Muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali ve mümkün olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin davanın, "ticaret mahkemesi"nde değil, "asliye hukuk mahkemesi"nde görülmesi gerektiği-
Elektrik dağıtım lisansı sahibi olan davalı Organize Sanayi Bölgesinin, elektrik abonesi olan davacı şirkete satmış olduğu elektrik enerjisi nedeniyle tahakkuk ettirdiği faturalarda yer alan kayıp bedelinin, haksız olarak alındığı iddiasıyla istirdadı istemine ilişkin davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacı şirkete davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedelinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olan davanın "asliye ticaret mahkemesi'nde görülmesi gerektiği-
Rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Ticari araç satışından kaynaklanan tacirler arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
6102 s. TTK. mad. 5/3 uyarınca, dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, davalı süresi içerisinde görev itirazında bulunmuş ise de, somut olayda uyuşmazlık, imar planı gereğince "Sanayi, Küçük Sanayi, Depolama Alanı" bölgesi olarak ayrılan bölümde davalı kooperatiflerin kullanımına ayrılan ve davacı TOKİ tarafından kamulaştırılan taşınmazların kamulaştırma bedeli ve diğer giderlerinin, taraflar arasında düzenlenen taahhütname ve protokoller ile davalılar tarafından karşılanacağının düzenlenmesine ve davaya konu taşınmazların kamulaştırılarak davalılara devredilmesine rağmen taşınmazların önceki maliklerinin açtıkları davalar neticesinde kamulaştırma bedellerinin arttırılmasına karar verilip bu bedellerin davacı tarafından ödenmek zorunda kalınmasına rağmen sözleşmeler gereği davalılar tarafından bu ve diğer masrafların karşılanmadığı iddiasıyla yapılan giderlerin davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğundan, 1163 s. Kooperatifler Yasası hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulama yerinin bulunmadığı ve davanın Türk Ticaret Kanunu' nun 4. maddesinde sayılan ticari davalardan da olmadığında göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği-
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı(TTK. mad. 4)- Davacıya sigortalı M. Lojistik Ulus. Taş. Depo Dağ. Ve Tic. A.Ş.'ye ait işyerindeki emtianın çalınması nedeniyle davacı tarafından sigortalıya ödenen teminat bedelinin, zarara neden olduğu iddia edilen davalılardan rücuan tahsilinin talep edildiği, bu itibarla davacının halef olduğu gözetilerek davanın nitelendirmesi yapılırken sigortalı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, bu ilişkinin sözleşmesel bir ilişki olduğu, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu, dolayısı ile davanın ticari bir dava olduğu, haksız fiile dayalı tazminat davası olmadığı anlaşıldığından davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği- 
Kasko sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemi-
Davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile ve HMK. mad. 107'de göre belirsiz alacak davası olarak haksız olarak tahsil edilen ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olan kayıp kaçak bedeli alacağının her bir dönem için tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla, davaya konu edilen alacak miktarının davalı kurum bünyesinde bulunan belgelerle tespit edilebileceği açık olmakla davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında da bir isabetsizlik görülmediği-
Davacı ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesinde, "iş yerinde yapılacak su tüketimi"ne (şantiye) ilişkin olarak imzalandığı, ticaret sicil kayıtlarına göre aboneliğin imzalandığı tarihte davalı adına şirket kaydı bulunduğu ve bunun yanında diğer davalı şirketin de tacir olduğu göz önüne alındığında, her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşıldığından, kaçak su kullanımından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde olduğunun kabulü gerektiği-