Boşanma kararının kesinleştiği tarihten takip tarihine kadar yükümlü olunan nafaka miktarından,davacı nafaka yükümlüsünün ödemiş olduğu nafaka miktarı ile ortak çocuğun davacı nafaka yükümlüsü babanın yanında kaldığı süre hesap edilip, miktar yönünden mahsup edilerek; sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının menfi tespit talebinde bulunduğu borç tahakkuklarının gerçekleştiği dönemde yürürlükte olan Tarifeler Yönetmeliğinin dosyaya celbiyle; dosyanın alanında uzman üçlü bilirkişi kuruluna tevdiiyle davacının sorumlu olacağı bedelin tayin ve tespiti gerektiği-
Bononun lehtarı olan şirket yetkilisinin 'dava konusu bononun ....... tarihli sözleşme kapsamında davacıya verilen hizmet karşılığı düzenlendiği' yolunda, savcılıkta hazırlık soruşturmasında verdiği ifade karşısında, bonoda yer alan 'nakden' şeklindeki düzenleme nedenini ta'lil ettiği, ve böylece ispat külfetinin anılan davalı şirkete düştüğü gözetilerek, bedelsizlik iddiası yönünden davalı şirkete ispat imkanı verilmesi gerekeceği-
Davacı şirketin, eski genel müdür yardımcısı ve ortağı olan davalı tarafından düzenlenen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle açılan menfi tespit davasının, şirket ile ortağı arasındaki iç ilişkiden kaynaklanması nedeniyle şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekeceği-
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, 28.12.2011 tarihinde 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması gerekeceği-
Davacının keşidecisi, davalı şirketin lehtarı, davalı bankanın hamili olduğu çekin bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK. mad. 72 gereğince açılan menfi tespit davasında, bir örneği bulunan çekin incelenmesinde; davalı-lehtar tarafından diğer davalı bankaya temlik cirosuyla ciro edilerek verildiği, ciroda "rehin cirosuna" ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece çekin rehin cirosuyla temlik edildiği yönündeki kabulün isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlık konusu bonolarda davalı K. Personel Taş. ve Otom. San. ve Tic. Ltd.Şti.'nin sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı- Mahkemece dava konusu bonoların akıbeti araştırılarak, davalının sözkonusu bonolar nedeniyle pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Dar yetkili icra hukuk mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinin genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemeyeceği-
Davanın açılmamış sayılması kararının temyizi kabil nitelikte olduğu, ancak, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek olmadığı, derdestliğin, dosyanın işlemden kaldırılması halinde, devam eden süreçte davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği durumda işlemden kaldırma tarihinden itibaren 3 aylık süre ile sınırlı olduğu, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu, ancak bu hükümlerin davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkacağı ve derdest olmaktan çıkaracağı-
Davanın dayanağını oluşturan takip sonrasında açılan menfi tespit davasının kabul edildiği ve davalının bu takipten dolayı borçlu olmadığı belirlendiğine göre davada diğer iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmış olsa dahi borcun olmadığına dair ortaya çıkan yeni durum nazara alınarak bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerektiği-