Mahkemece, ipotek akit tablosu getirtilerek taşınmaz üzerinde USD ve TL cinsinden tesis edilen ipoteğin asıl borçlu şirketin USD ve TL borçlarından hangisinin, ne miktarda teminatını oluşturduğu hususunun tespit edilmesi ve teminatı aşan kısım yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, toplam alacak miktarı ve toplam teminat miktarı esas alınmak suretiyle ihtiyati haciz talebinin tümden reddinin doğru olmadığı-
2004 sayılı İİK'nın 265/1 maddesinde; borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, 265/3 madde ve fıkrasında ise; mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceğinin hükme bağlanmış olduğu- Mahkemece verilen daha önceki kararın, Dairenin 15/04/2015 tarih, 2014 18576 E-2015/ 5325 K. sayılı ilamı ile talebin, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu belirtilerek, itiraz hususunda evrak üzerinden değil, duruşma açılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yeniden yargılamada ise, gerek Dairenin bozma ilamına gerekse de İİK'nın 265/3 madde ve fıkrasına aykırı şekilde, ihtiyati haciz kararına itiraz hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar vermek gerekirken, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Takip kesinleştikten ve ihtiyati haciz kesin hacze dönüştükten sonra borçlunun özgür iradesi ile icra dairesine giderek iradi olarak borcu kabulle ödeme taahhüdünde bulunması halinde, bunun haciz (cebri icra) baskısı ve tehdidi altında yapıldığının kabul edilemeyeceği ve kabul iradesinin önüne hiçbir şekilde geçilemeyeceği- Bono nedeniyle borçlu ile kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği,aynı gün borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, yine aynı tarihte alacaklılar vekilinin ihtiyati haciz kararının icrasını talep etmesi üzerine ihtiyati haciz aşamasında haciz yapıldığı, borçlular adına gönderilen ödeme emriinin kendilerine ayrı ayrı tebliğ edildiği, davacıların borca itiraz etmedikleri gibi ödeme emrinde gösterilen on günlük süre içerisinde borcu da ödemedikleri, davacının borcun tamamını taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, zapta geçirilen beyanını imzaladığı ve aynı tarihte de ödemede bulunduğu uyuşmazlıkta, icra takibinin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, ihtiyati haczin de on günlük ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğü anlaşıldığından, dava ve takibe konu senetteki imzanın kefile ait olmadığı halde adı geçen davacının takibin kesinleşmesinden ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesinden yaklaşık beş ay sonra icra dairesine giderek, kendi özgür iradesi ile borcu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, yaptığı ödemelerin de bu tarihten sonra olduğu görüldüğünden, davacının icra baskısı ve tehdidi altında borcu üstlendiği söylenemeneceği ve menfi tespit ve istirdat istemli davada davacınınn artık yazılı kabul beyanı ile bağlı olduğu- "Bilirkişi raporu ve kesinleşen ceza yargılaması sonucu davaya konu senetteki imzanın sahte olduğu" anlaşıldığından davanın kabulüne ilişkn yerel mahkeme kararının hatalı olduğu-
Mahkemece, kredi sözleşmesinin tüm sayfaları getirtilerek, sözleşmede tebligat konusunda düzenleme bulunup bulunmadığı, İİK'nın 68/b maddesi gözetilerek, borçlu adına gönderilen uyarıların taraflar arasındaki sözleşme ve İİK'nın 68. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş sayılıp sayılamayacağı değerlendirilerek ve ayrıca, alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesinin yeterli olup, buna ilişkin ihtarnamenin borçluya tebliği şartının aranmayacağı nazara alınarak, değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekeceği-
Kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili olan tarafın murisinin ölümünden önceki borç nedeniyle, borcu ödeyen sözleşmenin diğer müteselsil kefili olan talep edenin, toplam kefalet miktarındaki payı olan 1/3 nispetinde alacağa dayalı olarak yapmış olduğu ihtiyati haciz istemi değerlendirilerek kabulü gerektiği-
........Mahkemesi'nin tedbir kararı, ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair değil, verilen ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasına ilişkin olduğundan, anılan tedbir kararının borçlu şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği sonucunu doğurmayacağı nazara alınıp borçlu hakkındaki talep değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Özel (vakıf) üniversitelerine ait malların (ihtiyaten) haczinin mümkün olduğu-
İhtiyati haciz talep eden banka tarafından genel kredi ve teminat sözleşmeleri uyarınca borçlu şirket lehine nakdi ve teminat mektubu gereğince gayri nakdi ve ayrıca çek karnesi verilmek suretiyle gayri nakdi kredi kullandırıldığı, diğer borçluların da sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, nakdi kredilerden kaynaklı borcun ödenmesinde temerrüde düşülmesi nedeniyle hesabın kat edildiği, bu nedenle tüm nakdi ve gayri nakdi kredi alacaklarının sözleşme uyarınca muaccel hale geldiği ve çek yaprakları nedeniyle alacaklı bankanın 5941 sayılı Kanun gereğince ödemek durumunda kalacağı zorunlu karşılık miktarına tekabül eden gayri nakdi kredi alacağının bulunduğu, hesap kat ihtarından sonra gayri nakdi alacakların bir bölümünde riskin gerçekleştiği ve nakdi alacak haline geldiği, mahkemenin kabulünün aksine ihtiyati haciz talebinde temerrüt faizi talep edilmediği gözetilerek hesap kat ihtarından sonra nakdi hale gelen alacaklar ve gayri nakdi alacaklar ile çek yapraklarından kaynaklı gayri nakdi risk alacağı için de ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekeceği-
Genel kredi ve teminat sözleşmelerinden kaynaklı alacak nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi istemi- İhtiyati haciz talep eden banka tarafından genel kredi ve teminat sözleşmeleri uyarınca borçlu E... İnşaat Tic. San. Ltd. Şti. lehine nakdi ve meri teminat mektubu gereğince gayri nakdi ve ayrıca çek karnesi verilmek suretiyle gayri nakdi kredi kullandırıldığı, diğer borçluların da sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, nakdi kredilerden kaynaklı borcun ödenmesinde temerrüde düşülmesi nedeniyle hesabın kat edildiği, bu nedenle tüm nakdi ve gayri nakdi kredi alacaklarının sözleşme uyarınca muaccel hale geldiği ve çek yaprakları nedeniyle alacaklı bankanın 5941 sayılı Kanun gereğince ödemek durumunda kalacağı zorunlu karşılık miktarına tekabül eden gayri nakdi kredi alacağının bulunduğu gözetilerek çek yapraklarından kaynaklı gayri nakdi risk alacağı için de borçlu D. E. yönünden ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği gözetilmeksizin talebin reddinin doğru görülmediği ve bununla birlikte ihtiyati haciz talep eden bankanın talep dilekçesinin sonuç kısmında diğer borçlu Y. E. yönünden de ihtiyati haciz talep ettiği dikkate alınmadan bu borçlu yönünden de talebin reddinin doğru olmadığı-
Taraflar arasında 23.07.2013 ve 18.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, karşı taraf borçluya hesap kat ihtarı gönderildiğine göre; ihtiyati haciz isteminde yaklaşık ispatın yeterli bulunduğu ve bu suretle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde oluşan ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği gözetilerek ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekeceği-