İcra Mahkemesi, ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile değiştiremeyeceği, ilavelerde bulunamayacağı-
Mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin, kendisini vekille temsil ettiren üç davalı lehine verildiği ve her bir davalının vekalet ücretinin 1/3'ünü talep edebileceği düşünülerek icra emrinin düzeltilmesinin gerekeceği-
HMK’nun 115/2 ve 120/2. maddeleri ve HMK. Gider Avansı Tarifesi'nin 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının nelerden ibaret olduğu net olarak belirtilerek ve hukuki sonuçları hatırlatılarak, tamamlanması için kesin süre verilmesi gerekeceği-
Yetkisizlik kararının, yetkisiz icra dairesince borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve buna bağlı olarak da yetkisiz icra dairesince konulan hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucunu doğurduğunun kabulü gerektiği- Yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri tebliği gerekip, alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren on günlük ödeme süresinin geçmesinden sonra haciz isteyebileceğinden (İİK. mad. 168/2), yetkili icra dairesince tebliğ edilen ödeme emrinde öngörülen on günlük ödeme süresinden önce konulan hacizlerin geçersiz olduğu- Yetkisiz icra dairesince konulan haczin, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine kaldırılması gerektiği-
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup, İcra Mahkemesi'nce yorum yoluyla hükmün sonucunun değiştirilemeyeceği-
Sıra cetveline yönelik şikayetin hüküm fıkrasında infazda tereddüde yol açacak şekilde hangi sıra cetveli olduğu belirtilmeksizin hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Eldeki davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğunun gözardı edilmemesi ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemesinin gerekeceği-
İcra mahkemesinde takas mahsup talebinde bulunulmasından sonra dosya borcunun icra tehdidi altında ödenmiş olmasının talebin esasının incelenmesine engel olmadığı-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince, bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmaması ve alacaklı tarafından tarafların tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmaması karşısında bonodaki yetki şartının geçersiz olduğu-
"Ortaklığın giderilmesi davası"nın taraflarının, "ihalenin feshi davası"nda da aynen yer almasını gerektiren emredici bir düzenlemenin bulunmadığı-