Tasarrufta bulunan kişinin (murisin), akit tarihinde hukuki ehliyete sahip olup olmadığının tanık beyanları ile değil, doktor raporuyla kanıtlanabileceği -
“Sahtecilik” iddiasıyla tapu iptal davası açılabileceği-
İ. sözleşmesinin “inanılan tarafın elde ettiği hakkı, taraf-larca güdülen amaç sona erdikten veya belli bir süre geçtikten sonra inanana veya üçüncü kişiye devretmek taahhüdünü içeren anlaşma” olduğu-
İİY. mad. 278’de öngörülen tasarrufların “alacaklıya zarar verme kasdıyla ve kötüniyetle” yapılıp yapılmadığı ve “tasarruftan yararlanan kişinin iyiniyetli olup olmadığı” araştırılmaksızın, iptale tâbi olduğu-
MK. 992 hükmünün taşınmazlar için bir “hak karinesi” getirmiş olduğu, bunun aksinin MK. 1025 uyarınca her zaman kanıtlanabileceği-
Davacı kocanın 'gönderdiği para ile davalı karısının çekişmeli taşınmazı satın alıp, kendi üzerine yatırdığını' ileri sürerek açtığı iptal ve tescil davasında bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu-
Muvazaalı olarak temlik edildiği ileri sürülen bir gayrimenkulün, iptal ve tescil davası sabitolsa bile, mahkemece sadece davacının payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği-
Muvazaalı işlemlerin hiçbir hüküm doğurmayacağı ve böyle bir işlemin zaman geçmekle de geçerlilik kazanamayacağı ve muvazaa nedenine dayalı davalarda zamanaşımının söz konusu olmayacağı-