkisinin kısıtlanması bir anlamda fedakârlığın denkleştirilmesi olarak kabul edilebilir.
Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, “mühlet kararı” ile borçlunun bazı işlemleri kanunen yasaklanmaktadır. Fakat bu yasaklama mutlak bir yasaklama değildir; borçlu maddenin ikinci fıkrasında sayılan işlemleri mahkemenin onayıyla gerçekleştirebilir. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, maddede öngörülen kısıtlamalara ve komiserin ihtarlarına aykırı hareket eden borçlunun hangi yaptırımlarla karşı karşıya kalacağı düzenlenmiştir. İlgili fıkra gereğince, bu hallerde borçlunun tasarruf yetkisi kaldırılacak veya 292 nci madde gereğince şayet borçlu iflasa tabi bir kişi ise iflasına, iflasa tabi değilse mühlet kararı kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verilecektir. Yeni düzenlemede, borçlunun ve alacaklıların menfaatleri kadar ve hatta bu menfaatlerden de fazla ticari işletmenin menfaatlerine odaklanıldığından, mevcut İİK.’nun 290. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “iyi niyetinden şüpheyi haklı gösterir bir hareket” kriteri kanuna alınmamıştır.
Maddenin birinci ve üçüncü fıkrası kapsamında alınan kararlar usulü dairesinde ilan edilecek ve ilgili yerlere bildirilecektir.
İİK.’nun (yeni) 297. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.
Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.
Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292 nci madde çerçevesinde karar verir.
Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288 inci madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir.”
Değişiklikten önce, “Mühletin borçlu bakımından sonuçları” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 290. maddesi ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, icra mahkemesi bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin katılımı ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.
Borçlu, icra mahkemesinin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez ve takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür.
Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa veya iyi niyetinden şüpheyi haklı gösterir bir harekette bulunursa icra mahkemesi komiserin raporu üzerine, mümkün ise borçluyu ve gerektiğinde alacaklıları dinledikten sonra borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini veya mühleti kaldırabilir.
299, 300 ve 301 inci maddeler hükmü kıyas yoluyla uygulanır.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 296. maddesi ise, “Konkordatonun kabulü için lazımgelen ekseriyet” başlığını taşımaktaydı.[21]
İİK. mad. 298 - Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri:
Konkordatonun tasdiki yargılamasından önce, komiserce yapılacak ön hazırlıklar bulunmaktadır. Bu hazırlıkların en önemlisi, borçlunun mallarının deftere kaydedilmesi ve bu malların kıymetlerinin belirlenmesidir. Konkordato komiseri, görevlendirilir görevlendirilmez, borçlunun mallarının defterini tutarak bütün bu malların değerlemesini yapacaktır. Şayet borçlunun malları başka bir yerde ise bu değerleme malların bulunduğu yer icra dairesince yapılabilecektir.
Komiserin yapacağı kıymet takdirinde, rehinli mallar ayrı bir önem arz eder. Maddenin ikinci fıkrası gereğince, komiser rehinli malların da kıymetini takdir eder ve bu takdir ettiği bedeli alacaklılar toplantısından önce rehinli alacaklılara ve borçluya yazılı olarak bildirir.
Her ilgili, (şayet bu ilgililer rehinli alacaklı veya borçlu ise komiserin kıymet takdirini kendilerine bildirmesinden itibaren, diğer ilgililer ise öğrenme tarihinden itibaren) yedi gün içinde ve masrafları önceden karşılamak kaydıyla, asliye ticaret mahkemesinden rehinli malların kıymetinin yeniden takdir edilmesini talep edebilir. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilecektir.
Adalet Komisyonu önergesiyle, “rehinli taşınmaz malların, bu madde kapsamında yapılacak kıymet takdirinin, Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı ile yetkilendirilen kişilere yaptırılabilmesi” öngörülmüştür. Maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, rehinli taşınmaz malın kıymetinin yeniden takdiri mahkemeden istenmişse, bu kıymet takdiri de aynı şekilde yaptırılacaktır.
İİK.’nun (yeni) 298. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Komiser, görevlendirilmesini müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder. Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabilir.
Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır bulundurur; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir.
İlgililer, yedi gün içinde ve masrafını önceden vermek kaydıyla, mahkemeden rehinli malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilirler. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir.
Rehinli taşınmaz malların bu madde kapsamındaki kıymet takdiri, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı ile yetkilendirilen kişilere yaptırılabilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 298. maddesi “Konkordatonun tasdiki” başlığını taşımaktaydı.[22]
İİK. mad. 298/a – Rehinli taşınır veya taşınmazların paraya çevrilmesinin ertelenmesi
İİK.’nun “Rehinli taşınır veya taşınmazın paraya çevrilmesinin ertelenmesi” başlıklı 298/a. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 298/a - Rehinli taşınır veya taşınmazın paraya çevrilmesinin ertelenmesi: (Ek: 17/7/2003-4949/78 md.)
Konkordatoyu tasdik eden hâkim, borçlunun talebi üzerine, tasdik kararından itibaren en fazla bir yılı geçmemek ve erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayan faizler teminatlandırılmak kaydıyla, rehinli taşınır veya taşınmazın konkordato talebinden önceki bir alacak nedeniyle satışını erteleyebilir. Ancak, bu ertelemenin yapılabilmesi için rehinli alacağın konkordato talebinden önceki yıla ait faizlerinin ödenmiş olması lazımdır. Borçlu ayrıca taşınmazın veya ticarî işletme rehni konusu unsurların işletmenin çalışması için kendisine gerekli olduğunu ve paraya çevirmenin ekonomik varlığını tehlikeye sokacağını gerçeğe yakın bir şekilde ispat etmelidir.
İlgili rehinli alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin görüşmelerden önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına bizzat çağırılırlar.
Borçlu, rehinli taşınır veya taşınmazı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, paraya çevirmenin ertelenmesi kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
İlgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu dinledikten sonra, konkordatoyu tasdik eden hâkim paraya çevirmenin ertelenmesi kararını, alacaklı şu hâllerden birinin mevcudiyetini gerçeğe yakın bir şekilde ispat ederse iptal eder:
1- Borçlu paraya çevirmenin ertelenmesini yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
2- Serveti ve gelirleri artmış ve borcu ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan ödeyebilecekse.
3- Rehinli taşınır veya taşınmazın paraya çevrilmesi borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.”
İİK. mad. 299 - Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet:
Bu maddeyle, mevcut (önceki) İİK.’nun 292. maddenin birinci fıkrası kısmen uyarlanarak kabul edilmiştir.
İİK.’nun (yeni) 299. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.”
“Alacaklıları davet ve alacakların bildirilmesi” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 292. maddesinin birinci fıkrası ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Alacaklılar, komiser tarafından ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde alacaklarını bildirmeye mühlet kararının yayımlandığı gazetede yapılacak ilânla davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, hilafına hareket eden alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato müzakeresine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 299. maddesi “Kanun yollarına başvurma” başlığını taşımaktaydı.[23]
İİK. mad. 300 – Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti:
Bu maddeyle, mevcut (önceki) İİK.’nun 293. maddesi hükmü metne alınmıştır.
İİK.’nun (yeni) 300. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.”
“Alacaklılar hakkında borçlunun beyana daveti” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 293. maddesi ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında beyanda bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve vesikaları üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini aşağıdaki madde gereğince vereceği rapora derceder.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 300. maddesi ise, “Tasdikin ilanı” başlığını taşımaktaydı.[24]
İİK. mad. 301 - Alacaklılar toplantısına davet:
Bu maddede, “alacaklılar toplantısına davet” düzenlenmiştir. Buna göre, konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, İİK.’nun 288. maddesi uyarınca yapacağı yeni bir ilanla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet edecektir. Komiser rehinli ve diğer alacaklılarla yapılacak toplantı takvimini belirleyecektir. İlk toplantı günü ilandan en az bir ay sonra olmak zorundadır. İlanda alacaklıların, toplantıdan önceki on beş gün içinde belgeleri inceleyebilecekleri de bildirilir. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilecektir.
Alt komisyon önergesiyle, İİK.’nun 301 inci maddesi değiştirilerek, -tasarının çerçeve 22. maddesiyle değiştirilen- İİK.’nun 295. maddesinde rehinli alacaklılarla yapılan müzakere yöntemi düzenlendiğinden, bu maddede yer alan rehinli alacaklılar toplantısına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmıştır. Ayrıca -tasarının çerçeve 29. maddesiyle değiştirilmesi öngörülen- İİK.’nun 302. maddesinde “iltihak usulü” kabul edildiğinden, maddede öngörülen süreler yarı oranında kısaltılmıştır.
İİK.’nun (yeni) 301. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilanla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder. Toplantı günü ilandan en az on beş gün sonra olmak zorundadır. İlanda alacaklıların, toplantıdan önceki yedi gün içinde belgeleri inceleyebilecekleri de bildirilir. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 301. maddesi ise, “Konkordatonun reddinden sonra iflas ve ihtiyati haciz” başlığını taşımaktaydı.[25]
İİK. mad. 302- Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk:
Bu maddede, “alacaklılar toplantısı” ve “projenin kabulü için gerekli çoğunluk” düzenlenmiştir.
“Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını” veya “kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” aşan bir çoğunluk tarafından imza edilen proje kabul edilmiş sayılacaktır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilecektir. İİK.’nun 206. maddesinin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacaktır. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verecektir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklı tutulmaktadır.
Adalet Komisyonu önergesiyle eklenen beşinci fıkrada, 298. maddede yapılan değişiklik dikkate alınarak uyum düzenlemesi yapılmış ve “rehinle temin edilmiş olan alacakların, İİK. mad. 298 uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacakları” kabul edilmiştir.
Altıncı fıkrada “konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunacağı” ve “toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihakların da kabul olunacağı” kabul edilmiştir.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza altına alınacak ve komiser, alacaklılar toplantılarının tamamlanmasından itibaren en geç üç gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin alacaklı sınıfları tarafından kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi edecektir.
Son fıkra uyarınca, Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi edecektir.
İİK.’nun (yeni) 302. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,
aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 302. maddesi ise, “İtirazlı alacaklar hakkında dava” başlığını taşımaktaydı.[26]
İİK. mad. 303– Borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı haklar:
Mevcut (önceki) İİK.’nun 295. maddesi, “müşterek borçlu, borçlunun kefilleri ve borcu tekeffül eden” kavramları yerine “borçtan birlikte sorumlu olanlar” ifadesi kullanılmak suretiyle metne alınmıştır.
İİK.’nun (yeni) 303. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder.
Konkordatoya muvafakat eden alacaklı da kendi haklarını, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere ödeme mukabilinde devir teklif etmek ve onlara toplantıların günü ile yerini en az on gün önce haber vermek şartıyla bu hükümden yararlanır.
Alacaklı müracaat hakkına halel gelmeksizin borçtan birlikte sorumlu olan kişilere konkordato müzakerelerine katılma yetkisini verebilir ve onların kararını kabul taahhüdünde bulunabilir.”
“Müşterek borçlulara karşı haklar” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 295. maddesi ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Konkordatoya muvafakat etmiyen alacaklı müşterek borçlulara ve borçlunun kefillerine ve borcu tekeffül edenlere karşı bütün haklarını muhafaza eder.
Konkordatoya muvafakat etmiş olan alacaklı dahi kendi haklarını yukardaki kimselere ödeme mukabilinde temlik teklif etmek ve onlara toplanmanın günü ile yerinden en aşağı on gün evvel haber vermek şartiyle bu hükümden istifade eder.
Alacaklı müracaat hakkına halel gelmeksizin yukardaki kimselere konkordato müzakeresine iştirak etmek yetkisini verebilir ve onların kararını kabul taahhüdünde bulunabilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 303. maddesi ise, “Konkordatonun hükümleri” başlığını taşımaktaydı.[27]
İİK. mad. 304 - Konkordatonun mahkemede incelenmesi:
Mevcut (önceki) İİK.’nun 296. maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmıştır. Buna göre, mahkemenin, komiseri dinledikten sonra, kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü İİK. mad. 288 uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini, mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak itirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir.
Maddenin birinci fıkrasında mahkemeye, kesin mühlet içinde konkordato hakkında bir karar vermek zorunluluğu yüklenmiştir. Bu sebeple, ikinci fıkrada da yargılamanın gidişatına göre, bilhassa özel güçlük arz eden durumlarda, kesin mühlet içinde kararın verilemeyeceğinin anlaşılması halinde mahkemece konkordato kararının verilmesine kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilecektir. Zira mühlet içinde karar verilemediğinde mühletin kalkması halinde, takip yasağının kalkması gibi konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyecek sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Mahkeme mühlet hükümlerinin uzatılması kararını verirken komiserden gerekçeli bir rapor isteyebilir. Her halde mühlet hükümleri altı aydan fazla uzatılamayacaktır.
İİK.’nun (yeni) 304. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”
“Konkordatonun mahkemede incelenmesi” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 296. maddesi ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Toplanmayı takip eden on gün bittikten sonra komiser konkordatoya ilişkin bütün belgeleri ve bu süre içinde iltihak eden olmuşsa bunları da dikkate alarak, konkordatonun kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu ticaret mahkemesine tevdi eder ve durumu ilgili icra mahkemesine bildirir.
Mahkeme, komiseri dinledikten sonra ve her hâlde mühlet içinde kısa bir zamanda kararını verir. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, mühlet kararının yayımlandığı gazetede ilân edilir. İtiraz edenlerin haklarını müdafaa için duruşmada bulunabilecekleri de ilâna yazılır.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 304. maddesi ise, “Konkordatonun neticelenmiyen takipler üzerine tesiri” başlığını taşımaktaydı.[28]
İİK. mad. 305 - Konkordatonun tasdiki şartları:
Bu maddede, “konkordatonun tasdiki şartları” düzenlenmiştir. Maddede öngörülen şartlar, kümülatif olup, mahkeme, burada bir içerik kontrolü yapmak suretiyle konkordatonun tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verecektir.
Konkordato ön projesinde alacaklılara bir teklifte bulunulması söz konusudur. Değişiklikten önce sadece malvarlığının terki suretiyle konkordato için aranan karşılaştırmalı tablo, bundan böyle adî konkordato bakımından da tasdik şartı olarak aranacaktır. Bu bakımdan birinci fıkranın (a) bendinde, teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde her bir alacaklının eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, tasdik şartı olarak düzenlenmektedir. Gerek adî konkordato bakımından yeni getirilen bu şart, gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu şart, borçlunun gerçekte iflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu iflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir. Çünkü, konkordato ile alacaklılar, muhtemel bir iflâstan daha kötü bir duruma düşürülmemelidir. Bu husus, konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalan alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Fıkranın (b) bendinde mevcut Kanunda olduğu gibi, teklif edilen meblağın, borçlunun kaynakları ile orantılı olması ilkesi korunmakta, ancak Kanundaki “borçluya intikal edebilecek mallar” ibaresi yerine, daha kapsamlı ve geniş olması nedeniyle “borçlunun beklenen hakları”nın dikkate alınabileceği ifade edilmektedir. Mahkeme, bu hakların dikkate alınıp alınmayacağı yanında, bunların ne oranda dikkate alınacağını da takdir edecektir. Böylece mahkeme, somut olaya göre, beklenen hakları hiç dikkate almayabileceği gibi, tamamen veya kısmen de dikkate alabilir.
Fıkranın (c) bendinde ise, konkordato projesinin Kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması mevcut düzenlemedekinin aksine, açıkça konkordatonun tasdik şartlarından birisi olarak sayılmaktadır.
Fıkranın (d) bendinde, tasdik şartı olan teminat yeniden düzenlenmiştir. Konkordatonun başarılı bir iyileştirme aracı olması önünde büyük bir engel olarak görülen ve doktrinde eleştirilen, “konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi”ni sağlamak amacıyla teminat gösterilmesinden vazgeçilmektedir. Böylece, borçlunun büyük bir teminat yükü ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi ve projenin daha kolay gerçekleşmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak teminat şartından bütünüyle vazgeçilmemekte; teminat, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası bakımından (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) korunmaktadır. Öte yandan, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tâbi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde, bunların teminat gösterip göstermeyeceğine de mahkeme tarafından karar verilecektir. İsviçre İcra ve İflâs Kanununun 306. maddesinin ikinci fıkrasında 2013 yılında aynı yönde değişiklik yapılmıştır.
Fıkranın (e) bendinde, tasdik için gerekli yargılama giderleri yanında, mevcut madde metninde yer alan “ilâm harçları” ibaresi yerine manayı daha net bir şekilde açıklayacak şekilde “konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç” ibaresi kullanılmakta ve bu kapsamda belirlenecek miktarın borçlu tarafından tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi öngörülmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında esaslı bir değişiklik yapılmamaktadır. Maddede yer alan “konkordato teklifi” ibaresi, “konkordato projesi” şeklinde değiştirilmektedir. 4949 sayılı Kanun değişikliği ile hukukumuza malvarlığının terki suretiyle konkordato dahil olmuştur. Bundan önce yalnızca adi konkordato kurumu mevcut bulunduğundan konkordato “teklifi” ile çoğunlukla vade veya tenzilat konkordatosu kast edilmekteydi. Daha kapsayıcı olması bakımından “proje” terimi kullanılmıştır. Gerçekleştirilebilir veya uygulanabilir bir proje üzerine mahkemenin kendiliğinden de gerekli gördüğü düzeltmelerin yapılmasını isteyebilmesi, modern yeniden yapılandırma felsefesinin bir görünümüdür. Mahkeme, borçlunun sunduğu, hatta alacaklıların da kabul ettiği bir projede, özellikle konkordatoyu kabul etmeyen alacaklıların menfaati gerektiriyorsa re’sen veya talep üzerine düzeltme yapılmasını isteyebilir; mahkemenin düzeltme yapılmasını isterken komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü alması uygun olur.
Alt Komisyon önergesiyle, “alacaklılar toplantısı” ile “rehinli alacaklılarla yapılan müzakere” arasında hiçbir ilgi kurulmaması için İİK.’nun 305. maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek “Mahkeme, projenin rehinli ve diğer alacaklılar bakımından kabul durumuna göre ayrı ayrı hüküm tesis eder.” şeklindeki son fıkrası madde metninden çıkarılmıştır.
İİK.’nun (yeni) 305. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan 305. maddesi ise, “Nizalı alacaklılara ait paralar” başlığını taşımaktaydı.[29]
İİK. mad. 306 - Konkordatonun tasdiki kararı, kapsamı ve ilanı:
Bu maddede “konkordatonun tasdiki kararı”, “tasdik kararı üzerine yapılacak işlemler” ve “kararın ilanı” hususları birlikte düzenlenmiştir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, kararında, konkordatonun türüne göre, alacaklıların alacaklarından ne ölçüde vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını ödeme planını açıkça hükme bağlar. Alacaklıların vazgeçtiği veya konkordatoya kabul oyu vermemekle birlikte tasdik nedeniyle kabul etmiş sayılan alacaklıların vazgeçmiş sayıldıkları miktar veya oran son derece önemlidir. Zira bu kısım alacak, artık borçludan talep edilemez. İşte bu bakımdan kararda bu kısmın açıkça belirtilmesi gerekir. Öte yandan, borçlunun ödeme planı da açıkça karara yazılmalıdır. Bunun ihlali konkordatonun feshine yol açacağından bu husus da karardan anlaşılabilmelidir.
Maddenin ikinci fıkrasında, “tasdik kararında kayyım tayin edilebilmesi”ne ilişkin hüküm sevk edilmiş, üçüncü fıkrasında ise “tasdik kararının ilanı” düzenlenmiştir.
