İçerik Akışı
Murisin borcu- Mirasçının hükmen red iddiası-
Murisin borcundan dolayı kendisine takip yapılan mirasçının "murisinin terekesinin borca batık olduğunu ve bu durumda miras bırakanın mirasını hükmen reddetmiş sayıldıklarını" iddia etmesi halinde, icra mahkemesince, mirasçılara genel mahkemede açacakları dava yolu ile terekenin borca batık olduğunun tespitine dair ilam getirmeleri için uygun bir süre verilmesi gerektiği-m
Sigortalının Bildirme Yükümlülüğü- Hayat Sigortası-
Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalının doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğü altında bulunduğu- Hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasında, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının kalp hastalığının olup olmadığı, sigortalının önceki hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, bu hastalıkları kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplandığından; dosya içinde bulunan tıbbi geçmişe ilişkin bilgilerden; murisin sigorta sözleşmesinden önce ortaya çıkan kronik iskemik kalp hastalığı bulunduğu, yine aynı tarihlerde diyabet hastalığının ortaya çıktığı, ancak sigortalının dava konusu hayat sigortası sözleşmeleri imzalanırken, bu tür hastalıklarının olup olmadığı yönündeki sorulara 'hayır' cevabı verdiği, ayrıca sağlık beyanına ilişkin tüm bilgilerinin doğru olduğunu, cevap vermemiş olması halinde tam sağlıklı olduğunun kabul edilerek poliçe düzenleneceğini, açıkça bildirmiş olmadığı bir sağlık sorunu saptanırsa bu poliçeden herhangi bir tazminat ödemesi yapılmayacağını bildiğini kabul, beyan ve taahhüt ettiği ve bu şekilde sigorta sözleşmesini imzaladığı birlikte değerlendirildiğinde, murisin sigorta sözleşmesinden önce kronik iskemik kalp hastalığı ve diyabet rahatsızlığı bulunması ve bunu TTK sair hükümleri uyarınca beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığının anlaşılması ve murisin sigortacıya bildirmediği bu hastalıklarla bağlantılı olarak vefat ettiği ölüm belgesinden anlaşılmış olması sebepleriyle mahkemece davanın reddi gerektiği-
Faiz talebi- Islah-
Karşı davada, dava değeri olarak gösterilen bedel için karşı dava dilekçesinde faiz talebi yoksa da ıslah dilekçesinde alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanması talep edildiğinden, ıslah edilen bedele ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği-
Uyap ortamına yüklenmeyen istinaf başvuru dilekçesi- Kesinleşen mahkeme kararı-
Avukat tarafından hazırlanan ve e-imza şifresi girilmek suretiyle imzalanan ancak Uyap ortamına yüklenmeyen istinaf başvuru dilekçesinin, ıslak imzalı olarak hazırlanıp, mahkemeye sunulmayan dilekçelerden farksız olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı- Kesinleşen mahkeme kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılmasına karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince de yeniden hüküm kurulamayacağı-
Kısmi davada- Zamanaşımı- Islah-
Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tahsilini talep ettiği meblağı bilirkişi raporu sonrasında ıslah yolu ile arttırmış olup dava dilekçesi ve (HMK mad. 109) kısmi davada, ancak dava konusu yapılan miktar bakımından zamanaşımının kesileceği ve olayın 2014 yılında meydana geldiği, davanın Ağustos 2014'de açıldığı, ıslah talebinin ise Haziran 2017'de yapıldığı gözönüne alındığında, TTK. mad. 1420'de belirtilen süre geçmiş olduğundan, davalının usulüne uygun ve süresinde yaptığı zamanaşımı def'i dikkate alınarak ıslah edilen kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği-
Sigorta Tazminatı- Bekletici Mesele- Islah- Zamanaşımı-
İşyeri sigorta poliçesi gereği kısmi olarak açılan tazminat davasında, mahkemece, sigortacı tarafından "sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık ve bu amaçla suç uydurma" iddiası ile yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma/kovuşturma dosyasının, bekletici mesele yapılması karşısında, sigortalı-sanığın kesinleşen ceza dosyasından beraat ettiği, bunun üzerine, mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporları mukabilinde sigortalı tarafından ıslahla talep miktarının artırıldığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sigortacının ıslah edilen miktar bakımından rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği yönündeki iddiasının; ceza davasının kesinleşme tarihi ve ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğramasına neden olan diğer durumların sigortalıya atfedilebilecek bir kusurdan doğmadığı, sigortalının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı kısmi davada zararın belirlenmesine ilişkin ilk bilirkişi rapor tarihinden ve ceza davasının kesinleşip zararın teminat dışı kalmasına yol açacak bir durumun bulunmadığının sabit hale geldiği tarihten sonra, zamanaşımı süresi içinde ıslah yaptığı dikkate alınarak, ıslah edilen bölüm için değerlendirme yapılıp hüküm tesisinin gerektiği-
Zarar Sigortası- Gerçek Zararın Tazmini- İddia ve İspatı-
Deprem teminatlı işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce yapılan ödemelerin, bilirkişi raporunda dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Bütün mal sigortası türlerinde, sigorta kapsamına giren rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigortacı tarafından ancak "gerçek zarar miktarının" ödenebileceği dikkate alındığında, somut olayda, işyeri sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde, bu husus üzerinden zararın tazmin edileceği ve sigortacı tarafından ödenecek tazminat miktarının, rizikonun gerçekleştiği andaki değeri dikkate alınarak tespit edileceği, bu miktarının iddia ve ispatının ise sigorta ettirene düştüğü- Somut olayda, poliçede kararlaştırılan %100 sigorta bedelinin %20’sinin sigortalı üzerinde kalacağına dair sigorta poliçesinde yer alan özel şart niteliğindeki müşterek sigorta uygulaması ve sigortalının sorumlu olacağı kısım üzerinden uygulanacak %10 oranında muafiyet oranı dikkate alınarak davacının hak ettiği sigorta tazminatının hesaplanması gerektiği-
Görevsizlik kararı- Yargılama gideri ve vekalet ücreti-
Asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine aile mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi halinde, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
2308 sayılı Şirketlerin Müruruzamana Uğrayan Kupon Tahvilat ve Hisse Senedi Bedellerinin Hazineye İntikali Hakkındaki Kanun-
2308 sayılı Şirketlerin Müruruzamana Uğrayan Kupon Tahvilat ve Hisse Senedi Bedellerinin Hazineye İntikali Hakkındaki Kanun, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı gözetildiğinde, anılan iptal kararı değerlendirilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Yoksulluk nafakası-
Yoksul olduğu, engelli maaşı aldığı anlaşılan kişinin yoksulluk nafakası ile yükümlü tutulamayacağı-