İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikâyet olarak icra mahkemesinde değil, İİK.’nun 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemelerde ileri sürülmesinin gerekeceği, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması gerektiği-  Mahkemece, şikayet olunana şikayet dilekçesi tebliği ile yetinilmiş olup, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan HMK'nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, HMK'nın 317. maddesi uyarınca dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra, 320. madde uyarınca ön inceleme yapılması, göreve ilişkin dava şartının ön inceleme duruşmasına takdiren gerek duyulmadan anılan 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden incelenip, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- Mahkemece evrak üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinde de isabet görülmediği-
Davalılardan İ.P.'in ilk celsede davayı kabul etmekle birlikte temlik işleminde bir kusuru olmadığından yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı-
Mahkemece icra emri ve kıymet takdiri raporunun borçluya tebliğine ilişkin borçlunun yaptığı tebligatın usulsüzlüğü, şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayette hukuki yararın bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra Mahkemesi kararlarının genel mahkemelerde verilen karar için kesin hüküm teşkil etmez ise de bir başka icra mahkemesini bağlayıcı nitelikte olduğu-
İİK. madde 269/d Bu maddenin uygulanması gereken maddeler arasında gösterdiği 70.maddesine göre, 18.maddede düzenlenen, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder hükmünün ilamsız tahliye takibinde uygulanmayacağı-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, icra mahkemesinin, ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile değiştiremeyeceği, ilavelerde bulunamayacağı, takipte alacak kalemlerinin tek tek gösterilmesinin ve faiz talebinin de yine ilama uygun olarak istenilmesinin gerekeceği-
İcra dosyasında taraf sıfatı bulunmayan (üçüncü kişi) bankanın -teminat mektubunu düzenleyen olması sebebiyle- haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği,icra mahkemesince daha önce teminat mektubunun haczinin iptaline yönelik şikayetin reddine karar verilmiş olmasının, şikayetçiler farklı olduğu için, derdestlik sebebiyle bankaca yapılan sonraki şikayetin reddedilmesini gerektirmeyeceği-
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde bile bu durumun, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmayacağı-. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, "haczin kaldırılması istemi"nin 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği, icra mahkemesince bu konuda yapılan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, tescil davasının sonucu beklenip, "istihkak davası" şeklinde nitelendirme yapılarak şikayetin kabulü ile "haczin kaldırılması" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- 
Hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, o nedenle sınırlı yetkili İcra Mahkemesi'nce ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği-
Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnasının alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunması olduğu-