İİK.’nun (yeni) 306. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir.
Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
Tasdik kararı mahkemece, 288 inci madde uyarınca ilan olunur ve ilgili yerlere bildirilir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan önceki 306. maddesi ise “Konkordato haricinde yapılan vaitler” başlığını taşımaktaydı.[30]
İİK. mad. 307- Rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi:
Bu maddede, mevcut (önceki) İİK.’nun 298/a hükmü temel alınarak “rehinli malların muhafaza ve satışı” ile “finansal kiralama konusu malların iadesinde erteleme usulü” ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
Tasarıda “Borçluya ait rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi” şeklinde düzenlenen madde başlığında yer alan “Borçluya ait” ibaresi, Alt Komisyon Önergesiyle başlık metninden çıkarılmıştır. Madde başlığı “Rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi” şeklinde kabul edilmiştir.
Önceki mevcut düzenlemede rehinli taşınır veya taşınmaz ayrımı yapılmakta iken, burada yalnızca rehinli mal ibaresi kullanılmaktadır. Esasen İcra ve İflas Kanununun 23 üncü maddesi nedeniyle bu ifade, hem taşınır hem de taşınmazları kapsar. Öte yandan bugüne kadar yalnızca rehinli mallar için söz konusu olan erteleme talebinin, borçlunun elinde bulunan finansal kiralama konusu mallar için de geçerli olacağı hususu, ayrıca ve açıkça düzenlenmektedir.
Rehinli malların, konkordatonun tasdiki üzerine paraya çevrilmesinin ertelenme şartları bentler halinde sayılmaktadır.
Alt Komisyon Önergesiyle, “rehinli malın üçüncü kişiye ait olması durumunda da bu madde uyarınca erteleme kararı alınabilmesi sağlanmış ve rehinli malların muhafaza ve satışının ertelenmesiyle ilgili şartlardan biri borçlu lehine değiştirilmiştir. Buna göre borçlu, rehinle temin edilen alacağın “tasdik kararı tarihine kadar olan değil”, “konkordato talep tarihine kadar olan faizini” ödemiş olmalıdır.
Maddeyle ayrıca rehinli malın paraya çevrilmesinin ertelenmesi halinde, satış isteme sürelerinin işlemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede, borçlunun elinde olan finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesinin şartları da düzenlenmektedir. Finansal kiralama konusu mallar, rehinli mallar gibi çoğu kez işletmenin devamı için son derece yaşamsal olmakta ve bunların borçlunun elinden alınması halinde, tasdik edilen projenin gerçekleştirilmesi imkansız duruma gelebilmektedir. Bu nedenle rehinli malların paraya çevrilmesinin ertelenmesine benzer bir düzenleme yapılmıştır.
Her iki durum için geçerli olmak üzere, “erteleme kararı verilmesinin usulü”, “ertelemenin hükümsüz kalması” ve “erteleme kararının kaldırılması” hususları da düzenlenmiştir.
İİK.’nun (yeni) 307. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.
Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294 üncü maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır.
b) Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
c) Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
d) Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
e) Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar.
Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.
a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse.
c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.”
“Rehinli taşınır veya taşınmazın paraya çevrilmesinin ertelenmesi” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 298/a. maddesi ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Konkordatoyu tasdik eden hâkim, borçlunun talebi üzerine, tasdik kararından itibaren en fazla bir yılı geçmemek ve erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayan faizler teminatlandırılmak kaydıyla, rehinli taşınır veya taşınmazın konkordato talebinden önceki bir alacak nedeniyle satışını erteleyebilir. Ancak, bu ertelemenin yapılabilmesi için rehinli alacağın konkordato talebinden önceki yıla ait faizlerinin ödenmiş olması lazımdır. Borçlu ayrıca taşınmazın veya ticarî işletme rehni konusu unsurların işletmenin çalışması için kendisine gerekli olduğunu ve paraya çevirmenin ekonomik varlığını tehlikeye sokacağını gerçeğe yakın bir şekilde ispat etmelidir.
İlgili rehinli alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin görüşmelerden önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına bizzat çağırılırlar.
Borçlu, rehinli taşınır veya taşınmazı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, paraya çevirmenin ertelenmesi kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
İlgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu dinledikten sonra, konkordatoyu tasdik eden hâkim paraya çevirmenin ertelenmesi kararını, alacaklı şu hâllerden birinin mevcudiyetini gerçeğe yakın bir şekilde ispat ederse iptal eder:
1- Borçlu paraya çevirmenin ertelenmesini yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
2- Serveti ve gelirleri artmış ve borcu ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan ödeyebilecekse.
3- Rehinli taşınır veya taşınmazın paraya çevrilmesi borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan önceki 307. maddesi ise “Konkordatonun alacaklılardan birinin müracatiyle onun hakkında feshi” başlığını taşımaktaydı.[31]
İİK. mad. 308- Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası:
Bu maddede, “konkordatonun tasdik edilmemesi” ve “borçlunun iflası” hali düzenlenmektedir. 4949 s. Kanunla yapılan değişiklik sonucunda getirilen ve konkordatonun tasdik edilmemesi üzerine, iflâsa tâbi olmayan borçlunun bile iflâs sonucuyla karşı karşıya kalması yaptırımının ağır olduğu düşüncesiyle maddede değişiklik yapılmıştır. Buna göre, tasdik talebi reddedilen borçlunun iflâsa tâbi kişilerden olması ve hakkında doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birisinin bulunması halinde mahkeme, başka bir şart aramaksızın re’sen iflâsa karar verir. Örneğin, borca batık bir sermaye şirketinin tasdik talebi reddedilirse mahkeme re’sen şirketin iflâsına karar verecektir.
İİK.’nun (yeni) 308. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.”
İİK.’nun yürürlükten kaldırılan önceki 308. maddesi ise “Konkordatonun tamamen feshi” başlığını taşımaktaydı.[32]
İİK. mad. 308/a- Kanun yolları:
Bu maddede, konkordato hakkında verilen kararlara karşı “kanun yolları” düzenlenmektedir. Konkordatonun tasdiki konusundaki kararlara karşı, herhangi bir miktar veya değer sınırı olmaksızın istinaf ve devamında temyiz kanun yolunun açık olduğu hükme bağlanmıştır. Karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; diğer alacaklılar ise kararın ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bu karara karşı temyiz süresi yine on gündür. İstinaf ve temyiz incelemeleri ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacaktır.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İİK. mad. 308/b- Çekişmeli alacaklar hakkında dava:
Bu maddede, “çekişmeli alacaklar hakkında açılacak dava” düzenlenmektedir. Buna göre alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilecektir. Maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesindeki hüküm, esasen mevcut Kanunun 305 inci maddesinde düzenlenmişti. Bu kez mehaz İsviçre Kanununun 315 inci maddesinin ikinci fıkrasından hareketle, bu madde içinde yeniden kalem alınmıştır. Böylelikle mevcut Kanunun 302 ile 305 inci maddelerinde ayrı ayrı düzenlenmiş olan konular, tıpkı mehazda olduğu gibi aynı madde içinde ele alınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında ise, konkordato projesinde çekişmeli alacaklara pay ayrılmışsa, kararın kesinleşmesine kadar payın borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verilebileceği; süresi içinde dava açmamış olan alacaklıların bu paydan ödeme yapılmasını talep edemeyecekleri, yapılan ödemelerin de borçluya iade edileceği düzenlenmiştir.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.
Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.”
İİK. mad. 308/c- Konkordatonun hükümleri:
Bu maddede, “konkordatonun tasdikinin hüküm ve sonuçları” düzenlenmektedir.
Maddenin ilk fıkrasında, “mahkemece tasdik edilen konkordato projesinin hangi andan itibaren alacaklılar için bağlayıcı hâle geleceği”, yani “işlerlik kazanarak uygulanacağı” düzenlenmiştir. Bu hâlde yeni hüküm, alacaklıların projeyi oylayıp kabul ederken, pekâlâ, oylarıyla benimsedikleri projenin ancak tasdik kararının kanun yollarından da geçerek kesinleşmesinin ardından işlerlik kazanacağını kabul etmelerine imkân tanımaktadır. Projenin böyle bir hüküm içermemesi halinde ise ana kural geçerli olacak ve tasdik kararıyla birlikte proje, derhal uygulanmaya başlanacaktır. Kısacası, konkordatonun tasdiki kararı ile konkordatonun sonuçlarını derhal meydana getirmesi kural olarak kabul edilirken bunun aksinin, yani tasdik kararının kesinleşmesi ile bağlayıcı olacağının projede kararlaştırılması da mümkün kılınmaktadır. Bu son durumda mühletin etkileri devam eder.
İkinci fıkra hükmü, kısaca “projeye tabi alacaklıları” tasrih etmektedir. Buna göre bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacaktır.
Üçüncü fıkra hükmü uyarınca, Kanunun 206 ncı maddesinin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar ise konkordatodan etkilenmeyecektir.
Alt Komisyon önergesiyle, İİK.’na eklenen 308/c maddesinin üçüncü fıkrası değiştirilerek “206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında, konkordatonun mecburi olmadığı” açık bir şekilde ifade edilmiştir.
Mühlet içinde ticari faaliyetine devam etmekte olan borçlunun işlemleri neticesinde ortaya çıkan borçların hukuki akıbeti, maddenin dördüncü fıkrasında yeniden kalem alınmak suretiyle özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, rutin alım satımlardan doğanlar da dahil olmak üzere komiserin izniyle akdedilmiş olan tüm borçlar ana kuralın dışında bırakılmakta ve projeye tabi tutulmamaktadır. Bu alacaklılar, kendileri için ticari risk alarak borçlunun zor zamanında projeye, daha tasdik öncesinde maddi ve mali destek vermiş kimseler olduğundan, adeta ödüllendirilmeleri uygun bulunmaktadır. Bu bağlamda, konkordato mühleti sırasında borçluya yeni kredi veren alacaklıların korunmasına yönelik olarak bu alacaklıların alacağı, malvarlığının terki suretiyle konkordato ve iflasta masa borcu sayılmış; başka bir ifadeyle “imtiyazlı alacaklardan da önce ödenmesi gereken alacaklar” haline getirilmiştir. Maddeyle getirilen bir diğer yenilik ise bu sonucun, önceki kanun döneminden farklı olarak ve metinde de açıkça düzenlendiği gibi, komiserin izniyle ifası kabul edilmiş sürekli borç ilişkilerinden kaynaklanan karşı edim alacakları için de geçerli görülmesidir.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder.
Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir.”
İİK. mad. 308/ç- Konkordatonun sonuçlanmayan takiplere etkisi:
Bu maddede, “konkordatonun sonuçlanmayan takiplere etkisi” düzenlenmektedir. Metin, geçici mühlet kurumunun kabulüyle yeniden kaleme alınmıştır. Buna göre konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürecektir.
Birinci fıkra uyarınca konkordatonun bağlayıcı hale gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürecektir. Alt Komisyon Önergesiyle, maddeye eklenen fıkrayla, “İİK.’nun 206. maddesinin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizlerin düşmeyeceği” hükme bağlanmıştır.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür.
Birinci fıkra hükmü, 308/c maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar için konulan hacizler hakkında uygulanmaz.”
İİK. mad. 308/d- Konkordato haricinde yapılan vaatler:
Bu maddede “konkordato haricinde yapılan vaatler” düzenlenmiştir. Buna göre, borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüz olacaktır.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür.”
İİK. mad. 308/e- Konkordatonun kısmen feshi:
Bu maddede, “konkordatonun kısmen feshi” düzenlenmektedir. Buna göre, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilecektir. Ayrıca maddede bu konuda verilecek karar hakkında kanun yoluna ilişkin hüküm sevk edilmiştir.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”
İİK. mad. 308/f- Konkordatonun tamamen feshi:
Bu maddede “konkordatonun tamamen feshi” mevcut (önceki) İİK.’nun 308. maddesi esas alınarak düzenlenmiştir. Konkordatonun tamamen feshi ile birlikte proje, onunla bağlı tüm alacaklılar için etkisini yitireceğinden, bu sonucun aleniyet kazanarak duyurulması bakımından ikinci fıkrayla ilan ve bildirim hükmü getirilmiştir.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir.
Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır.”
“Konkordatonun tamamen feshi” başlıklı İİK.’nun -yürürlükten kaldırılan- 308. maddesi ise aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
299, 300 ve 301 inci maddelerin hükümleri bu halde de caridir.”
İİK. mad. 308/g- Konkordatoda harç, vergi istisnaları ve teşvik belgeleri:
Bu maddede, konkordatoyu kolaylaştırmak amacıyla birtakım harç ve vergi istisnaları ve teşvik belgelerinde süre uzatımı imkanı getirilmiştir. Bu istisna hükümleri konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılara özgü olarak uygulanacaktır. Üçüncü kişiler bu istisna hükümlerinden yararlanamayacaktır.
İİK.’na yeni bir madde numarası alarak eklenen bu hüküm aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Tasdik edilen konkordato projesi kapsamında;
a) Yapılacak işlemler, 492 sayılı Harçlar Kanununa tabi harçlardan; bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, damga vergisinden,
b) Alacaklılar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,
c) Borçluya kullandırılacak krediler, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan,
istisna edilmiştir.
Bu istisna hükümleri konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılara özgü olarak uygulanır. Üçüncü kişiler bu istisna hükümlerinden yararlanamaz.
Konkordato projesine göre borçları yeni bir itfa plânına bağlanan borçlulara ait olan teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, geçici mühlet kararının verildiği tarihten konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar işlemez.”
II. REHİNLİ ALACAKLILARLA MÜZAKERE VE
BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI
Alt Komisyon Önergesiyle, İİK.’nun Onikinci Babına yeni bir bölüm (İkinci Bölüm) eklenerek diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir. Eklenen bu yeni bölümde, “rehinli alacaklılarla müzakere usulü”, “şartları” ve “karşılığında rehin tesis edilmiş borçların yapılandırılması”na ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
İİK. mad. 302 uyarınca yapılan alacaklılar toplantısıyla bir karışıklığa yer vermemek ve bir bağlantı kurulmasının önüne geçmek için, rehinli alacaklılarla yapılacak olan bu toplantı, “müzakere” olarak adlandırılmakta ve “rehinli alacaklılar ile müzakere”den söz edilmektedir. Nitekim, rehinli alacaklılarla müzakere ile İİK. mad. 302 çerçevesinde yapılan alacaklılar toplantısının hukuki niteliği, içeriği ve gündemiyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Adi konkordatoda asıl olan 302. madde uyarınca gerçekleştirilen alacaklılar toplantısıdır. Rehinli alacaklılarla müzakerenin adi konkordatoyla ilgisi tamamen tali niteliktedir. Bu nedenledir ki borçlunun yapacağı yapılandırma ve ödeme teklifli üzerine rehinli alacaklılarla müzakere, Kanunun Onikinci Babına eklenen yeni bölümde (ikinci bölüm) ve yeni maddede (madde 308/h) düzenlenerek herhangi bir tereddüt veya karışıklığa meydan verilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Düzenlemeyle, rehinli alacaklıları müzakereye davet bakımından borçlu ve komisere mümkün olduğu kadar fazla bir hareket serbestisi tanınmıştır. Müzakerenin kesin mühlet içinde ne zaman, alacaklılar toplantısından önce mi, yoksa sonra mı yapılacağı tamamen somut olayın özelliklerine göre borçlu ve komiser tarafından birlikte serbestçe takdir edilecektir. Ama bu çerçevede borçlu ve komiserin İİK. mad. 302/son’daki süreleri aşmaması gerekmektedir.
Rehinli alacaklılarla müzakereden bir sonuç alınabilmesi borçlunun daha önce rehinli alacaklılarla temas kurup görüşmeler yapmış ve onları ikna etmiş olmasına bağlıdır. Diğer bir deyişle, bu maddede öngörülen yöntem, borçlunun bütün rehinli alacaklıları kapsayacak yeknesak tek bir teklif yapmak ve onların tek bir müzakerede bu teklifi kabul etmelerini sağlamak şeklinde bir işleve sahip değildir. Borçlu rehinli alacaklılarla daha önce görüşmeler yapıp bir anlaşmaya varmış ve müzakerede bu rehinli alacaklıların kabul oyu vermelerini sağlamış olmalıdır. Diğer bir deyişle borçlu her bir rehinli alacaklıyla, alacağın niteliğine göre, ayrı bir anlaşma yapmış olabilir. Önemli olan müzakerede veya iltihak süresi içinde bu rehinli alacaklının kabul oyu vermesidir; rehinli alacaklının borçluyla hangi şartlarda anlaştığını müzakerede açıklaması gerekmemektedir. Bu şekilde kabul oyu veren rehinli alacaklıların alacakları, toplam rehinli alacakların üçte ikisinden fazla ise, teklif kabul edilmiş olacak ve kabul etmeyen (borçluyla bir anlaşmaya varamamış olan) diğer rehinli alacaklılar da bu kabulle bağlı olacaklardır. Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibariyle üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi halinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasında akdedilen ve rehnin tesisine dayanak teşkil eden sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranıyla, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olacaktır. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilecek ve komiserin 302. madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenecektir.
Komiser, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları ve anlaşma yapılamayan rehinli alacaklılar varsa bu hususu, 302. madde uyarınca yapılan alacaklılar toplantısından sonra hazırlayacağı rapora, ayrı bir başlık altında ve ana hatlarıyla dercedip raporu tasdik mahkemesine sunacaktır. Tasdik mahkemesi, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları alacak miktarı itibariyle üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı yönünden ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak rejimin maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını 305 ve 306. maddeler uyarınca vereceği karara ekleyecektir.
Adi konkordatoda 302. madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli olmayacaktır.
Ayrıca, yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilecektir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, ödeme planına tabi rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı devam ettirip ettirmemekte serbesttir.
Kanunun Onikinci Babının “Adi Konkordato” başlıklı Birinci Bölümü rehinli alacaklılar dışındaki alacaklılar bakımından kurgulanmaktadır. Rehinli alacaklıların konkordato karşısındaki durumları ise, bu maddeyle Onikinci Baba eklenen İkinci Bölüm ve 308/h maddesinde düzenlenmiştir. Bu sebeple herhangi bir karışıklığa meydan vermemek için İİK.’nun 285 ila 309/l maddelerinin, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Adalet Komisyonun Önergesiyle, “karşılığında rehin tesis edilmiş borçların yapılandırılması konusunda borçlunun tercih hakkı olmaması” hükme bağlanarak “bu kapsamdaki borçların yapılandırılmasını talep etmek zorunluluğu” getirilmiş ve bu amaçla birinci ve ikinci fıkra revize edilerek 308/h. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “edebilir” ibaresi “eder” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci fıkrada yer alan “Borçlunun talebi varsa” ibaresi metinden çıkarılmıştır.
İİK.’na yeni bir numara alarak eklenen bu madde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
İİK. mad. 308/h- Rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve yapılandırmanın hükümleri:
“Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibariyle üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibariyle üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi halinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hale gelmez.
Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.
Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.”
I. İFLÂSTAN SONRA KONKORDATO
İİK. mad. 309 - Şartları ve hükümleri:
Bu maddede, “iflastan sonra konkordato”ya ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Maddenin ilk fıkrasında, mevcut düzenlemeden farklı olarak ve gerektiğinde malvarlığının terki suretiyle konkordatonun iflas hâlinde de uygulanabilmesi amacıyla alacaklılara da söz konusu talepte bulunma hakkı tanınmıştır.
