Borçlunun, menfi tespit davasına bakan mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak, icra müdürlüğüne talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını nakit olarak depo etmesi ya da bu miktar muteber ve kesin banka teminat mektubunu sunması halinde, alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği, icra müdürlüğünce İİK'nun 72/3. maddesindeki para tabirine dar yorum getirilerek hacizlerin kaldırılmasına yönelik istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Dosyada, takip alacaklısı davalı ile davacı arasında düzenlenen davaya dayanak yazılı bir kira sözleşmesi ve kira alacağından dolayı davacı taraf aleyhine başlatılan herhangi bir icra takip dosyası bulunmadığından, mahkemece, dosyada tüm davacı delillerinin toplanmasından, davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilerek ve ön inceleme duruşması açılarak, gerektiğinde davacının talebi de açıklatılarak, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinin yapılmasının ve neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı kiracı, taraflar arasında 6 yıl süreli ve uzatılan, davalıya ait maden sahasının davacı tarafından işletilmesine ilişkin rödövans sözleşmesine dayanarak bu sözleşmede öngörülen rödövans ödemelerinin teminatı olarak verilen teminat çekinin bedelsiz kaldığının tesbiti isteminde bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık, hasılat kirası niteliğinde görülen rödövans sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu-
Emekli maaşından yapılan kesintilerin iadesine yönelik istemin genel hukuk mahkemelerde istirdat talebine konu olabileceğinden, icra mahkemesince, henüz alacaklıya ödenmemiş icra kasasındaki paranın iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekeceği-
Mahkemece, icra takibine konu borca ilişkin menfi tespit isteminde, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davalı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağından, takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde yürürlükte olan yasal faiz oranının yıllık %9 olması da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı üyenin, davalı kooperatife borcunun bulunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, normal bir üyenin ödemesi gereken aidat miktarının ayrı ayrı muacceliyet tarihlerinden dava tarihine kadar eskelasyona tabi tutularak dava tarihi itibari ile güncel değerlerinin hesaplanıp her iki güncellenmiş değer karşılaştırılarak davacının borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekeceği-
Tavzih suretiyle harç ve vekalet ücretinin düzeltilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu- Bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceği- Davalılar aleyhine açılan önceki  tasarrufun iptali davasında hüküm birleşen dosyanın davalıları lehine güçlü delil mahiyetinde olduğundan, anılan parsel yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği, tasarrufların, takip konusu borçtan önce yapılmış olması nedeniyle eldeki davanın bu nedenle de (önkoşul yokluğu) nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı aleyhine açılan menfi tespit davası reddedilerek kesinleşmiş ve anılan ilam gereğince takip konusu borcun, dava konusu tasarruflardan sonra doğduğu anlaşıldığından bu konuda borcun doğumuna ilişkin tanık beyanlarına itibar edilmesi yerinde görülmediği, dava konusu anılan parseller hakkında da davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Reddedilen taşınmazlar bakımından kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına daha düşük olan alacak miktarı üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği- Dava dosyasının daha önce açılan dosya ile  birleştirilmesine ve yargılamanın önceki dosya üzerinden devam edilmesi gerekirken önce açılan davanın sonra açılan dava ile birleştirilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, kiralanana yapılan zorunlu ve faydalı masraflara yönelik olarak mahallinde uzman bilirkişi refakatinde keşif yapılarak söz konusu imalatın faydalı nitelikte olup olmadığı ve davalı yönünden sebepsiz zenginleşmeye neden olup olmadığı saptanarak ayrıca davacının feshinin haksız olduğunun kabulü ile feshin gerçekleştiği tarihten itibaren kiralananın benzer koşullarda hangi sürede yeniden kiraya verilebileceğinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek iade isteminin bu çerçevede hüküm altına alınmasının gerekeceği-