Krediye kefil olan borçlular yönünden ihtiyati haciz isteminin red nedenleri tartışılıp açıklanmaksızın hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İİK. mad. 257/1 gereğince, vadesi gelmiş para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği ve alacaklının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesinin yeterli olduğu, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, yaklaşık ispatın yeterli olduğu ilkeleri gözetilerek talebin ele alınıp değerlendirilmesi gerekirken, çekin bankaya ibraz süresinin geçirildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
TTK. mad. 1352/h gereğince, gemide taşınan bagaj dahil eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin ziya veya hasardan kaynaklanan alacağın deniz alacağı olduğu- TTK. mad. 1353/5 gereğince, vadesi gelmemiş deniz alacaklarında İİK 257/2 fıkrasında öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde ihtiyati haciz istenebileceği-
Alacaklı, İİK.'nun 257. vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz müessesiyle elde edilmek istenilen sonucu, tasarrufun iptali davası ile elde etmiş olduğundan, davacının artık bu ilama dayalı olarak İİK.'nun 257. maddesine göre ihtiyati haciz istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
“Alacağın varlığına kanaat getirilmesinin” alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi anlamına gelmediği- Üye işyeri sözleşmesinden kaynaklanan hesaba yönelik ihtarname gönderilmiş olup, mahkemece, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
Asliye hukuk mahkemesince taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir ve İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz şerhinin sehven işlenmediğinin anlaşıldığından, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin, sadece ihtiyati tedbir şerhi değil, aynı zamanda ihtiyati haciz şerhi olduğu- İİK. mad. 281/2 uyarınca uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği- Mahkemenin tasarrufun iptali davasının ilk kabul kararının tarihinin, şikayet olunanın ihtiyati haczinin, kesin hacze dönüştüğü mahkemenin tasarrufun iptali davasını kabul kararı tarihinden önce olduğu ancak sonra kabul edilen davanın kesinleşmiş olduğu,  İİK. mad. 268 ve 100. maddeleri uyarınca, ihtiyati haczin tatbikinden sonra kesin hacze dönüşmeden önce aynı malları diğer alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz alacaklısının sonraki hacze aynı derecede iştirak edeceği, taşınmaz üzerine ilk ihtiyati haczin şikayetçinin alacaklı olduğu davadan konulduğu, şikayet olunan lehine sonra konulan ihtiyati haczin önceki ihtiyati haciz kesinleşmeden konulmuş olması nedeniyle aynı derecede iştirak edeceği-
Dava dilekçesine ekli belgelerden davacıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı, davalıya ait aracın 138 promil alkollü şekilde işyerine çarparak hasar verdiği anlaşılmış olup, dava dilekçesinde davalı tarafa ait araç sürücüsünün alkollü seyri ile sebebiyet verdiği kaza sonucu dava dışı işyeri sahibine ödenen maddi zararların davalıdan rücuan tahsili istendiğinden davacı tarafın tazminat isteminin sözleşmeye dayanmakta olduğu ve olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılmakla ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerektiği-
Dosya kapağına iliştirilen nottan ihtiyati haciz isteyen vekilinin haberdar olduğu varsayımından hareketle ihtarnamenin tebliğ evrakları veya okunaklı onaylı fotokopisinin sunulması hususunda davacıya süre verildiği ve aradan geçen 10 günlük sürede sunulmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilemeyeceği-
Dava dilekçesine ekli belgelerden davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın şeride tecavüz ve hız kurallarını ihlal ederek asli ve tam kusurlu olduğunun anlaşılmış olduğu ve dava dilekçesinde davalı sebebiyet verdiği kaza sonucu desteğin ölümü sebebi ile desteği eşi, çocukları ve kardeşleri tarafından maddi-manevi tazminatın tahsili istendiğinden davacı tarafın tazminat istemi haksız fiile dayanmakta olduğu ve olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılmakla olayda ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerektiği-
Post cihazı kullanımına ilişkin bir sözleşmeden dolayı vadesi gelmiş bir para borcunun bulunup bulunmadığı, davalının dolandırıcılık denilen işleminin yapılacak incelemesi sonucu karara bağlanabileceği ve bu haliyle ortada vadesi gelmiş bir para borcunun varlığının açıkça anlaşılamadığından, şartların oluşmaması sebebiyle tedbir niteliğindeki ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-