İçerik Akışı
Katkı Payı Alacağı- Üçüncü kişi adına kayıtlı araç-
Araç üçüncü kişi adına kayıtlı olsa bile, tanık beyanları ve dava konusu aracın kasko ödemesinin davalı tarafından yapılması hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu aracın evlilik birliği içinde davalı tarafından edinildiğini kanıtlanması halinde davacının katılma alacağının belirlenmesi gerektiği- Tescil edilmiş motorlu araçlar bakımından mülkiyetin devrini öngören sözleşmelerin noterde yapılması zorunluluğunun getirildiği, noterler tarafından yapılmayan satış ve devirlerin geçersiz olduğu- Trafik sicil kayıtları resmî sicillerden olup aksi kanıtlanabilir ise de sicil kaydının doğru olmadığının davacı tarafından ispatlanamamış olduğu- "Araç üçüncü kişi adına kayıtlı olsa bile, gerek birbirini doğrulayan tanık beyanları gerekse dava konusu aracın kasko ödemesinin davalı tarafından yapılması hususları birlikte dikkate alındığında dava konusu aracın evlilik birliği içinde davalı tarafından edinildiğinin kanıtlandığı, mahkemece aracın tam olarak hangi tarihte alındığı belirlendikten sonra dava konusu aracın 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğinin belirlenmesi hâlinde, tarafların evlenme tarihinden edinim tarihine kadar gelir bilgilerinin getirtilerek usule uygun şekilde davacının katkı payı alacağının tespiti, aracın 01.01.2002 tarihinden sonra edinildiğinin saptanması hâlinde ise davacının katılma alacağının TMK. 219, 231, 235 ve 236 uyarınca belirlenmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Factoring- Kambiyo Senetleri
6361 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 13.12.2012 tarihinden önceki faktoring uyuşmazlıklarına 2006 tarihli Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı- Müşterinin üçüncü şahıs olan borçlu karşısındaki mal tesliminden veya işgörme/hizmet ediminden ileri gelen alacaklarının karşılığını, alacağın tahsilinden önce avans olarak ödeyerek alacağın tahsil edilmemesi riskinin ve müşteri için borçlunun muhasebesinin tutulması, ihtar işlemleri gibi işgörme/hizmet edimlerinin üstlenilmesi suretiyle devir ve satın alınmasının faktöring olarak tanımlanacağı- Türkiye’de bu işlemlerin ancak Faktoring Şirketleri tarafından yapılabileceği- Belirtilen koşullara uygun bir faktoring işlemi gerçekleştirilmediğinde, faktoring şirketinin kambiyo senedinin yetkili hamili olamayacağı ve mahkemenin bunun resen göz önüne alması gerketiği- Faktoring şirketlerin de kambiyo senedinin içerdiği hakkın soyutluğu ilkesinin ortadan kaldırıldığı- Senet borçlusunun, faktoring işleminden haberdar olduğu andan itibaren, faktoring müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî defileri, faktöre karşı da ileri sürebileceği- Şahsî defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesinin, işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmasına bağlı olduğu- Aleyhine çek istirdadı davası açılan faktoring şirketinin, dava konusu çek ya da çekleri, yasaya uygun olarak devraldığını ispat etmesi gerektiği buna karşı olarakta davacının faktoring şirketinin çeki ya da çekleri kötü niyetle veya ağır kusurla iktisap ettiğini ispatlaması gerektiği-
HMK Yürürlük Tarihi- Delil Avansı- Gider Avansı
Görülmekte olan davanın 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığı, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibariyle davanın dilekçeler aşamasının tamamlandığı ve tahkikat safhasına geçildiği, mahkemece 15.11.2011 tarihli celsede gider avansının yatırılması için kesin süre verildiği- Gider avanslarının, dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılmasının gerektiği, dilekçeler aşamasının tamamlanmış bulunması ve HMK’nın 448. maddesinin açık hükmü karşısında, davacı yönünden HMK’nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı- 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin "delil avansı" olarak kabul edilerek HMK'nın 324. maddesinin uygulanacağı-
İtirazın iptali davası- Yetki-
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibi olması gerektiği- Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülemeyeceği- İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hâllerde, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı-
İflas dosyasında yapılan ihalelerde satış ilanı-
İİK. mad. 241. vd uyarınca, iflas dosyasında yapılan ihalelerde, "satış ilanının birer suretinin alacaklıya, borçluya ve taşınmazın tapu sicilinde kayıtlı bulunan ilgililerine tebliğ edilmesi"ne ilişkin İİK.'nun 127. maddesinin uygulanmayacağı-
Anlaşmalı boşanma- Tarafların iradelerinin değişmesi - Çekişmeli boşanma
Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Boşanma davalarının birleştirilmesi- Tedbir nafakası-
Kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma dava dosyası ile erkek tarafından açılan fiili ayrılık sebebine dayalı dava dosyasının davacı-davalı sıfatları farklı olmakla birlikte davalardan biri hakkında karar verilir ve kesinleşirse diğer dava konusuz kalacağından, iki dava arasında aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, tarafların kusurlarının belirlenmesi ve bunun sonucu olarak boşanmanın fer'ilerinin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi amacıyla birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği- Taraflar arasında ayrı mahkemelerde yürüyen boşanma davalarının olması veya boşanma davasından bağımsız olarak ayrı yaşama olgusuna dayalı (TMK. m. 197) açılan tedbir nafakası davasının bulunması, bu davaların her birinde geçici nitelikte olan, talep ve kusur şartlarına bağlı olmayan tedbir nafakası (TMK. m. 169) hükmedilmesine engel olmadığı- Hâkimin, önüne gelen dosyada, tarafların ve çocukların gereksinimlerine bağlı olarak derdest olan diğer davaların akıbetine bağlı olmaksızın uygun bir nafakaya karar vereceği, gerekli gördüğü takdirde bu nafakanın miktarında indirim ve artış da yapabileceği- Birden fazla dosyada tedbir nafakasına hükmedilmesi hâlinde dahi tahsil edilecek nafaka miktarı tek olacağı ve bu durumun karışıklığa sebebiyet vermemesi için hâkimin infazı kabil nitelikte hüküm kurması ve "tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla" ibaresinin hükümde yer alacak şekilde nafakaya hükmetmesi gerektiği-
Genel kurul kararlarının iptali-
Davacılar genel kurula çağrılmadıklarını ileri sürerek genel kurul kararlarının iptali istemişler ise de, genel kurulun toplantıya çağrılmayan kişilerin toplantı ve karar nisabını etkilemediği, toplantıya 128 kişinin katılıp kararların oy birliği ile alındığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bireysel kredi kartı alacağı- İtirazın iptali davası- Arabuluculuk-
Uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği- Bireysel kredi kartı alacağından dolayı takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce arabuluculuk müessesesine başvurulmasının gerektiği-
Borçlu vekilinin emek ve mesaisi harcamaması- Vekalet ücreti-
Borçlu vekilinin yargılama sırasında duruşmalara katılmadığı, cevap dilekçesi sunmadığı ve dosyada hiçbir emek ve mesaisinin bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece lehine vekalet ücreti takdirinin isabetsiz olduğu-