Kesinleşmiş mahkeme kararlarının kesin delil sayılacağı-
Takip ve dava konusu senedin teminat senedi olup olmadığının uzman bilirkişi raporuyla tespit edilip sonra karar verilmesi gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılacağı ve görev konusunun yargılamanın her aşamasında dikkate alınmasının zorunlu olduğu-
Temlik edenin, dava konusu senedi davacıdan almasını gerektiren ticari ve vergisel bir ilişkinin bulunmadığının tespit edilmesi ve senedin defterlerinde kayıtlı olmadığının belirlenmesinin davacı-borçlu lehine, menfi tespit iddiasını ispat için yeterli yazılı delil olarak kabul edilemeyeceği- Temlik edenin savcılık ve karakoldaki anlatımlarında açıkça davacıya mal sattığı belirtilmediğinden, temlik eden davalının senedin ihdas nedeninin malen olduğunu beyan ettiği sonucunun çıkarılamayacağı- Dava konusu senette ihdas nedeni de belirtilmediğinden, temlik eden davalının senedin ihdas nedenini talil ettiği, böylece ispat külfetinin davalı üzerinde bulunduğu söylenemeyeceği- Bilirkişi raporunda "senedin boş olarak imzalanan belge üzerine sonradan doldurulduğuna" ilişkin yapılan belirleme, bilirkişi kanaatine yönelik olup teknik olarak yapılan incelemeye dayalı bir tespit olmadığından, bu yöndeki kanaatin delil niteliğinde değerlendirilemeyeceği-
Taraflar arasında görülen menfi tespit davası-
Banka şubesine tahsil amaçlı verildiğinin anlaşılan senetle ilgili olarak, taraflar arasındaki temel ilişki gözetildiğinde davalı vekilinin yetki itirazının yerinde olmadığı ve HMK. 209/1 hükmüne göre yazı veya imzanın inkarı halinde o senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağı gerekçesi ile tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olmadığı-
1163 sayılı Kooperatifler Yasası ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerine göre, ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararlarının tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan ve katılmayan bütün ortakları bağlayacağı- Ortaklardan sadece bir kısmı hakkında şahsi nitelik taşıyan kararların ise tebliğinin gerektiği- Davacı ortağın borcunun, çağrılmamış ve katılmamış olsa da iptal edilmeyen genel kurullarda alınan faiz oranlarına göre belirlenmesi gerekirken, mahkemece, davacı ortağın çağrılmadığı ... tarihinden sonra yapılan genel kurullarda alınan faiz oranı yerine yasal faiz uygulanmak suretiyle borç miktarının belirlenmesinin doğru olmadığı- Davacı yan, anılan tarihten önceki genel kurullarca alınan orana göre yapılan hesaplamaya itirazda bulunmamış ve bu durumu temyiz nedeni de yapmamış olduğundan, bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin aidat borcu yönünden de TBK. mad. 120 göz önüne alınmak suretiyle, bilirkişiden ek rapor alınarak davacının gecikme faizi borcunun belirlenmesi gerektiği-
Tarafların yetki sözleşmesi yaptığı durumlarda yetkili mahkemenin sözleşmeyle belirlenmiş mahkeme olacağı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-