Uyuşmazlık, elektrik aboneliği nedeniyle yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir...
Harici taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi- Davacı ile davalı arasında bila tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede taşınmaz satış bedelinin belirtilmediği, davalı vekilinin süresinde verdiği ikinci cevap dilekçesinde "satış bedelinin 50.000,00 TL olduğu yönünde bir iddialarının bulunmadığı, satış bedelinin 150.000,00 TL olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, taşınmazın değerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmadığı" şeklinde beyanda bulunduğu, taşınmazın satış bedelinin 150.000,00 TL olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında imzası inkar edilmeyen 03.12.2014 tarihli "Ara protokoldür" başlıklı belgede ise, "...dairenin kalan bakiyesi (50.000,00 TL'nin) elli bin TL'nin bir kısmı olan (8.000,00 TL'yi) sekiz bin TL'yi elden teslim ettim..." ifadesinin yer aldığı, dosya kapsamında yer alan dilekçeler ve sözleşmeler birlikte değerlendirildiğinde davacının 108.000,00 TL ödeme yaptığının yasal delillerle ispat edildiği, davalının 8.000,00 TL'yi ise davacıya iade ettiğini ispat edemediği, davacının onayı olmadan davacının abisine yapılan ödemenin davalıyı borçtan kurtarmayacağı-
Davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olduğu - Somut olaya bakıldığında, davacı murisin ölmeden önce yeğeni davalıya vekaleti verdiği davalının vekaleti kötüye kullanarak murise ait taşınmazı kendi babası diğer davalıya tapudan devrettiği, devrin bedelsiz olup vekaletin kötüye kullanıldığını iddia ederek eldeki davayı açtığı, davalıların ise murisin isteği üzerine satış bedelinin kendisine elden ödendiğini beyan ettiği - Taraflar arasında savunmaya konu akrabalık bağının gözetilerek bu tür satışlarda elden ödeme yapılmasının ve senede bağlanmamasının adet haline gelip gelmediğinin, bu yönde istikrarlı bir uygulama olup olmadığının araştırılması, bu yönde tanık ifadelerinin öncelikle tespiti, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda yöntemine uygun araştırma yapılması, davacının yemin deliline dayandığının göz önünde tutulması, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Üçüncü kişinin vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasının dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olduğu-
Taraflar arasında yapılmış yazılı ya da sözlü bir eser sözleşmesi bulunmadığı, davacının sözlü sözleşmenin dava dışı kiracı ile yapıldığını ileri sürdüğünü, dava dışı kiracı ile davalılar arasındaki kira sözleşmesinin üçüncü maddesinde kiracının mal sahiplerinden tadilat ve tamirat değişikliğine ilişkin hiçbir ücret talep etmeyeceğinin ifade edildiği gerekçesiyle eser sözleşmesi uyarınca yapılan imalatların bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın red edilmesi gerektiği-
Davaya konu icra takibine dayanak kaçak elektrik tespit tutanağının 05.05.2016 tarihli olduğu, tutanakta ekili ürünün buğday olduğu ve kurulu güç bilgisinin tespit edilemediğinin belirtildiği, tutanağa ekli fotoğraflardan yapılan kaçak işleminin davalıya ait sayaca ilişkin olduğunun tespit edilemediğinin bilirkişi raporunda ifade edildiği, kaçak kayıt dökümüne göre takip dayanağının 25.10.2016 tarihli tutanak olarak görüldüğü, söz konusu tutanakta ürün bilgisinin yer almadığı, ayrıca çiftçi kayıt sistemindeki kayıtlara göre davalının kuru tarım yaptığı, tüketim endeksleri itibarıyla da kaçak kullanımı gösterir tüketimin bulunmadığı, davalının 05.05.2016 tarihli tutanak yönünden aleyhine açılan kamu davasında alınan bilirkişi raporu ile de kaçak kullanımının bulunmadığından davanın reddine karar verildiği-
Avukatlık vekaletinden haksız azil nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine istemi- Davacı avukatın dava açmakta geç kaldığının yazılı belge ile davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği, ancak bunun yazılı olarak ispat edilemediği, azlin haksız olduğu-
Uyuşmazlık, taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa bu bayilik sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedilip edilmediği, haksız feshedilmişse davacının varsa bir müspet zararının tazminin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır...
Geçersiz sözleşme nedeniyle verilenlerin geri istenmesi hâlinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak çözümleneceği-Sözleşmede taraf olmayan davalıların ve şirkete satış bedelinin bakiye bölümünün ödendiği iddiasının ispat edilemediği, davacının dava dilekçesinin açıkça yemin deliline dayanmamış olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerektiği-
Malın ayıplı olmasından kaynaklı bedel iadesi istemi- Davacının ürünü ikinci el olduğunu bilmeden satın aldığı hususunu ispatlayamadığı-
Uygulanan haksız kesinti bedelinin davalıdan tahsili istemi- Hastane ile davalı arasında sağlık hizmeti satım alım sözleşmesi yapıldığı, hizmet bedellerinin davalı Kurum tarafından sözleşme gereği ödendiğini, davacı şirketin Aralık 2017 dönemine ait hak edişlerinden Kurumun %28,3550 oranında ve 180.023,79 TL kesinti uygulaması yaptığı, kesintinin haksız olduğunu belirterek açılan davada bilirkişi heyet raporu, dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonrasında davacının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-