İkinci fıkra hükmü, iflas içi konkordatoda da uygulama alanı bulacak adi konkordatoya ait hükümleri, ilgili düzenlemelere göndermede bulunmak suretiyle tasrih etmektedir.
Üçüncü fıkra hükmüyle, alacaklılarca kabul edilmiş konkordatonun halen devam etmekte olan iflas tasfiyesine olan etkisi düzenlenmiştir. Bir yandan uygulamada karşılaşılan ve özellikle iflas tasfiyesini akamete uğratmak için yapılan iflas içi konkordato tekliflerinin önüne geçilmek istenirken, öte yandan alacaklılarca da kabul edilmiş ve iflas tasfiyesinden ayrılan konkordato projesinin hayata geçirilebilmesi için uygun ortamın sağlanmasına çalışılmaktadır. Kabul edilmiş projeye rağmen iflasın tasfiyesinin devam edecek olması, pek çok kez projenin işletilememesi sonucunu doğurur. Bu kapsamda malların paraya çevrilmesinin durması, alacaklılarca projenin kabulünden başlamak üzere mahkemenin tasdik kararına kadar ve her hâlde altı ayla sınırlı olarak kabul edilmiştir. Yine aynı amaç altında, iflas tasfiyesi sırasında konkordatonun sadece bir kez istenebilmesi düzenlenerek iflas tasfiyesinin sürekli olarak geciktirilerek sekteye uğratılmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
İİK.’nun (yeni) 309. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“İflasına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato talep ederse veya bu borçlunun alacaklılarından biri konkordato işlemlerinin başlatılmasını isterse, iflas idaresi, görüşüyle beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu talebi bildirir.
302 ilâ 307 nci maddeler ile 308/a ilâ 308/g maddeleri burada da uygulanır. Komisere ait görevler iflas idaresi tarafından yapılır.
Konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten, konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar geçen sürede müflisin mallarının paraya çevrilmesi durur. Bu süre altı ayı geçemez.
Konkordato hakkında verilen karar iflas idaresine bildirilir.
Konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi üzerine iflas idaresi iflasa hükmeden mahkemeden iflasın kaldırılmasını ister.
İflastan sonra konkordato, iflas tasfiyesi içinde ancak bir defa istenebilir.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. madde 309 - Şartları ve hükümleri:
“İflasına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato teklifi ederse iflas idaresi mütalaasiyle beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu teklifi bildirir.
294 den 299 uncu ve 302 den 308 inciye kadar olan maddeler burada da tatbik olunur. Komisere ait vazifeler iflas idaresi tarafından yapılır.
(Değişik üçüncü fıkra : 17/7/2003-4949/83 md.) Paraya çevirme ticaret mahkemesi tasdik hakkında bir karar verinceye kadar ertelenir.
(Değişik: 6/6/1985 - 3222/37 md.) Konkordato üzerine verilen karar iflas idaresine bildirilir.
Konkordatonun tasdikı halinde idare iflasa hükmeden mahkemeden iflasın kaldırılmasını ister.”
III. MALVARLIĞININ TERKİ SURETİYLE KONKORDATO
Maddede yapılan değişiklikle, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, konkordato tasfiye memurlarının seçimine ilişkin kararın “asliye ticaret mahkemesince onaylanacağı” vurgulanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 309/a. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
İİK. mad. 309/a- Genel olarak: (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.)
“Malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir.
Alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru asliye ticaret mahkemesinin seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar. Konkordato komiseri de tasfiye memuru olabilir.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 309/a- Genel olarak: (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.):
“Malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir.
Alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru icra mahkemesinin seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar. Konkordato komiseri de tasfiye memuru olabilir.”
İİK. mad. 309/b- (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.) Zorunlu içeriği:
Bu maddeyle, malvarlığının terki suretiyle konkordatonun içereceği hususlarla ilgili olarak “alacaklılara yönelik ilanların yapılması usulü” düzenlenmiş ve adi konkordatonun ilana ilişkin düzenlemelerine uyum sağlanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 309/b. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Malvarlığının terki suretiyle konkordato aşağıdaki hususları içerir:
1- Alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne olduğu.
2- Konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların yetkileri.
3- Kanun tarafından belirlenmemişse, malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması.
4- Alacaklılara yönelik ilânların ve ilgili yerlere bildirimlerin 288 inci madde uyarınca yapılacağı.
Konkordato kapsamı dışında kalan mallar varsa bunlar açıkça belirtilir.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 309/b- Zorunlu içeriği: (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.)
Malvarlığının terki suretiyle konkordato aşağıdaki hususları içerir:
1- Alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne olduğu.
2- Konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların yetkileri.
3- Kanun tarafından belirlenmemişse, malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması.
4- Alacaklılara yönelik ilânların Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi yanında tasdik tarihinde tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılacağı.
Konkordato kapsamı dışında kalan mallar varsa bunlar açıkça belirtilir.”
İİK. mad. 309/g- Taşınır rehinleri:
Maddede yapılan değişiklikle, “Kendisine teslim edilen malları vermeyenler hakkındaki cezalar” kenar başlıklı Kanunun 336/a. maddesine yapılan atıf, bu maddenin mülga olması nedeniyle eyleme uyan “Muhafaza görevini kötüye kullanma” kenar başlıklı Türk Ceza Kanununun 289. maddesine yapılarak bu konudaki boşluk doldurulmuştur.
İİK.’nun (yeni) 309/g. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Alacağı taşınır rehniyle temin edilmiş olan alacaklılar rehinli taşınırları konkordato tasfiye memurlarına tevdi etmek zorunda değildirler. Konkordatoda başka bir süre öngörülmedikçe, rehinli alacaklılar rehinli taşınırı uygun gördükleri zamanda, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla veya rehin sözleşmesinde yetki verilmişse pazarlık yoluyla ya da borsada satmak suretiyle paraya çevirebilirler.
Ancak, rehnin paraya çevrilmesi konkordato masasının yararına ise, konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya rehinli malı altı ay içinde paraya çevirmesi için yetki verebilir. Konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya, aynı zamanda 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 289 uncu maddesinde öngörülen cezayı da hatırlatarak, bu süre içinde paraya çevirme işlemini gerçekleştirmediği takdirde rehinli malı kendilerine teslim etmesini, haklı bir sebep olmaksızın teslim etmezse rüçhan hakkından mahrum kalacağını ihtar eder.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 309/g- Taşınır rehinleri: (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.)
“Alacağı taşınır rehniyle temin edilmiş olan alacaklılar rehinli taşınırları konkordato tasfiye memurlarına tevdi etmek zorunda değildirler. Konkordatoda başka bir süre öngörülmedikçe, rehinli alacaklılar rehinli taşınırı uygun gördükleri zamanda, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla veya rehin sözleşmesinde yetki verilmişse pazarlık yoluyla ya da borsada satmak suretiyle paraya çevirebilirler.
Ancak, rehnin paraya çevrilmesi konkordato masasının yararına ise, konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya rehinli malı altı ay içinde paraya çevirmesi için yetki verebilir. Konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya, aynı zamanda 336/a maddesinde öngörülen cezayı da hatırlatarak, bu süre içinde paraya çevirme işlemini gerçekleştirmediği takdirde rehinli malı kendilerine teslim etmesini, haklı bir sebep olmaksızın teslim etmezse rüçhan hakkından mahrum kalacağını ihtar eder.”
İİK. mad. 309/k- Hukukî işlemlerin iptali:
“İflas erteleme kurumu” yürürlükten kaldırıldığından, maddede uyum düzenlemesi amacıyla değişiklik yapılmıştır.
İİK.’nun (yeni) 309/k. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Borçlu tarafından konkordatonun tasdikinden önce yapılmış hukukî işlemler 277 ilâ 284 üncü maddelere göre iptale tâbidir.
Geçici konkordato mühletinin verildiği tarih, iptal davası açma sürelerinin hesaplanmasında haczin veya iflâsın açılmasının yerini tutar.
Konkordato masasına yöneltilen taleplerin tasarrufun iptali yoluyla kısmen veya tamamen reddini sağlamak mümkün ise konkordato tasfiye memurları, def'î yoluyla iptal talebinde bulunmaya yetkili ve yükümlüdürler.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 309/k - Hukukî işlemlerin iptali: (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.)
“Borçlu tarafından konkordatonun tasdikinden önce yapılmış hukukî işlemler 277 ilâ 284 üncü maddelere göre iptale tâbidir.
Konkordato mühletinin verilmesi veya mühletten önce bu Kanuna göre vuku bulan iflâsın ertelenmesi tarihleri, iptal davası açma sürelerinin hesaplanmasında haczin veya iflâsın açılmasının yerini tutar.
Konkordato masasına yöneltilen taleplerin tasarrufun iptali yoluyla kısmen veya tamamen reddini sağlamak mümkün ise konkordato tasfiye memurları, def'î yoluyla iptal talebinde bulunmaya yetkili ve yükümlüdürler.”
İİK. mad. 309/l - Uygulanacak ortak hükümler:
Adi konkordatoya ilişkin hükümlerin madde numaraları değiştirildiğinden, bu maddede yapılan değişiklikle, atıfların doğru ve uyumlu bir hale getirilmesi sağlanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 309/l. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Niteliğine aykırı düşmedikçe 285 ilâ 308/g maddeleri, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda da uygulanır.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 309/l - Uygulanacak ortak hükümler:
“Niteliğine aykırı düşmedikçe 285 ilâ 308 inci maddeler malvarlığının terki suretiyle konkordatoda da uygulanır.”
İİK. mad. 309/s- Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmanın feshi: (Ek: 12/2/2004-5092/8 md.)
Adi konkordatoya ilişkin hükümlerin madde numaraları değiştirildiğinden, bu maddede yapılan değişiklikle, atıfların doğru ve uyumlu bir hale getirilmesi sağlanmıştır.
