Taraflar arasında iş sözleşmesi mevcut olduğundan, işverenin işçiye verdiği çekin işçilik alacağı karşılığı olduğunun kabulü gerekeceği, bunun aksinin çeki veren işveren tarafından yazılı delil ile ispatlanması gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK 88/2 gereği avans faiz oranına yüzde elli ilave yapılarak davacı kiracının fazladan yaptığı ödeme hesaplanmış olup TBK'nun 88/2. maddesindeki düzenleme akdi faiz oranına ilişkin olduğundan, taraflar arasındaki sözleşmede ise temerrüt faizi düzenlenmiş olup TBK'nun 120/2 maddesi gereği davacının tacir olması nedeniyle avans faizinin % 100 fazlası dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekeceğinden, bu durumda TBK'nun 120/2 maddesi gözetilerek bilirkişiye yeniden hesap yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça boş ve imzalı olarak davalıya verilen senetleri teminat amaçlı olarak verildiği ve rızası hilafına doldurulduğu iddialarını davacının senetle ispat etmesi gerektiği, hukuka aykırı şekilde elde edilen ses kayıtlarının tek başına delil olamayacakları, aksinin kabulü halinde dahi ses kayıtlarının kime ait olduğunun anlaşılamadığı, dava konusu senetlerden bahsedilmediği ve bu haliyle davacının davasını ispat edemediği-
6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dava açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümü yargılama sırasında tapuda devralanın kötüniyetli olmadığı belirtilmiş ise de, bu konunun yeterince incelenmesi gerektiği-
Davalı Belediye ile aralarında kira ilişkisi olmadığından bahisle talep edilen iş makinasi kullanım bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davanın idari yargı yerinde değil, adli yargı yerinde görülmesi gerektiği, davanın açıldığı tarih itibariyle HMK.'nun 4/a maddesi gereğince davaya bakmakla görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu-
Davalı tarafça gönderilen faturanın, davacının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, bu durumda mahkemece, davalının faturaya dayalı alacağının varlığını HMK'nın 222. maddesi uyarınca kanıtlamış olduğunun ve artık davacının, faturaya konu hizmeti almamış olmasının varılan bu sonuca bir etkisi bulunmadığının kabulü gerektiği-
Her iki davanın tarafları aynı olsa da, mahkemece derdest olarak kabul edilen davada, dava konusunun borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, dava konularının farklı olduğu, dolayısıyla derdestlik koşullarının oluşmadığı gözetilip, ihraç kararının iptali istemine ilişkin esasın incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Faturanın, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabileceği- Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiği- Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlaması gerektiği- Bilirkişinin davacının tüm delillerini tek tek değerlendirmeyen ve soyut nitelikteki görüşüne itibar edilerek, yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-