İçerik Akışı

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası - Görev

Trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemli somut olayda, uyuşmazlık konusunun zorunlu mali sorumluluk sigortası olması ve bu hususun TTK'nun sair hükümleri içerisinde yer alması ile TTK mad. 4 ve 5. hükümlerinden hareketle, uyuşmazlık konusunun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görev alanına girdiği-

Tüketici işlemleri - Görev - Ticari Dava

Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu, aynı zamanda taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği TKHK'nun 73 ve 83. maddesinde belirtilmişse de, dava tarihi itibariyle ilgili maddeler yürürlükte bulunmadığından, taraflar arasında da sigorta sözleşmesi bulunup, sigorta sözleşmeleri de TTK’da düzenlenmiş olduğundan, somut olayda mutlak ticari davanın söz konusu olduğu-

Sigorta - Görev - Kira Sözleşmesi

İşyeri sigorta poliçesi gereği ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin davada, davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetin nazara alınacağı dikkate alındığında, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesi olduğu tartışmasız olup, bu sebebiyle davanın sulh hukuk mahkemesi görevine girdiği-

Usulsüz Tebligat - İspat - Şikayet

İcra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile yani tebligat ile mümkün olacağı- Ödeme tebliğinin usulsüz olduğu ve öğrenme tarihine göre düzeltilmesi talebi şikâyet niteliğinde olup, şikâyetin usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde yapılmasının zorunlu olduğu- Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileneceği ancak tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği-Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabileceği- Davada cevap dilekçesi ekinde sunulmuş olan telefon ve e-mail kayıtlarının yazılı belge niteliğinde olmadığı bu nedenle öğrenme tarihinin tespitinde dikkate alınamayacağı- Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için; tebligat yapılmak istenen adresin muhatabın devamlı olarak mesleğini ya da sanatını icra ettiği iş yeri adresi olması, muhatabın adreste bulunamaması hâlinde, bu durumun tespit edilerek daimi çalışanına tebligat yapılması gerektiği ancak somut olayda ise dosya kapsamına göre ödeme emri tebliğ edilen adres, şikâyetçi borçlunun iş yeri adresi olmadığı gibi muhatap adına tebligatı alan kişinin şikâyetçi borçlunun çalışanı olmadığı bu nedenle yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz olduğu-

İcra kefaletinin geçersizliği-

İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali isteminin genel mahkemede ileri sürülebileceği- İcra kefaletinin ilamlı icra takibine konu edilebilmesi için yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerektiğinden, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK. mad. 583 ve 584. maddeleri uyarınca kefaletin geçerli olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-

Yargı yolu bakımından görevsizlik- Harç, masraf ve vekalet ücreti-

Davacı davasını, yürürlükte bulunan kanuni düzenlemelere göre görevsiz yargı yerinde açmış ise "yargı yolu bakımından görevsizliğe" dair verilecek kararla birlikte; harç, masraf ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerektiği-

TBK. 19''a dayalı iptal davası- Bedele dönüşme-

Dava konusu taşınmaz davalı borçlu adına kayıtlı iken üzerinde yer alan ipotek ile beraber davalı üçüncü kişi eşine devredildiği, kaydında yer alan ipotek sebebi ile dava dışı alacaklı tarafından cebri icraya konu edildiği, icradan yapılan ihalede (dava dışı) borçlunu eşinin kardeşine ihale edildiği ve onun tarafından tekrar davalı borçlunun eşine, onun tarafından da davalı kardeşine devredildiği görülmekle mahkemece davalı kardeş yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiği- TBK. mad. 19 uyarınca açılan davalarda dava konusu malın davalı 3. kişinin elinden çıkması ve malı edinen kişinin iyi niyetli olması halinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği, mahkemece davalı üçüncü kişi (borçlunun eşi) aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu-

Tebliğe elverişli adres- Müşteri sırrı-

Borçlunun tebliğe elverişli adresinin bankadan istenmesinin müşteri sırrı niteliğinde midir?

Ticari defterler-İspat-Delil başlangıcı

Haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarara ilişkin davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı-takip alacaklısının İİK.'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmadan her türlü delille ispat edebileceği -İcra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği- İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu- HMK 222 maddesi gereğince ticari defterlerin tasdiksiz olma durumunda sadece sahibi borçlu aleyhine delil olacağı aksine üçüncü kişi şirket aleyhine değerlendirilerek, delil olarak kullanılamayacağı-

İptal zeyilnamesinin sigortalının poliçedeki yetersiz adresine tebliği-

Sigorta poliçesine sigortalının adresi olarak araç ruhsatında belirtilen adresin yazıldığı olayda, adresin yetersiz olması sebebine dayalı olarak davalı sigorta şirketince bu adrese yapılan tebligatın iade geldiği gün feshin gerçekleştiğini savunması ve mahkemece de bu gerekçeyle davanın reddine karar vermesi karşısında; sigorta şirketinin tacir olması, basiretli tacir gibi davranması gerektiği ve poliçeyi düzenlerken sigortalının bildirdiği adresin yetersiz olduğu anlaşıldığında, adresi tebliğe yarar şekilde netleştirdikten sonra poliçeyi düzenleme zorunluluğunun bulunması yanında, davalı sigorta şirketinin ancak kendi yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra davacı sigortalının yükümlülüklerini yerine getirmesini bekleyebileceği de nazara alınarak, mahkemece işin esasını inceleyip karar vermesi gerektiği-