Bir davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklanması gerektiğinden, davalının tacir olup olmadığı araştırılmadan ve görev itirazı üzerinde durulmadan, mahkemenin kendini görevli sayarak yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesinin hatalı olduğu- İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunulması halinde, mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenerek, icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece kendisinin yetkili olup olmadığına bakılmaksızın "yetkili yerde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığından" itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip, yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan işlemlerin geçersiz olacağı- Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabileceği, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetlerin, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirileceği-
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, davacının karar kesinleşmeden önceki bir tarihte yetkili mahkemeye gönderilmesi talepli dilekçeyi vermiş olduğu anlaşıldığından, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekeceği-
Borçlunun yetki itirazını ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde icra mahkemesine bildirmesi gereği- İtirazın kabulü kararına karşı temyiz süresinin sona erdiği veya onama kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde takibin yapıldığı yetkisiz icra dairesine başvurularak dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinin istenilmesi gereği- HMK.m.20'nin takip hukukunda da geçerli olduğu-
İptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa'ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu sürenin iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceği- HMK'nun 20. maddesinde belirtilen “bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten” ifadesi iptal edildiğinden, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Görevsiz mahkemenin işin esasına girerek karar vermesi halinde; Bölge Adliye Mahkemesinin, adaletin çabukluğu ilkesine ve usul ekonomisi ilkesi gereği görevsizlik kararı veya işlem yapılması için karar verilmesi yetkisinin olmadığı- Görevsizlik kararı verilen Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevinin, Yargıtay kararı ile kesinleşmiş olması nedeniyle dosyanın bu mahkemeye gönderilmesi gerektiği-
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiği; bilahare kararın süresi içinde temyiz edilmemesi nedeni ile kesinleştiği, mahkemece, HMK'nın 20. maddesi uyarınca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine dair talep bulunmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, dava dosyasının yasal sürede yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği göz önünde bulundurularak, kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesinin taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen "yetki itirazının kabulüne" dair bu kararının, temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, alacaklı vekilinin gönderme talebinin ise bu tarihten itibaren iki haftalık kesin süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, kamu düzeni ile ilgili olan HMK. mad. 20 uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi kılınan kamu kuruluşlarının, kişilerle olan ilişkilerinden doğan dava ve uyuşmazlıklarının adli yargının görevi alanına girmesi gerektiği-