Varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri istisna kurumunun doğasının da gereği olarak kendilerinin yaptıkları işlemler ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan dolayı hükümde sayılan kanunlar uyarınca vergi, harç veya kesinti borçlusu durumunda bulunacakları hâllerle sınırlandığı-Uyuşmazlık harçtan müstesna tutulan işlemlerden olmadığından, temlik alacaklısı Varlık Yönetim Anonim Şirketinin eksik temyiz harç ve masraflarının yatırması gerektiği-
Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesinin şart olduğu-
Mahkemece HMK'nın 324/1.maddesi kapsamında alacaklıya, dava dosyasında yapılması gereken incelemeler sebebiyle gereken delil ikamesi avansını tamamlaması için usulüne uygun şekilde muhtıra çıkartılarak sonrasında yapılacak inceleme ve değerlendirmeler neticesinde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İlk rapordaki tespit alacaklı lehine, ikinci rapordaki tespit borçlu lehine olduğu, daha sonra aldırılan raporların bu iki rapor arasındaki çelişkiyi gidermediği anlaşıldığından, çelişkinin giderilmesi için grafoloji alanında uzman üç kişilik ehil bilirkişi kurulundan rapor aldırılmak suretiyle oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İstinaf kanun yoluna başvuran tarafın alacaklı olduğu, diğer tarafın istinaf isteminin bulunmadığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince resen (borçlu lehine) para cezasına hükmedilerek alacaklı aleyhine durum yaratılması mümkün olmadığı gibi kabule göre de İİK'nun 170/son maddesine göre borçlu lehine olacak şekilde para cezasına hükmedilmesinin de mümkün olmadığı anlaşıldığından kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Hükme esas alınan Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen rapor ile ......... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülmekte olan menfi tespit davasında alınan, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor arasında çelişki oluştuğu gibi, her iki rapor da resmi kurumların talebi üzerine alındığından, raporlardan birinin diğerine üstünlüğünün kabul edilemeyeceği- Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında; borçlular tarafından ileri sürülen yeni delillerin değerlendirilemeyeceği belirtilmiş ise de; yasal süresi içerisinde süre tutum ve gerekçeli istinaf dilekçelerinin sunulduğu, istinaf dilekçesine ek olarak sunulan ......... tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan raporun tarihi ............ olup, raporun öğrenilme tarihine göre daha önceden sunulmasının mümkün olmadığı- Fizik İhtisas Dairesi ve Trafik İhtisas Dairesi’nin raporlarının Adlî Tıp Üst Kurullarında incelemeye alınamayacağı, bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporların, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince inceleneceği ve kesin olarak karara bağlanacağı- Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken işin, aynı zamanda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi olduğu-
Takibe konu çek üzerinde, şirketin kaşe ve imzasının dışında, keşidecinin adı ve soyadı bölümünde açıkça borçlunun ismi yazılarak, üzerine ayrıca imza atılmak suretiyle çek keşide edildiği, işbu hali ile keşideci bölümünde şirket temsilcisi borçlu ....... elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun ve aleyhine takip başlatılabileceğinin kabulünün zorunlu olduğu, bunun yanında yine aynı çek üzerinde avalimdir yazısı ile imzanın da yer aldığı da görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddi gerekeceği-
Usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesinin gerekmediği- Ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiğine göre, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerektiği- Ödeme emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersiz olduğu-
Dosyada bulunan her üç raporda, imzanın borçluların eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüşün bildirilmediği, mahkemece, bu raporlar hükme esas alınarak itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, kesin kanaat bildirmeyen mevcut raporlara göre sonuca gidilemeyeceğinden, alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre; mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak ilk derece mahkemesince bilirkişi raporlarındaki çelişkili tespitlerin giderilmesi için yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından bilirkişi raporuna karşı verilen itiraz dilekçesi ile yeni bir rapor alınması talebinde bulunulması üzerine, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nce mevcut raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle söz konusu rapora göre karar verildiği anlaşılmakta ise de; mahkemece mukayese belgelerin temini için kurumlara yazılan müzekkerelerde takip konusu bononun düzenleme tarihi belirtilmeden borçlunun imzasının bulunduğu belgelerin istendiğinin görüldüğü, buna göre; mahkemece alacaklı tarafından, mukayese belgelerin bulunduğu bildirilen yerlere yazılan müzekkerelerde, takip dayanağı bononun keşide tarihi yazılarak bu tarihten önceki tarihli belge asıllarının istenmesi suretiyle mukayese belgelerin dosyaya kazandırılması ve bunlarla birlikte huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetine yaptırılacak inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-