İİK.’nun (yeni) 309/s. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasında, 308/e maddesi ile 308/f maddesinin birinci fıkrası kıyasen uygulanır. Yeniden yapılandırmanın tamamen feshine karar verilir ve bu karar kesinleşirse, durum mahkemece 288 inci maddede öngörülen usule göre ilânen duyurulur. İlândan itibaren on gün içinde, projeden etkilenen alacaklılar tasdik kararını vermiş olan mahkemeden borçlunun derhal iflâsına karar verilmesini isteyebilirler.”
Önceden bu madde aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 309/s- Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmanın feshi: (Ek: 12/2/2004-5092/8 md.)
“Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasında, 307 nci madde ile 308 inci maddenin birinci fıkrası kıyasen uygulanır. Yeniden yapılandırmanın tamamen feshine karar verilir ve bu karar kesinleşirse, durum mahkemece 288 inci maddede öngörülen usule göre ilânen duyurulur. İlândan itibaren on gün içinde, projeden etkilenen alacaklılar tasdik kararını vermiş olan mahkemeden borçlunun derhal iflâsına karar verilmesini isteyebilirler.”
İİK. mad. 329/a- İflasın ertelenmesi ile ilişki:
“İflasın ertelenmesi” kurumuna ilişkin “iflâsın ertelenmesi ile ilişki” başlıklı İİK.’nun 329/a. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
İİK. mad 329/a- İflâsın ertelenmesi ile ilişki: (Ek: 17/7/2003-4949/88 md.)
“Bir sermaye şirketi veya kooperatif fevkalâde mühlet elde ettiği takdirde, mühletin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde 179 ve devamı maddeleri uyarınca iflâsın ertelenmesinden yararlanamaz.
Bir sermaye şirketi veya kooperatifin iflâsı 179 ve devamı maddeleri uyarınca ertelendiği takdirde, bu ertelemenin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde fevkalâde mühlet verilemez.”
“İflasın ertelenmesi”ne ilişkin hükümler yürürlükten kaldırılarak konkordatoya ilişkin hükümlerde düzenlemeye gidildiğinden, bu maddeyle “geçiş hükümleri” düzenlenmiştir.
Buna göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunacaktır.
Ayrıca iflas ve konkordato konusunda ihtisaslaştırılmış asliye ticaret mahkemelerinin oluşturulabilmesi amacıyla Hâkimler ve Savcılar Kuruluna belirleme yapma görevi yüklenmiştir.
İİK.’na yeni bir numara alarak eklenen bu madde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında iflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler.”
Diğer Kanunlarda Yapılan Uyum Değişiklikleri:
-6183 s. K. mad. 21/2, c: 2- Amme alacaklarında rüçhan hakkı:
7101 s. Kanun ile- 6183 s. (Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında) Kanun’un “Amme alacaklarında rüçhan hakkı” başlıklı 21. Maddesinin ikinci cümlesinde değişiklik yapılmıştır.
Bu maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle, rehinli alacakların hakları mahfuz tutularak, rehinle temin edilmiş alacak ödendikten sonra, bu fıkrada belirtilen diğer kamu alacaklarının öncelikli olarak ödenmesi hükme bağlanmaktadır.
6183 s. K. mad. 21/2 yapılan değişiklikle, şu şekilde düzenlenmiştir:
“Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir.”
Bu madde değişiklikten önce şu şekilde düzenlenmişti:
“Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel gelir.”
- 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:” başlıklı bölümü:
492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:” başlıklı bölümünün “II- İflas harçları:” başlıklı alt bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“b) Konkordatoda;
aa) Alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden (Binde 2,27)
bb) Yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden (Binde 1,13)”
- 5235 sayılı Mahkemeler Teşkilat Kanunu’nun “Hukuk mahkemelerinin kuruluşu” başlıklı 5. maddesi:
Bu maddede yapılan değişiklikle hem iflas erteleme kurumu yürürlükten kaldırıldığından buna ilişkin değişiklik yapılmış hem de tahkim yargılamasında iptal davasına bakacak mahkemeyi belirleme konusunda getirilen hükümler uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin iptal davalarına bakacaklarına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmıştır.
Böylece önceki 5. maddede yer alan
“1. İflas, iflasın ertelenmesi, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan davalara,”
şeklindeki hüküm şu şekilde düzenlenmiştir:
“1. İflas, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara,”
Aynı maddede yer alan
“4. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara,”
şeklindeki hüküm ise şu şekilde düzenlenmiştir:
“4. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara,”
- Kooperatifler Kanunu mad. 63 - V – Kooperatifin aczi halinde yapılacak işler:
“İflasın ertelenmesi kurumu kaldırıldığından”, bu maddede yapılan değişiklikle, Kooperatifler Kanunu bakımından uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
Böylece Kooperatfiler Kanunu’nun 63/3. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“Mali durumun düzeltilmesinin mümkün görülmesi hâlinde yönetim kurulu veya alacaklılardan biri konkordato da talep edebilir. Bu takdirde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 285 inci ve devamı maddeleri uygulanır.”
Bu maddenin metni için lütfen tıklayın.
Bu maddenin gerekçesi için lütfen tıklayın.
-Türk Ticaret Kanunu mad. 377 - b) Konkordato:
“İflasın ertelenmesi kurumu kaldırıldığından”, bu maddede yapılan değişiklikle, uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
Böylece TTK’nun 377. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“(1) Yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı, 376 ncı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapacağı iflas talebiyle birlikte veya bu kapsamda yapılan iflas yargılaması sırasında 2004 sayılı Kanunun 285 inci ve devamı maddeleri uyarınca konkordato da talep edebilir.”
Bu maddenin metni için lütfen tıklayın.
Bu maddenin gerekçesi için lütfen tıklayın.
-Türk Ticaret Kanunu mad. 634 -II- İflasın bildirilmesi ve konkordato talebi:
“İflasın ertelenmesi kurumu kaldırıldığından”, bu maddede yapılan değişiklikle, uyum düzenlemesi yapılmaktadır.
Böylece TTK’nun 634. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
“(1) İflasın bildirilmesi ve konkordato talebine anonim şirket hükümleri uygulanır.”
Bu maddenin metni için lütfen tıklayın.
Bu maddenin gerekçesi için lütfen tıklayın.
[1] 7201 s. Kanun ile yapılan ancak icra iflas hukukuna ilişkin olmayan diğer değişiklikler e-uyar.com adresinde ayrıca incelenmiştir.
[2] İİK.’nun 128. maddesinin değişiklikten sonraki yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“İcra memuru satışa başlamazdan evvel taşınmaz üzerindeki tapu sicilline mukayyet veya resmi senede müstenit olan mükellefiyetlerin hepsinin bir listesini yapar ve bu listeyi haczedenlerle borçluya tebliğ eder ve itirazlarını bildirmeleri için üç gün mühlet verir. 96 ve 97 nci maddeler hükümleri burada da caridir.
(Değişik: 9/11/1988 - 3494/19 md.) İcra dairesi taşınmazın kıymetini takdir ettirir, taşınmazın kıymetinin takdirinde, taşınmaz üzerindeki mükellefiyetlerin kıymete olan etkisi de nazara alınır. (Ek cümle : 17/7/2003-4949/33 md.) Taşınmazın önceden takdir edilen kıymetini etkileyen mükellefiyetlerin ortaya çıkması hâlinde, icra dairesi satışa esas olmak üzere taşınmazın kıymetini yeniden takdir ettirir. Kıymet takdirine ilişkin rapor borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak sureti ile tebliğ edilir. (Mülga son cümle: 17/7/2003-4949/103 md.)
(Ek fıkra: 21/2/2007-5582/2 md.) İcra dairesi, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, satışı istenen taşınmaz için kıymet takdirini, aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırır.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/33 md.) Satışa çıkarılan taşınmazda eklenti niteliğinde teşvikli mal varsa icra müdürlüğü bu malların kıymetini ayrıca takdir ettirir. Satıştan önce ilgili kurumlardan bu mallar üzerindeki vergi, resim, harç gibi yükümlülükler sorulur. Satış isteyen alacaklının talebi üzerine bu mallar satış dışında tutulabileceği gibi, üzerlerindeki vergi, resim, harç gibi malın aynından kaynaklanan kamu alacakları dikkate alınarak 129 uncu madde hükümlerine göre taşınmazla birlikte ihale de edilebilir.
Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.”
[3] İİK.’nun 177. maddesinin yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 - Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 - Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 - 308 inci maddedeki hal varsa;
4 - İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye'de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.
(Ek: 9/11/1988 - 3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fıkrası burada da uygulanır.”
[4] İİK.’nun 185. maddesinin yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“Üzerinde rehin bulunan mallar rehin sahibi alacaklının rüçhan hakkı mahfuz kalmak suretiyle masaya girer ve iflas idaresi tarafından en yakın ve münasip zamanda paraya çevrilip muhafaza ve satış masrafları çıkarıldıktan sonra rehinli alacaklıya hakkı verilir. (Ek cümle:17/7/2003-4949/51 md.) Ancak, rehin sahibi alacaklı, istediği takdirde iflâstan sonra da masaya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.
Rehinin kıymeti rehinle temin edilen alacağa kafi gelmiyeceği borsa rayiciyle tahakkuk eder ve mürtehin rehnin satılmasını istemezse rehin, masadan muvakkaten çıkarılır.
Rehinli alacak sahibi bu işlere ait muamelelerden dolayı icra mahkemesine şikayet hakkını haizdir.
210 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca masa hakkında faydalı olmayacağı anlaşıldığı için kapatılıp mühürlenen yerlerin, üzerinde rehin bulunmasa dahi, ilk alacaklılar toplanması tarafından da uygun bulunması halinde iflas idaresince derhal satışı yapılır.
(Ek: 9/11/1988 - 3494/38 md.) Bu maddeye göre yapılacak satışlar, 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir.
