İçerik Akışı

Kat Maliklerinin Gider Borcu- Sıra Cetvelinde Öncelik-

634 s. K. mad. 22/2 uyarınca, ipotek hakkının, bu borcun kaynağı olan bağımsız bölümün satılması üzerine tanınan bir hak olduğu- 634 s. K. mad. 22/3 uyarınca, öncelik hakkının da bu fıkra ile bağlantılı olarak borcun doğumuna sebep olan taşınmaz ile ilgili bir hak olduğu- Talep edilen alacak bedelinin paylaşıma konu taşınmazla ilgili olmaması halinde, anılan maddenin uygulanamayacağı-

İzmir Konferansı

Tasarrufun İptali Davaları ve Yargıtayın İcra ve İflâs Hukukuna İlişkin Son İçtihatları

Bursa Konferansı

İcra ve İflâs Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları

İş Kazası-

Tır şoförü olan murisin, davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, yapılan bu sefer sırasında H1N1 virüsünün bulaştığının alınan raporlara göre sabit olduğu, bu durumda yapılan sefer sırasında bulaşan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği-

Konya Konferansı

İcra ve İflâs Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları

Antakya Konferansı

Yargıtayın Son İçtihatları Doğrultusunda İcra ve İflâs Hukuku

Memurun geçici iş göremezliği- Ek ödemeler- Tedavi giderleri-

Memur (itfaiye eri) olan davalının geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam ettiği ve bu dönemdeki zararının, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeler kadar olacağı- Belgeye dayanmayan tedavi giderlerinin, 6111 sayılı Kanun kapsamında olmadığı- Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam edeceği- Uzman doktor bilirkişiden -2918 sayılı Kanun'un 98. maddesi kapsamında kalan- tedavi giderleri ile belgeye dayanmayan tedavi giderlerinin belirlenerek SGK sorumluluğu dışında kalan belgeye dayanmayan tedavi giderlerinden davalıların sorumlu tutulması gerekeceği-

Belirsiz alacak davası- Islah- Manevi tazminat

Belirsiz alacak davası olarak açılan davada, davacının harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabileceği, ayrıca bundan bağımsız olarak HMK. mad. 176 gereği ıslah yapmak hakkının da mevcut olduğu- Mahkemece davacının ıslah dilekçesi ve bedel artırım talebi esas alınarak bir karar vermek gerekirken sadece ıslah dilekçesindeki talep gibi karar verilmesinin ve bedel artırım talebinin dikkate alınmamasının doğru olmadığı- Hakimin manevi tazminatı takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, bu hususlar dikkate alındığında, trafik kazası nedeniyle açılan davada takdir olunan (4.000,00 TL) manevi tazminatın az olduğunun görüldüğü ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği-

Orman kadastrosuna itiraz-

Mahkemece yapılan eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu ile çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının ve hukukî durumunun belirlenemeyeceği-

İstinaf mahkemesince yeniden hüküm kurulması- İnfazı kabiliyeti- İnfazda tereddüt-

İstinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerektiği, aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve infazda tereddüte sebebiyet verilebileceği- İlk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabileceği- İstinaf başvurusu, dava konusu araç ve hükmedilen alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden kabul edilerek karar düzeltilip yeniden hüküm kurulurken, davalı vekilinin bu hususlar dışında kalan istinaf isteminin esastan reddine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükümde "hükmedilen alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden karar tarihinden itibaren" ifadesi kullanılmışsa da, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar tarihinin belirtilmemiş olmasının da hatalı olduğu-