İçerik Akışı
Koruma kararı (kaldırılması)- Velayet- Küçüğün Üstün Yararı- Biyolojik babanın velayet hakkı-
Küçüğün üstün yararı, çocuğun biyolojik babası yerine, kendisini evlat edinmek isteyen müdahil aile yanında kalmasını gerektirirse davacı babanın velayete ilişkin davasının talebinin reddi gerekeceği-
Tebliğ evrakında imzanın sahte olduğunun ileri sürülmesi-
Davalı vekilinin, "tebligat belgesinde yazılı olan ve bizzat kendisine tebligat yapıldığını gösteren imzanın sahte olduğu"nu" ileri sürmesi halinde, bu iddianın her türlü delille kanıtlanması mümkün olup, mahkemece hadise şeklinde araştırma yapılarak davalı vekilinin örnek imzaları alınıp, yöntemince imza incelemesi de yapılmak suretiyle tebliğ belgesindeki imzanın davalı vekiline ait olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-
İlave tediye alacağı-
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları ilave tediye ödemekle yükümlü müdür?
Kefaletin Geçerlilik Şartları-
Genel kredi sözleşmesinin tarihine, miktarına ve limitine ilişkin kısımların yazılmasında farklı türden kalem kullanılması, kefalet sözleşmesini geçersiz hale getirir mi?
Kişilik Haklarına Saldırı- Matufiyet Unsuru-
Davalının yazdığı köşe yazılarında kullandığı ifadelerde davacının isminin ve sıfatının belirtilmediği, makul okuyucu çoğunluğunun davalının köşe yazılarındaki sözlerinin muhatabının davacı olduğunu ve yazılarda davacının kastedildiğini anlayamayacağı görüldüğü yani "matufiyet" unsurunın gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın reddi gerektiği-
İhale Alıcısının İhale Feshedilmesin Diye Yatırmak Zorunda Kaldığı KDV'den Kaynaklı Tazminat Davası (İİK. mad. 5)-
Davacı şirket tarafından, muaf olunmasına rağmen ihale bedeli üzerinden tahakkuk ettirilen KDV bedeli müzayaka altında ödenmiş ve davacı şirket, bedelin iade alındığı 55 gün için, yatırdığı bedelin faiz getirisinden mahrum kalmış olduğu- Davacı, KDV olarak ödenmiş bedel nedeniyle faiz getirisinden mahrum kaldığından, ödenmek zorunda kalınan bedelin nereden ve nasıl temin edildiğinin önemli olmadığı- Davacının zararının, mahrum kalınan sürede yoksun kalınan yasal faiz getirisi kadar olduğu, davacı şirketin dava dışı banka ile imzalamış olduğu kredi sözleşmesinde belirlenen faiz oranları esas alınarak mahrum kalınan faiz geliri hesabının yapılmasının hatalı olduğu-
Haksız Eylem Nedeniyle Tazminat İstemi-
Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamayacağı- Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece akdeden tarafları bağlayan nitelikteki ücret sözleşmesi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelden, eldeki tazminat davasında davalının sorumlu tutulmasının hatalı olduğu- Ceza mahkemesince davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olup, avukatlık ücretine dair maddi tazminat isteminin reddi gerektiği-
Noterlerin Hukuki Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat İstemi-
Noter vekilinin tek taraflı ibra beyanında bulunan kişinin gerçekten rehin alacaklısı olup olmadığını araştırma görevinin bulunup bulunmadığı, ayrıca sırf rehnin kaldırılmış olmasının rehin alacaklısını zarara uğratıp uğratmayacağı, rehinle temin edilen alacağını rehin borçlusundan alamadığı yönünde bir iddiası bulunmayan davacının doğrudan noterin sorumluluğuna başvurup vuramayacağı, burada varılacak sonuca göre davalı noter vekilinin sorumluluk koşullarının oluşup oluşmadığı-
Açık Ayıp- Gizli Ayıp- 4077 s. K. mad. 4-
Satılan maldaki ayıp "açık" ayıp niteliğinde ise, 4077 s. K. mad. 4 uyarınca malın teslim tarihinden itibaren otuz gün içinde ihbar edilmesi gerektiği- Konut ve villaların satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde yer verilen olanakların gerçekte bulunmamasının açık ayıp mahiyetinde olduğu- Davacılar, satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren ayıpların açık ayıp mahiyetinde olduğu, davalıların da bu ayıbı gizlemek için herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği ancak davacıların 4077 s. K. mad. 4 gereğince davalılara ayıp ihbarında bulunmadıkları anlaşıldığından, davanın reddi gerektiği- "Sosyal donatı alanlarının siteye ait olmayan bir başka taşınmaz üzerinde inşa edilmiş olmasının eksik ifa teşkil ettiği, bu hâlde on yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde tazminat talebinde bulunulabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İş Kazası- Rücuen Tazminat-
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemine (506 s K. mad. 26) ilişkin davada, iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerle birlikte kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerektiği- Her ne kadar baskın kusur kazalıda ise de, fenni nezaretçi aracılığıyla, davaya konu iskelenin tüzüğe uygun olarak kurulmasını sağlamadığı anlaşılan işverenin de kusurlu olması karşısında, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman bilirkişi heyetince tarafların kusur oran ve aidiyetinin tespiti konusunda yeniden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-