Borca mahsuben yapılan taşınmaz devri İİK'nun 279/I-2.madde gereğince mutad ödememe olmaması nedeniyle iptale tabi ise de somut olayda İİK'nun 279/1 maddesinde öngörülen 1 yıllık süre geçmiş olduğundan anılan maddenin uygulanma olanağı bulunmamakla birlikte dava konusu 11 nolu parsel yönünden taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması nedeniyle İİK'nun 278/III-2, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK'nun 280/1 maddesi, yine dava konusu 17 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun da İİK'nun 280/1 maddesi gereğince iptale tabi olması nedeniyle eldeki davanın kabulüne dava konusu tasarrufların davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle iptaline karar verilmesi gerek
Davalılar, "dava konusu taşınmazın ön sözleşme ile 300.000 TL'ye alındığını, satış bedelinin 140.000 TL'sinin kaparo olarak borçlunun vekili ve aynı zamanda amcası olan kişiye; kalan 160.000 TL'nin de banka havalesi ile borçluya ödendiğini" beyan ederek banka havale makbuzunu da sunmuş olduğundan, mahkemece adi satış sözleşmesinde isim ve imzaları bulunan borçlunun amcası ile davalı 3.kişinin babasının banka hesap hareketleri istenerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak "140.000 TL" kaparonun ödenip ödenmediğinin tespiti ile tasarrufun iptali davası sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli olan 7.500 TL ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel olan 22.500 TL arasında misli fark bulunduğu, davalı 3. kişi tarafından tapudaki bedel dışında ödeme yapıldığının ispatlanamaması nedeniyle dava konusu tasarrufun davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak  İİK'nun 278/3-2 madde gereğince iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli (38.000 TL) ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel arasında (60.000 TL) misli fark bulunmadığı gibi davacılar tarafından davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden (kötüniyetli) olduğu ispatlanamadığından, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içerisindeki belgelerden dava konusu borçluya ait işletmenin davalı babaya devredildiği, haczin yapıldığı, buna göre 2 yıllık süre geçmiş ise de bu husus tek başına iptal talebinin reddini gerektirmeyip,davalı babanın borçlunun alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı zarar kastını bildiği veya bilebilecek durumda olduğunun değerlendirlerek İİK'nun 280/1.madde kapsamında 5 yıllık süreye tabi olduğu dikkate alınarak karar vermesi gerekeceği-
Davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince, dava konusu taşınmazın borçlu şirketin Ticaret sicil adresi olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/3.maddesi gereğince iptale tabi olduğu-
Borçlu tarafından eşinin kardeşine yapılan satışın İİK. mad. 278/3-1 uyarınca iptali gerekeceği- Borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslar olan borçlunun amcaoğlu ile borçlu arasında yapılan satışın iptali gerektiği (İİK. mad. 280/1)-
Davalı üçüncü kişinin banka hesabından çekerek, davalı borçlunun gayri resmi eşine yatırdığı paralar dikkate alındığında, dava konusu taşınmaz için tapuda ödenenler dışında ödenen paraların banka dekontu ile ispatlanmış olduğu ve bu durumda davalı üçüncü kişinin toplamda ödediği bedel ile rayiç değer arasında misli fark bulunmadığından, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden de olduğu ispatlanamayan davalı üçüncü kişi hakkındaki tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-
Borçlunun davalı 3.kişinin dayısı olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK'nun 278/3-1 madde, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK'nun 280/1 madde gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz üzerindeki ipotek bedeli dahil edildiğinde ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunmadığından ve üçüncü kişinin borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu kanıtlanamadığından, tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-