Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın yasal dayanağı TBK'nun 19. maddesi olduğundan, davalı eş ile diğer davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğundan, uyuşmazlığın çözüm yerinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu-
Davanın reddine karar verildiğine göre mahkemece davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca maktu vekâlet ücreti takdiri gerekirken bu yönün gözetilmemiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tapu iptal ve eski hale ihya isteğine ilişkin davada, davacı Hazine'nin ne çekişme konusu imar parselinde ne de geldi parsellerinde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığından, davacının dava açma sıfatının bulunmaması sebebi ile sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu tür bir incelemeyi içermeyen mahkeme kararının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabileceği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından inançlı işleme dayalı olarak davalıya temlik edildiği gözetilerek, 818 sayılı Borçlar Kanununun 81. maddesi, ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md.97) hükmü değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, mahkemece resmi belgenin aksinin ancak başka bir resmi belge ile ispat edilebileceği ve sahtecilik eylemi kapsamında açılan bir dava bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildikten sonra davacıya dava açması için 2 haftalık kesin süre de verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar tazminat davasına muhatap olmamak ve aileler arasında barışın tesisi amacıyla devredildiğine ve sözleşme yapıldıktan sonra davalı tarafın herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı ve aileler arasında da bir problemin yaşanmadığı sabit olduğuna göre söz konusu satış işleminin muvazaalı olduğunu söyleyebilme imkanının bulunmayacağı-