[5] İİK.’nun 210. maddesinin yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“İflas dairesi; müflisin mağazalarını, eşya depolarını, fabrikalarını, imalathanelerini ve üretime yönelik sair yerlerini, perakende satış dükkanlarını ve buna mümasil yerlerini, masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolü altında idare eder; aksi takdirde bu yerleri kapatıp mühürler.
Daire, paraları, kıymetli evrakı, ticari ve ev idaresine ait defterleri ve sair her hangi ehemmiyeti haiz evrakı muhafaza altına alır.
Başka malları defter tutuluncıya kadar mühürler. Daire lüzum görürse defter tutulduktan sonra tekrar mühürler.
Daire müflisin kullandığı yerler haricinde bulunan eşyayı da muhafaza altına alır.”
[6] İİK.’nun 224. maddesinin yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“Alacaklılar toplanması, bilhassa müflisin sanat veya ticaretinin devamı, fabrikaları, imalathaneleri ve üretime yönelik sair yerleriyle mağazalarının, eşya depolarının, perakende satış dükkanlarının faaliyetlerine devam edip etmemesi, muallak davalar ve pazarlıkla satışlar hakkında müstacel kararlar verebilir.
Müflis bir konkordato teklif ederse alacaklılar tasfiyeyi tatil edebilirler.”
[7] İİK.’nun 227. maddesinin yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“8 inci maddenin bir ve ikinci fıkraları ve 9,11,16 ve 359 uncu maddelerin icra dairelerine ait hükümleri iflas idaresi hakkında da uygulanır. İflas idaresi, iflas masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflas tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.
(Ek ikinci fıkra: 9/11/1988 - 3494/46 md.; Mülga: 2/3/2005-5311/28 md.)
İcra mahkemesi, iflas idaresi üzerinde gözetim yetkisine sahip olup gerektiğinde iflas idaresini teşkil edenlerin görevine son verebilir. İcra mahkemesi, görevine son verilen veya istifa edenin yerine, önceki adaylar arasından 223 üncü maddedeki esaslar dairesinde yenisini seçer.
İflas idaresini teşkil edenler kusurlarından ileri gelen zarardan sorumludurlar. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.
İflas idaresini teşkil edenler Türk Ceza Kanununun uygulanmasında memur sayılırlar.
[8] İİK.’nun 241. maddesinin yeni şekli aşağıda sunulmuştur:
“Masaya ait mallar iflas idaresi marifetiyle açık artırma yahut alacaklılar karar verirlerse pazarlık suretiyle satılır.
Üzerlerinde rehin hakkı bulunan eşya ancak rehin sahibi alacaklıların da muvafakati halinde pazarlık suretiyle satılabilir.
Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.”
[9] İİK.’nun “Konkordato talebinin nazara alınması şartları” başlıklı yürürlükten kaldırılan 286. maddesi ie aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 286 - Konkordato talebinin nazara alınması şartları: –(Değişik: 18/2/1965 - 538/121 md.)
(Değişik birinci fıkra : 17/7/2003-4949/68 md.) İcra mahkemesi borçluyu ve talepte bulunmuş ise alacaklıyı dinledikten sonra borçlunun durumunu, malvarlığı ve gelirlerini, taahhütlerini yerine getirmesine engel olan sebepleri ve konkordatonun başarı ihtimalini göz önünde tutarak, projenin alacaklıları zarara sokmak kastından âri olup olmadığına göre konkordato talebinin uygun olup olmadığına karar verir.
Borçlu, 287 nci madde gereğince mühlet verilmesi hakkındaki icra mahkemesi kararını beş gün içinde masraflarını verip tatbike koydurmazsa verilen mühlet kendiliğinden kalkar.
(Ek fıkra : 17/7/2003-4949/68 md.) Konkordato talebinin reddine ilişkin kararı, tefhiminden itibaren on gün içinde borçlu veya talep sahibi alacaklı temyiz edebilir.
[10] İİK.’nun “Mühlet” başlıklı yürürlükten kaldırılan 287. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 287 – Mühlet: (Değişik: 17/7/2003-4949/69 md.)
“Konkordato talebi 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usule göre ilân edilir. Konkordato talebinin ilânından itibaren on gün içinde alacaklılar itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını ileri sürerek icra mahkemesinden konkordato talebinin reddini isteyebilir.
Talep uygun görülürse icra mahkemesi borçluya en fazla üç aylık bir mühlet verir ve aynı zamanda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip Türk vatandaşlarından bir veya birkaç komiser tayin eder. Birden fazla komiser tayin edilmesi hâlinde icra mahkemesi bu kişilerin görev ve yetki alanlarını belirler.
Konkordato komiseri, kusurundan doğan zararlardan sorumludur.
Komiser, borçlunun faaliyetine nezaret eder ve 290 ve devamı maddelerde verilen görevleri yapar. Ayrıca komiser, icra mahkemesinin talebi hâlinde ara raporlar verir ve alacaklıları konkordato süreci hakkında bilgilendirir.
8, 10, 11, 16, 21 ve 359 uncu maddeler hükümleri kıyas yoluyla komiserler hakkında da uygulanır.
İşin niteliği gerekli kılıyorsa komiserin teklifi üzerine mühlet, alacaklılar da dinlendikten sonra en fazla iki ayı geçmemek üzere uzatılabilir.
Borçlunun malvarlığının muhafaza edilmesi için gerekli ise veya konkordatonun gerçekleşmeyeceği açıkça anlaşılıyorsa, konkordato mühleti komiserin talebi üzerine mühletin sona ermesinden önce kaldırılabilir. Bu takdirde borçlu ve alacaklılar dinlenir. 299, 300 ve 301 inci maddeler kıyas yoluyla uygulanır.
(Değişik sekizinci fıkra: 15/7/2016-6728/5 md.) Konkordatonun tasdiki yargılaması mühlet içinde bitirilememişse asliye ticaret mahkemesi, komiserin gerekçeli raporunu da dikkate alarak, mühletin bitiminden sonraki dönem için geçerli olmak üzere borçluya karşı evvelce başlatılmış olan takiplerin durdurulmasına veya borçluya karşı yeni takip yapılmamasına karar verebilir.”
[11] İİK. mad. 288 - Mühletin ilanı: (Değişik: 17/7/2003-4949/70 md.)
İcra mahkemesince mühlet, karar tarihinde tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde ilân olunur ve icra dairesi ile tapu dairesine bildirilir. Borçlu bir tacir ise ticaret sicili memurluğuna ve deniz ticaretiyle meşgul ise ayrıca gemi sicil memurluğuna da haber verilir. Borçlunun gemisi sicile kayıtlı olduğu takdirde gemi sicil memuru, konkordato mehli hakkında sicile şerh verir. (Mülga dördüncü cümle: 14/1/2011-6103/41 md.) (…) Mühlet kararı ayrıca diğer lazım gelen yerlere bildirilir.
[12] İİK.’nun “Mühletin alacaklılar bakımından sonuçları” başlıklı yürürlükten kaldırılan 289. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 289 - Mühletin alacaklılar bakımından sonuçları: (Değişik: 17/7/2003-4949/71 md.)
Mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Mühlet sırasında taşınır veya taşınmaz rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Konkordato aksine hüküm içermediği takdirde mühlet, rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesini durdurur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında konkordato mühletinin veya iflâsın ertelenmesi kararının ilânı tarihi esas alınır.
[13] İİK.’nun “Mühletin borçlu bakımından sonuçları” başlıklı yürürlükten kaldırılan 290. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 290 - Mühletin borçlu bakımından sonuçları: (Değişik:17/7/2003-4949/72 md.)
“Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, icra mahkemesi bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin katılımı ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.
Borçlu, icra mahkemesinin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez ve takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür.
Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa veya iyi niyetinden şüpheyi haklı gösterir bir harekette bulunursa icra mahkemesi komiserin raporu üzerine, mümkün ise borçluyu ve gerektiğinde alacaklıları dinledikten sonra borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini veya mühleti kaldırabilir.
299, 300 ve 301 inci maddeler hükmü kıyas yoluyla uygulanır.”
[14] İİK.’nun “Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri ” başlıklı yürürlükten kaldırılan 291. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 291- Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri: Değişik: 17/72003 4949/73 md.):
Komiser, tayinini müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder. Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabilir.
Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır tutar; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir.
İlgililer, on gün içinde ve masrafları önceden vermek kaydıyla, icra mahkemesinden rehinli malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilir. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir.
[15]İİK.’nun “Alacaklıları davet ve alacakların bildirilmesi” başlıklı yürürlükten kaldırılan 292. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 292- Alacaklıları davet ve alacakların bildirilmesi: Değişik: 17/7/2003-4949/74 md.)
Alacaklılar, komiser tarafından ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde alacaklarını bildirmeye mühlet kararının yayımlandığı gazetede yapılacak ilânla davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, hilafına hareket eden alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato müzakeresine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.
Aynı ilânda komiser; yukarıdaki fıkrada yazılı müddet geçtikten sonra olmak üzere, konkordato teklifini müzakere etmek için alacaklıları muayyen bir gün ve saatte toplanmaya davet eder ve toplantıdan önceki on gün içinde belgeleri inceleyebileceklerini bildirir.
[16] İİK.’nun “Alacaklılar hakkında borçlunun beyana daveti” başlıklı yürürlükten kaldırılan 293. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 293 - Alacaklılar hakkında borçlunun beyana daveti: (Değişik: 18/2/1965 – 588/124 md.)
“Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında beyanda bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve vesikaları üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini aşağıdaki madde gereğince vereceği rapora derceder.”
[17] 7101 s. Kanunla yapılan değişiklikten önce “Mühletin alacaklılar bakımından sonuçları” başlığını taşıyan İİK.’nun 289. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmişti:
“Mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Mühlet sırasında taşınır veya taşınmaz rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Konkordato aksine hüküm içermediği takdirde mühlet, rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesini durdurur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında konkordato mühletinin veya iflâsın ertelenmesi kararının ilânı tarihi esas alınır.”
[18] İİK.’nun “Alacaklıların toplanması” başlıklı yürürlükten kaldırılan 294. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 294 – Alacaklıların toplanması:
“Komiser alacaklılar toplanmasına reislik eder ve borçlunun vaziyeti hakkında bir rapor verir.
Borçlu lazımgelen malümatı vermek üzere toplanmada hazır bulunmağa mecburdur.
Müzakere neticesinde tutulan konkordato zaptı derhal imza olunur. İmzayı mütaakıp on gün içinde vukua gelen iltihaklar kabul olunur.”
[19] İİK.’nun “Müşterek borçlulara karşı haklar” başlıklı yürürlükten kaldırılan 295. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 295 – Müşterek borçlulara karşı haklar:
“Konkordatoya muvafakat etmiyen alacaklı müşterek borçlulara ve borçlunun kefillerine ve borcu tekeffül edenlere karşı bütün haklarını muhafaza eder.
Konkordatoya muvafakat etmiş olan alacaklı dahi kendi haklarını yukardaki kimselere ödeme mukabilinde temlik teklif etmek ve onlara toplanmanın günü ile yerinden en aşağı on gün evvel haber vermek şartiyle bu hükümden istifade eder.
Alacaklı müracaat hakkına halel gelmeksizin yukardaki kimselere konkordato müzakeresine iştirak etmek yetkisini verebilir ve onların kararını kabul taahhüdünde bulunabilir.”
[20] İİK.’nun “Konkordatonun mahkemede incelenmesi” başlıklı yürürlükten kaldırılan 296. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 296- Konkordatonun mahkemede incelenmesi: (Değişik: 17/7/2003-4949/75 md.)
“Toplanmayı takip eden on gün bittikten sonra komiser konkordatoya ilişkin bütün belgeleri ve bu süre içinde iltihak eden olmuşsa bunları da dikkate alarak, konkordatonun kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu ticaret mahkemesine tevdi eder ve durumu ilgili icra mahkemesine bildirir.
Mahkeme, komiseri dinledikten sonra ve her hâlde mühlet içinde kısa bir zamanda kararını verir. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, mühlet kararının yayımlandığı gazetede ilân edilir. İtiraz edenlerin haklarını müdafaa için duruşmada bulunabilecekleri de ilâna yazılır.”
[21] İİK.’nun “Konkordatonun kabulü için lazımgelen ekseriyet” başlıklı yürürlükten kaldırılan 297. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 297 – Konkordatonun kabulü için lazımgelen ekseriyet:
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/76 md.) Konkordato, kaydedilmiş olan alacaklıların yarısını ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
İmtiyazlı alacaklılarla borçlunun karısı, kocası ve ana, baba ve evladı ne alacak ve ne de alacaklı ekseriyetini teşkilde hesaba katılmazlar.
Rehinle temin edilmiş alacaklar komiser tarafından takdir edilen kıymet neticesinde teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Nizalı veya taliki şarta bağlı veyahut muayyen olmıyan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne nispette katılacağına icra mahkemesi karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ilerde mahkemece verilecek hükümler mahfuzdur.
[22] İİK.’nun “Konkordatonun tasdiki” başlıklı yürürlükten kaldırılan 298. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 298-(Değişik: 17/7/2003-4949/77 md.) Konkordatonun tasdiki:
“Yukarıdaki hükümler dairesinde yapılan konkordato teklifinin tasdiki aşağıdaki şartların tahakkukuna bağlıdır:
1- Teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (Mahkeme borçluya intikâl edebilecek malları da dikkate alabilir.).
2- Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen meblağın, iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının öngörülmesi.
3- Konkordato işlemlerinin yerine getirilmesini, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesini ve mühlet sırasında komiserin onayıyla akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için, bu alacaklılardan her biri özel olarak ve açıkça kendi alacağı bakımından vazgeçmedikçe, yeterli teminatın gösterilmesi.
4- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama masrafları ve ilâm harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Hâkim, konkordato teklifini yetersiz bulması hâlinde re'sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabilir.”
[23] İİK.’nun “Kanun yollarına başvurma” başlıklı yürürlükten kaldırılan 299. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 299- (Değişik: 2/3/2005-5311/18 md.) Kanun yollarına başvurma:
“Konkordato hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde borçlu ve itiraz eden her alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
[24] İİK.’nun “Tasdikin ilanı” başlıklı yürürlükten kaldırılan 300. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 300 - Tasdikin ilanı: (Değişik: 18/2/1965 - 538/126 md.)
(Değişik: 6/6/1985 - 3222/35 md.) Hüküm kesinleşince mühlet kararının yayımlandığı gazetede ilan edilir; icra dairesi ile tapu dairesine, mahalli ticaret odalarına sanayi odalarına ve borsalara ve borçlunun sıfatına göre evvelce ihbar edilmiş ise ticaret sicili memurluğuna ve gemi sicil memurluğuna tebliğ olunur.
İlandan itibaren 287 nci maddeye göre verilen mühletin hükümleri biter.
[25] İİK.’nun “Konkordatonun reddinden sonra iflas ve ihtiyati haciz” başlıklı yürürlükten kaldırılan 301. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 301 - Konkordatonun reddinden sonra iflas ve ihtiyati haciz: (Değişik: 18/2/1965 - 538/127 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/80 md.) Konkordato tasdik olunmaz yahut mühlet kaldırılırsa, borçlu iflâsa tâbi kişilerden olmasa bile, alacaklılardan birinin 300 üncü maddeye göre yapılacak ilândan itibaren on gün içinde vuku bulacak talebi üzerine borçlunun derhâl iflâsına karar verilir.
Konkordatonun tasdikını reddeden mahkeme, teminat aramaksızın borçlunun bütün kabili haciz mallarının ihtiyaten haczine karar verir. Bu karar masrafı avans olarak yatıran herhangi bir alacaklının talebiyle tatbik olunur. Yukarıdaki fıkraya göre açılan iflas davası 264 üncü madde gereğince ihtiyati haczi tamamlıyan merasimdendir.
[26] İİK.’nun “İtirazlı alacaklar hakkında dava” başlıklı yürürlükten kaldırılan 302. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 302 - İtirazlı alacaklar hakkında dava: (Değişik: 6/6/1985 - 3222/36 md.)
“Ticaret mahkemesi, konkordatonun tasdiki kararında alacakları itiraza uğramış olan alacaklılara, dava açmak için, konkordatonun tasdiki kararının yüze karşı verilmesi halinde tefhim, aksi takdirde tebliğ tarihinden itibaren başlamak üzere on günlük bir müddet tayin eder. (Değişik ikinci cümle: 12/2/2004-5092/6 md.) Bu müddet içerisinde dava açmayanların teminattan yararlanma ve konkordatoyu feshettirme hakları düşer. (Ek cümle: 17/7/2003-4949/81 md.) İcra takibi sonucunda kesinleşmiş alacaklar ile ilâma bağlı alacaklara ilişkin haklar saklıdır.”
[27] İİK.’nun “Konkordatonun hükümleri” başlıklı yürürlükten kaldırılan 303. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 303- Konkordatonun hükümleri: (Değişik: 17/7/2003-4949/82 md.)
“Tasdik edilen konkordato, alacakları mühlet kararından önce veya komiserin onayı olmaksızın konkordatonun tasdikine kadar doğmuş bütün alacaklar için mecburidir. Rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ile bu Kanunun 206 ncı maddesinin birinci fıkrasında sayılan Devlet alacakları müstesnadır.
Mühlet içinde komiserin onayıyla akdedilmiş borçlar, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta masa borcu sayılır.
Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği, borçlunun borçlarını nasıl ödeyeceği ve gerekirse sağlanacak teminatlar belirtilir. Kararda komiser veya uzman bir kişi tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevlendirilebilir. Bu takdirde görevlendirilen kişi, borçlunun işletmesinin durumu ve borçlarını konkordato projesi uyarınca ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor tevdi eder; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.”
[28] İİK.’nun “Konkordatonun neticelenmiyen takipler üzerine tesiri” başlıklı yürürlükten kaldırılan 304. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
Madde 304 – Konkordatonun neticelenmiyen takipler üzerine tesiri:
“Konkordatonun tasdikı konkordato mühletlerinden evvel vazolunupta henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür.”
[29] İİK.’nun “Nizalı alacaklılara ait paralar” başlıklı yürürlükten kaldırılan 305. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 305 – Nizalı alacaklılara ait paralar:
“İcra mahkemesi emrederse nizalı alacaklılar hakkında ayrılan paylar hüküm katileşinceye kadar borçlu tarafından sağlam bir bankaya ve bulunmıyan yerde icra veznesine yatırılır.”
[30] İİK.’nun “Konkordato haricinde yapılan vaitler” başlıklı yürürlükten kaldırılan 306. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 306 – Konkordato haricinde yapılan vaitler:
“Borçlu tarafından konkordato şartlarından fazla olarak alacaklılardan birine yapılan her vait hükme hacet kalmaksızın batıldır.”
[31] İİK.’nun “Konkordatonun alacaklılardan birinin müracatiyle onun hakkında feshi” başlıklı yürürlükten kaldırılan 307. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 307 – Konkordatonun alacaklılardan birinin müracatiyle onun hakkında feshi:
“Kendisine karşı konkordato şartları ifa edilmiyen her alacaklı konkordato mucibince iktisap etmiş olduğu yeni hakları muhafaza etmekle beraber konkordatoyu tasdik eden mahkemeye müracaatla kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
(Değişik ikinci fıkra: 2/3/2005 - 5311/19 md.) Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”
[32] İİK.’nun “Konkordatonun tamamen feshi” başlıklı yürürlükten kaldırılan 308. maddesi ise aşağıdaki şekildeydi:
İİK. mad. 308- Konkordatonun tamamen feshi:
“Her alacaklı suiniyetle muallel bulunan bir konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden istiyebilir.
299, 300 ve 301 inci maddelerin hükümleri bu halde de caridir.”