İçerik Akışı

Usulsüz Tebligat Şikayeti--

Tebligat anında muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin doğrudan aynı konutta oturan oğluna yapılan tebligatın usulsüz olduğu-

Delillerin Bildirilmesi-

Davacı, dava dilekçesinde nüfus kaydından başka herhangi bir delile dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen sürenin de sonuç doğurmayacağı ve davacının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanlarının dikkate alınamayacağı-

Haksız El Koymadan Kaynaklanan Tazminat İstemi- Tazminatın Kapsamı ve İndirilmesi-

Haksız el koymadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davacının 4926 sayılı Yasaya muhalefetten yargılandığı ceza dosyasında vekiline ödemiş olduğu vekalet ücretini  maddi tazminat olarak isteyemeyeceği- Davacının nakliyecilikte kullandığı aracına el konulması nedeniyle zarar hesabı yapılırken, bu süreçte her gün istisnasız taşımacılık yapıldığı kabul edilerek aracın muhafaza altında kaldığı her gün için kazanç kaybı hesaplanması hayatın olağan akışına uygun olmadığı- Kazanç kaybına yönelik tazminat kaleminin tümden kabulü yerine uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-

Kredinin Niteliğinin Belirlenmesi-

“Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede konutun niteliğinin "dükkan" olarak yazılı olduğu görüldüğünden, dava konusu kredinin ticari nitelikte olup olmadığının araştırılması, kredinin ticari kredi olduğunun belirlenmesi halinde tüketici mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerektiği bu konuda inceleme yapılmadan kredinin tüketici kredisi olduğunun kabul edilemeyeceği-

İcra ve İflâs Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları

İİK.'nun 277-284. (ve 6183 s. K.'nun 24-31.) maddeleri arasında düzenlenmiş bulunan "Tasarrufun İptali Davalarına İlişkin Bu Eser"; ‘İptal Davasının Hukuki Niteliği ve Amacı’, ‘İptal Davasının Konusu’, ‘İptale Tâbi Tasarruflar’ ve ‘Yargılama’ bölümlerinden oluşmaktadır. Önceki baskıların tükenmesi üzerine -genişletilerek- yeniden hazırlanan bu eserde, günümüzde oldukça yaygın olan bu dava türü, bilimsel eser ve makalelerdeki teorik görüşlere atıf yapılarak ve içtihat özetlerine yer verilerek ayrıntılı biçimde incelenmiştir.

Kayıp-Kaçak Bedelinin İstirdatı- Yargılama Giderleri- Vekalet Ücreti-

Dava açıldıktan sonra yapılan yasa değişikliği nedeniyle, davacının elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkin dava açmasında haksız sayılamayacağı, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-

Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat İstemi- İcranın İadesi-

Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davada, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalı yönünden, bozma ilamı sonrası, davanın konusunun kalmadığı- Müşterek müteselsil sorumlulukta borçlulardan birinin borcu ödemesi ile diğer borçlunun da borçtan kurtulacağı- Bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada yeni kusur durumuna göre davacı tarafın hak edeceği maddi tazminat tutarı, davalının kullandığı aracın dava dışı zorunlu trafik sigorta şirketince daha önceden yapılan ödemeyle fazlasıyla karşılandığından maddi tazminata ilişkin borcun sona ereceği ve maddi tazminat bakımından davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinin isabetli olduğu, bu davalı tarafından davacı tarafa icra kanalıyla fazladan yapılan maddi tazminat ödemesinin (İİK. mad. 40) icranın iadesi hükümlerine göre ileride davacıdan talep edilebilmesi hakkı bakımından, davalının, yeni kusur oranına göre aslında sorumlu olması gereken maddi tazminat miktarı bakımından da bir tespitte bulunulması gerektiği- İlamlı icra emrine itiraz etme hakkı olmayan ve bu nedenle hakkındaki icra takibi kesinleşen borçlunun, takibi durdurabilmek için bu borcu cebri icra tehdidi altında ödemekten başka çaresi olmadığı ve bu durumda, iradi olarak borcun ödenmesinden bahsedilemeyeceği- İlk ilamda %75 kusur oranına göre davalı 15.000 TL manevi tazminata hükmedildiği halde, bozma ilamı sonrası davalının kusur oranının %35’e düştüğünden, yeni kusur durumu, maluliyet derecesi, ekonomik ve sosyal durum, duyulan acı gibi nedenler dikkate alınarak ilk ilamda belirlenen manevi tazminattan daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- 

Haciz Müzekkeresine Yönelik Şikayet Hakkı-

Haciz müzekkeresine konu hakkın haczinin, şeklen ya da esasen mümkün olup olmadığı, borçlunun hukukunu ilgilendirmekte olup, 3. kişinin korunmaya değer hukuki yararı olmadığından haciz müzekkeresinin iptali için şikayet yoluna başvuramayacağı-

İşçinin Aylık Ücret Miktarı- Net Ücret-

İşçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılan davada, davacı işçinin aylık ücret miktarının belirlenmesinde iş sözleşmesinde kararlaştırılan asgari ücretin, sonra düzenlenen İstihdamı Zorunlu Personel Sözleşmesinde kararlaştırılan net ücrete ilave edilmesi gerekir mi? Davacı işçi ile davalı şirket arasında imzalanan “Süresi Belli Olmayan Sürekli Hizmet Akdi” ile ...2005 tarihinde ziraat mühendisi olarak davalı işyerinde çalışmaya başladığı, Bitki Karantinası Fumigasyon Yönetmeliği uyarınca taraflar arasında imzalanan ...2010 tarihli “Hizmet Akdi Sözleşmesi” neticesinde davacı işçinin aynı zamanda fumigasyon operatörü olarak da ilave iş yapmayı taahhüt ettiği, söz konusu bu hizmeti karşılığında ise işçiye aylık asgari ücretin ödeneceğinin belirtildiği, bir süre sonra ise davalı işçi ile davalı şirket arasında ...2011 tarihli “İstihdamı Zorunlu Personel Sözleşmesi”nin düzenlendiği, bu sözleşme uyarınca da davacı işçinin istihdamı zorunlu personel olarak çalıştığı sürede aylık net 2.050,00 TL (brüt 2.863,53 TL) ücret alacağının hüküm altına alındığı ve böylece son sözleşme ile davacının son ücretinin 2.050,00 TL'ye yükseltildiği anlaşılmakta olup “İstihdamı Zorunlu Personel Sözleşmesi” ile birlikte “Hizmet Akdi Sözleşmesi”nin de yürürlükten kalktığı, dolayısıyla davacı işçinin tahsilini talep ettiği alacakların artık son sözleşmede kararlaştırılan ücret miktarına göre değerlendirilmesinin gerektiği- "Davacı işçinin, davalı işyerinde ziraat mühendisi olarak çalışmakta iken imzalanan sözleşme uyarınca istihdamı zorunlu olan fumigasyon operatörü olarak da hizmet vermeye başladığı, sözleşmeden önce ücret tahakkukunun sürdürüldüğü, ancak ödemelerin eksik olduğu, davacı işçiye yüklenen ilave iş nedeniyle taraflar arasında ücret açıkça kararlaştırılmamış olsa da, mevcut bordrolardan da anlaşılacağı üzere ücretin belirlendiği ve bunun bordrolara yazıldığı bu itibarla davacı işçiye ödeme yapılması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul görmediği-

Nafaka Artırım İlamı- İlamın Alacaklı Lehine Bozulması-

İcra takibi devam ederken dayanak ilamın alacaklı lehine bozulması halinde, usul ekonomisi ilkesi gereği aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılmak suretiyle bozmaya uyularak verilen yeni hükme göre ek taleplerin borçluya gönderilecek icra emri veya muhtıra ile talep edilmesinin mümkün olduğu- Alacaklı vekilinin nafaka artırımı ilamına dayanarak haciz ve alacak talep ettiği tarih itibariyle, takip dayanağı ilk ilamla talep edilen alacaklar yönünden dosya borcunun ödenip ödenmediğinin belirlenmesi; icra mahkemesinde bu hususa konu şikayetin derdest olduğu görüldüğünden, verilecek kararın bekletici mesele yapılması, anılan mahkemece bu tarih itibariyle önceki alacaklardan dolayı dosya borcunun kalmadığının belirlenmesi halinde haciz talebinin artırılan nafaka miktarına ilişkin olacağı ve bu durumda henüz bu alacaklar için icra emri veya muhtıra gönderilmemiş olduğundan takibin kesinleşmediği ve haciz uygulanamayacağının kabulü gerektiği-