Davaya konu vasiyetname, baştan itibaren aynı resmi görevli tarafından düzenlenmemesi nedeniyle iptal edilmiş olup, davalıların, davacının vasiyetnamenin iptali neticesinde uğradığı zararı tazminle yükümlü olduğu; mahkemece davacının, vasiyetnamenin iptali neticesinde, murisin terekesinin tamamı üzerinde yasal miras payı olan 1/4 oranında hak sahibi olduğu göz önünde bulundurularak, terekenin tamamının değerinin belirlenmesi, ardından da, davacının vasiyetnamenin iptali sebebiyle terekedeki diğer malvarlıklarından elde ettiği kazancın, vasiyetnamenin iptali nedeniyle uğradığı zarardan indirilmesi suretiyle net zararının hesaplanması ve ulaşılacak bu miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece murisin fiil ehliyetinin bulunmadığı hususu üzerinde durularak, bu konuda yapılacak araştırma neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca mahkemece, davacının ileri sürmediği ve iddia etmediği bir nedene dayalı olarak da, iptal kararı verilmesinin de usul ve asaya aykırı olduğu-
Murisin vasiyetnamenin yapıldığı tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğu Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşılmış ise de; davalı eşin, lehine vasiyetname düzenlemesi için murise baskı yaptığı, vasiyetname düzenlemeye yanaşmadığı takdirde kendisine bakmayacağı, terk edip gideceği yönünde korkutup, murise zorlama ile vasiyetname düzenlettiğinin tanık anlatımlarından anlaşıldığından, vasiyetnamenin murise manevi ikrah altında yaptırıldığı gerekçesiyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerektiği- 
Vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin yetkisizliğe dair gerekçeli kararının tebliği için davacı vekiline çıkarılan tebligatın daimi çalışan işçisine tebliğ edildiği, tebligatın muhatabı olan avukatın, bu sırada bürosunda bulunmadığı tebliğ evrakına yazılmadığından, davacı vekiline yapılan bu tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Mahkemece; sadece murisin fiili ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmış olup, dava dilekçesinde dayanılan diğer iptal sebebi "aldatma, korkutma ve zorlama " nedeniyle vasiyetnamenin iptaline ilişkin bir inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığı, hal böyle olunca, mahkemece; dosya kapsamında toplanan deliller dikkate alınarak, "aldatma, korkutma ve zorlama" nedeniyle iptale ilişkin değerlendirme yapılarak bu yönden de olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamanın taraflara, bu olguları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamanın hakime ait olduğu- Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi halinde, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça bu redden vasiyet yükümlüsünün yararlanacağı- Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği- Mirasın reddinin mirasçılar tarafından Sulh Mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılabileceği-
Vasiyetnamenin davalı noter tarafından usulüne uygun düzenlenmemesi nedeniyle iptal edilmesi sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, vasiyetname iptal edilmemiş olsa idi, davacı açacağı vasiyetnamenin tenfizi davasında mirasçıların mahfuz hissesi dışındaki kısmın sahibi olabileceğinden vasiyetnamenin iptali sebebiyle uğramış olduğu zararın da saklı pay dışında kalan kısım olacağı-
Islahın, "taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini (dava dilekçesine yeni vakaların eklenmesi, davanın sebebi, talep sonucu, iddia, davaya cevap ve savunmanın değiştirilmesi ve yeni delil gösterilmesi gibi işlemlerle) tamamen veya kısmen değiştirilmesi" olduğu - "Mirastan ıskatın iptali" istemiyle açılan davada davacının davasını tamamen ıslah ederek "vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası"na dönüştürebileceği-
Bir ölüme bağlı tasarrufun meydana gelmesine tesir edecek her türlü ikrahın, bir iptal sebebi teşkil edeceği (TMK. md. 557/2), ancak, ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulunun arandığı- Murisin fiil ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde, hukuki ehliyetsizlik iddiasının reddi gerektiği- Mahkemece, davacının ikrah iddiası üzerinde durulup, yargılama sırasında dinlenilen tanıkların ikrah iddiası yönünden de dinlenilip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Okuma yazma bilen vasiyetçinin okuma yazma bildiği halde okuma yazma bilmeyenlere özgü usulde vasiyetname düzenlenmesi ve bu şekli tercihine ilişkin senette açıklama bulunmaması gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı- Noterde düzenlenen vasiyetnamenin (belgenin) resmi belge niteliğinde olması nedeniyle bunun aksi ancak aynı nitelikte başka belge veya deliller ile ispatlanabileceği- Noterlerin usulüne uygun olarak düzenledikleri ve onayladıkları belge(vasiyetnamenin) aksi ispat oluncaya kadar kesin delil teşkil edeceği ve vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanları esas alınarak hüküm tesisinin isabetli olmadığı-