Takip dayanağı yazılı kira sözleşmesinde, kiracı tarafından yapılan masrafların kira alacağından mahsup edileceğine dair bir düzenleme bulunmamakta olup davalı borçlunun logar giderini kiradan mahsup ettiğini, dar yetkili icra mahkemesinde ileri süremeyeceği; ancak genel mahkemede açacağı menfi tespit davasında ileri sürebileceği-
6762 Sayılı TTK'nun 613. ve 6102 Sayılı TTK'nun 701. maddelerine göre, muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, bononun yüzüne atılan her imzanın aval şerhi olarak kabul edileceği, ayrıca avalin bir süreye bağlı tutulmadığı, keşide tarihinden sonra da verilmesinin mümkün olduğu, davacı şirketin avalist sıfatıyla davaya ve takibe konu bonodan dolayı borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
İcra takibine konu bononun tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olması halinde kambiyo senedi niteliği taşımayacağı ve belgeye dayalı olarak 'kambiyo senetlerine' özgü icra takibi başlatılamayacağı, davacı borçlu da bu kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş bulunduğundan, menfi tespit istemine konu icra takibinin dayanağı olan senedin kıymetli evrak vasfı taşıyıp taşımadığının araştırılmasının da somut uyuşmazlığın çözümü için gerekli bir husus olduğu-
Olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanun'nun 101/I. maddesi gereğince, asıl alacağa temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın, istenebilir olması yeterli olmayıp; takip borçlusunun, alacaklı tarafından “borçlu temerrüdüne” düşürülmesinin zorunlu olduğu-
Menfi tespit davası sonuçlanıp kesinleşinceye kadar alacaklının takip dosyasında işlem yapma zorunluluğu bulunmadığından zamanaşımı süresi, menfi tespite ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacağı için, menfi tespit davasının reddi üzerine alacaklı zamanaşımı süresi dolmadan takibe geçtiğinden mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili olup, takip hukukundan kaynaklanan davalara bakan mahkemeler olduğundan, İcra Hukuk Mahkemelerinde yapılan bilirkişi incelemesinin genel yetkili mahkemelerde kesin delil olarak kabul edilmemesi gerekeceği-
HMK.nun 165/1. maddesine göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” gereğince, davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmasına göre HMK'nun 165.maddesi gereğince dosyanın bekletici sorun yapılarak kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği-
Yargılama esnasında tarafların anlaştığı ve dava konusu senetlerin davacıya iade edildiği, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararın, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden önce verildiği, bu nedenle hesaplanacak nisbi vekalet ücretinin yarısı oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası, konusu belli bir değerle ilgili bulunduğundan, borçlunun borçlu olmadığını iddia ettiği miktar üzerinden nispi harç alınmasının gerekeceği-