Borçlu tarafından rapora itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgelerin bulunduğu bildirilen yerlerden celbi ve bunlarla birlikte huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetine yaptırılacak inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
HMK. 297. maddesinde, hükmün hangi hususları kapsayacağı sayılmış olup, anılan maddenin 1. fıkrasının ç. bendinde hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini; 2. fıkrasında ise, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinin düzenlendiği- İlk Derece Mahkemesince, alacaklı tarafından yapılan yargılama gideri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlı olduğu, bu nedenle; alacaklı hamilin, protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemeyeceği- Alacaklı hamil, senedi düzenleyene protesto keşide etmediği takdirde, ciranta olan borçluya karşı müracaat hakkını kaybedeceği, icra mahkemesince; alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığının re'sen araştırılması gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesince, alacaklı aleyhine asıl alacak miktarı üzerinden tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken takip konusu alacak miktarı esas alınmak suretiyle yazılı şekilde tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de anılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, itiraz eden borçlular vekilince borca itiraz ve sair iddialarla icra mahkemesine başvuruda bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince borçlular tarafından .......... Asliye Ticaret Mahkemesinin ............. sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiğinden bahisle takibin borçlular yönünden durdurulmasına karar verilmişse de, Dairemizce .............Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesine yazılan müzekkere sonucu, ......... tarihinde mahkemece verilen cevabi yazıya göre, ........... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......... E. sayılı dosyasının istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi....... Hukuk Dairesinde bulunduğu ve .......... E. sırasına kaydının yapıldığı, kararın kesinleşmediği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince menfi tespit davasının kesinleştiğinden bahisle verilen kararın hatalı olduğu-
Mahkemece, alacaklının takip konusu bonodaki imzaların borçlu şirket yetkilisi olmayan kişiye ait olduğu yönündeki beyanı nazara alınarak, imza incelemesi yapılmaksızın itirazın, borca itiraz olarak değerlendirilerek, kabulü ile takibin durdurulmasına ve imza incelemesi yapılmadan sonuca gidilmesi gerektiğinden, borçlunun alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezası verilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356 maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, tazminat ve para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Takibin dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar, borçlunun ise keşideci olduğu ve bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen keşidecinin doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının keşideci imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekeceği, keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Davalı alacaklının ............. Ağır Ceza Mahkemesinin .............. E. sayılı dosyasında, verdiği ifadesinde, muteriz borçluyu tanımadığını, takip dayanağı bonoyla hiçbir bağlantısının olmadığını, ............ isimli üçüncü kişiye borcu olduğunu ve üçüncü kişi tarafından takibe konu bononun kendisine getirildiğini, borcunun silinmesi karşılığında senedin kendisi adına icraya konulmasının söylendiğini, teklifi kabul ettiğini beyan ettiğinin görüldüğü, davalı alacaklı, bu beyanları ile dayanak senetten kaynaklı alacağının bulunmadığını ikrar etmiş olup bu durumda senedi takibe koymakta ağır kusurunun bulunduğunun kabulü gerektiğinden, davalı alacaklının İİK'nın 170/4. maddesi uyarınca tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Yargılamanın yenilenmesi talep edilen .................. İcra Hukuk Mahkemesinin kararı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya itiraza ilişkin olup, bu karar hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı, o halde, mahkemece, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-