Mahkemece, davacıya borçlu olmadığı yolundaki iddiasını kanıtlama olanağı vermek için uygun bir süre verilerek davalı kooperatifin tasfiye memurları ile yasal hasım olan Ticaret Sicil Memurluğu'na husumet yöneltilmesi sureti ile kooperatif tüzel kişiliğinin yeniden ihyasının sağlanması ve dava açılması halinde sonucunun beklenerek, yeniden ihya halinde bu tüzel kişilik katılımı ile davanın görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Davacının süresinde ve usülüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunduğunu kanıtlayamadığı, ayıp ihbarının yerine getirilmesi hususunun ispatında tanık dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının davayı 13.09.2007 tarihinde ilk kez, 23.09.2010 tarihinde ikinci kez ve 18.01.2011 tarihinde üçüncü kez takipsiz bıraktığı ve davanın 11.02.2011 tarihinde yenilendiği, davanın 3. kez yenilenmesinin yasal dayanağı olmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
HUMK’nun 213/son maddesi hükmüne göre geçerli bir özrü olmadan gelmeyen tarafın yokluğunda cereyan eden işlemlere itiraz edemeyeceği-
İmzası itiraza uğrayan adi yazılı belge fotokopisi ile yapılan takipte, borçlu davacının açtığı menfi tesbit davasında ispat yükünün davalı tarafa ait olması gerekeceği-
Poliçenin keşidecisi ve lehtarı olan dava dışı şirket ile poliçeyi kabul eden muhatap davacı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan def’ilerin poliçeyi ciro yolu ile devir alan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesi için davalı bankanın kötü niyetle borçlunun zararına hareket etmiş olması gerektiği, ancak bu hususun davacı şirket tarafından ispatlanmadığı, cironun temlik cirosu niteliğinde olup, tahsil cirosunu ifade eden bir kayıt içermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davanın irade fesadı nedenine dayandırılmış olmasına ve BK'nun 31. (şimdi; TBK.'nun 39.) maddesinde öngörülen hak düşürücü süresi içerisinde açılmamış bulunmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
TTK.nun 588. madde hükmü gereğince bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunduğu takdirde yazı ile gösterilen bedele itibar edileceğinden, bono üzerinde tahrifat bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
BK 167/1 maddesine göre davacının haiz olduğu defi ve itirazların davalı factoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-