Bozma kararından sonra dosyaya sunulan "ibraname, feragat beyanı ve sulh anlaşması" başlıklı belgenin İtiraz Hakem Heyeti karar tarihinden önceki tarihli bir belge olduğu gözetilerek İtiraz Hakem Heyetince anılan bu anlaşmanın değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafa süre verilerek kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip, dosyada bulunan sağlık kurulu raporu da irdelenmek ve davacı bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak ortopedi, nöroloji ve fizik tedavi uzmanı hekimlerin de içinde bulunduğu uzman doktor heyetinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye mahkemesince ilk sıra cetvelinin iptali kararının davacıların muvazaa iddialarını konusuz bırakacak şekilde degiştirmediği, davalıların yeni sıra cetvelinde de birinci derecede olduğu ve davacıların muvazaa iddialarının devam ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen dosyalar açısından iptal edilen sıra cetveli üzerinden garame yapılmasının doğru olmadığı-
İki şirketin ortaklarından bazılarının müşterek olması, merkezlerinin aynı olması ve internet sitelerinde karşılıklı olarak grup şirket olduklarını ilan etmelerinin tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli olmadığı-
Bilinmeme sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında, tapu kaydı ve tapulama tutanağındaki açıklamalara göre kayıt malikinin kim olduğuna yarar bilgilerin tapu kütüğünde mevcut olduğu durumlarda bilinmeme sebebinin gerçekleşmemiş olduğu-
Bozma kararına uygun tayini gerektiği ancak hali hazırda maktu vekalet ücretinin hükmolunan vekalet ücretinden daha yüksek olduğundan, usuli müktesep hak gereği vekalet ücretinin aynı kalması gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Uyuşmazlığın, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkin olduğu - Dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken öncelikle niteliğinin tespit edilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın niteliği net olarak belirlenmeden m2 birim fiyatı soyut ifadelerle tespit edildiğinden alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı - Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği- Dava konusu taşınmazın arazi olduğunun anlaşılması halinde ise yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra, bulunan bedele varsa taşınmazın değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenerek sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay bozma ilâmı yanlış yorumlanarak, daha öncesinde kaldırılmasına karar verdiği, dolaysıyla hükümsüz hâle gelen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun tekrardan incelenerek başvurunun esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kooperatifler Kanunu'nun 49. maddesinde 1000’den fazla üyeye sahip olan kooperatiflerde 1 üyenin 9 üyeye vekalet edebileceği düzenlenmiş, 48. maddesinde ise organ seçimlerinde 1 üyenin ancak 1 üye için oy kullanabileceği işaret edilmiş olduğu, kanun hükmüne göre toplantı yeter sayısı 49. maddede yazılı usule göre belirlenecek olup bu maddede karar yeter sayısı ile ilgili bir hüküm bulunmadığına göre karar yeter sayısı; oy kullanılan maddede sayılan oyların salt çoğunluğuna göre belirlenmesi gerekeceği, aksinin kabulü halinde kanunun kabul ettiği toplantı yeter sayısı ile 1 kişinin 9 kişiye vekalet edebileceği hükmü geçersiz hale geleceği-
Uyuşmazlığın adam çalıştıranın sorumluluğuna dayalı davacı bankanın uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin olduğu- Davacı bankanın asıl borçluya ve kredi sözleşmesi ile sorumluluk altında bulunanlara karşı kredi alacağının tahsili için yasal olarak yapması gereken tüm işlemleri yapması ve buna rağmen kredi alacağını tahsil edememesi durumunda dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulünün gerektiği-