İçerik Akışı
Birden fazla davalı- Vekalet ücreti-
Birden fazla davalıya karşı açılan davalarda; davanın reddi halinde ret sebebi aynı olan davalılar için tek vekalet ücreti, ret sebebi ayrı olan davalılar için ise ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası-
Vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davasını, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soybağı olan ya da soybağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişilerin açabileceği- Galle fazlası evlada şart kılınan vakıflarda galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada, davacılar ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacılar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekeceği- Vakıf yöneticisi olan mütevelli, mülhak vakıflarda, vakfı yönetmeye ve temsile yetkili olan kişi olduğu, mütevelli, tüzel kişiliğe sahip davalı mülhak vakfın temsil ve ilzama yetkili yönetici olup, aynı zamanda davacı olması nedeni ile vakıf ile arasında menfaat çatışması bulunduğu, bu sebeple davalı vakfın bu davada temsil edilmesi için TMK mad. 426/3 kapsamında temsil kayyımı atanması konusunda dava açmak üzere davacı tarafa süre ve yetki verilmesi ve dava açılarak kayyım atanması halinde, eldeki davada vakfın temsili sağlanıp, kayyımın huzuru ile dava görülmesi, gösterdiği taktirde delilleri toplanarak bütün deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit- Teminat senedi-
Davalı banka tarafından dava dışı şirkete hitaben dekont düzenlenmiş olduğu, dava konusu çekin bankaya "teminata alınan çekler" borç, skonta alacak olarak kaydedildiği, söz konusu çekin bankanın kredi borçlusu olan firmadan ödeme vasıtası olarak devir ve temlik cirosuyla teslim alındığı, çek bedelinin kredi borçlusu firmanın banka nezdinde bulunan kredi borçlarına mahsuben verildiği hususu açık olduğundan, rehin cirosu ile verilmediğinin anlaşıldığı, davanın reddi gerektiği-
Bireysel emeklilik birikimlerinin haczi-
Bireysel emeklilik sözleşmeleri uyarınca oluşan birikimler üzerine haciz konulduğu için davalı tarafından ödemenin yapılamadığı anlaşıldığından, davacının icra müdürlüğü ve icra mahkemesi kanalı ile haczedilemezlik şikayeti yolu ile birikimlerine konulan haczin kaldırılmasını isteme imkanı varken tüketici mahkemesinden birikimlerinin ödenmesini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Prim tahsil yetkisi verilmiş acentenin sebep olduğu zararlardan dolayı sigorta şirketinin sorumluluğu-
Sigorta şirketinin acentelik sözleşmesi ile acenteye, bireysel emeklilik sistemine ait planların tanıtımı, satış ve bireysel emeklilik sistemine ilişkin diğer aracılık hizmetlerini yerine getirmesi için yetki verildiği anlaşıldığından, sigorta şirketinin acentenin vermiş olduğu zararlardan, acente ile birlikte sorumlu olduğu-
Nafakanın Tahsil Usulü-
İştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağı-
Kat maliklerinden sorumluluğu- Alacaklının site yönetimi hakkında takip yapması/kat malikleri hakkında takip yapması- Seçimlik hak-
Kat maliklerinden her birinin, kapıcı giderlerinden (yönetim planında veya kat malikleri kurulunca verilmiş bir kararda başka türlü bir hüküm bulunmadıkça) diğer kat malikleri ile birlikte eşit olarak sorumlu olduğu (634 s. K. mad. 20)- Alacaklının site yönetimi hakkında takip yapabileceği gibi, takibe konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapabileceği- Alacaklının, site yönetimi hakkında takip başlatmayı tercih etmesi halinde, kat maliklerine icra emri tebliğ edilmesi veya kat maliklerinin takipte taraf olarak gösterilmesi gerektiği-
Eski hale getirilme-
Anagayrimenkulün "mesken" olarak gösterilen bağımsız bölümünde faaliyet gösteren "avukatlık (hukuk) bürosu" hakkında yönetim planı hükümlerinin dikkate alınmayacağı- Eski hale getirilme kararı verilirken avukatlık bürosu olarak kullanılması halinin hariç tutulması gerektiği, bu hali de kapsar şekilde eski hale getirilmesi kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Ferdileştirme işlemlerindeki hata- Tapu iptali ve tescili istemi-
Davacı tarafça kooperatif ortaklığına dayalı olarak davalı kooperatifçe ferdileştirme işlemlerindeki hata sebebiyle tapu iptali ve tescili istendiği anlaşılmış olup davanın kabulü halinde dava dışı kooperatif üyelerinin kooperatife karşı tazminat isteme hakkı doğacağından, davanın sonucundan davalı kooperatifin etkilenmekte olduğu- Mahkemenin, tapu maliklerine dahili dava yoluyla dava açılamayacağı gerekçesi doğru olmakla birlikte, kooperatife karşı husumet yöneltilemeyeceği gerekçesinde bir isabet bulunmadığı- Bu davada tapu kayıt malikleri mecburi hasım olarak davada bulunmak zorunda olduğundan, mahkemece, davacı vekiline dava konusu taşınmazların maliklerine karşı dava açması için süre verilmesi, dava açıldığında işbu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 89/III- Menfi tespit- Arabuluculuk müessesesine başvuru zorunlu mudur?
İİK'nın 89/1 maddesine dayanan menfi tespit ve İİK 89/II ve İİK 89/III haciz ihbarnamelerinin iptali- Kanun koyucunun netice-i talep veya dava türü ne olursa olsun "dava konusu bir miktar para alacağı" olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını, dava şartı olarak düzenlemeyi amaçladığı, "menfi tespit" talebi ile "alacak" talebinin hukuken aynı kavramlar olmayıp, bu davalar sonucunda netice-i talepler ile kurulacak hükümlerinde farklı olduğu, ancak burada dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın yada talebin ne olduğunun bir önemi olmadığı, ister alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktasının "dava konusunun bir miktar para alacağı" olduğu, sadece netice-i talepler ve mahkemelerce kurulacak hükümlerin birbirinden farklı olduğu, sınırlayıcı bir yorum yaparak sadece "alacak" veya "tazminat" davalarıyla sınırlı bir uygulama yapmanın kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı, zira böyle sınırlayıcı bir yorum yapıldığında İİK mad. 67'de düzenlenen "İtirazın İptali" ve 72'de düzenlenen "İstirdat" davalarında arabulucuya başvuru sürecini muğlak hale getireceği, alacaklı tarafından açılacak alacak davasının "arabulucuya başvurma" dava şartına tabi tutulması, ancak aynı konu ve alacak ile ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit veya istirdat davasının "arabulucuya başvurma" dava şartına tabi tutulmaması durumunda bu uygulamanın alacaklı yönünden T.C. Anayasa'sının 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlaline yol açacağı, bütün bu nedenlerle TTK mad. 5/A gereğince, menfi tespit talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği-