TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresinin 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl olduğu- TTK.'nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebeplerden davadan maksatın eda davaları olduğu, bu nitelikte olmayan (İstihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb.) davaların zamanaşımını kesmeyeceği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu - İddianın ispatı yönünde masraf yatırılması gerekiyorsa, bu masrafın da ispat külfeti kendisinde olan tarafça yatırılması gerekeceği- (Not: Bu kararda alacaklının süresi içinde bilirkişi ücretini yatırmamış olması nedeniyle borçlunun yatırdığı gider avansının (borçlunun) muvafakati dışında bilirkişi masrafı olarak kullanılmış olmasının bozma ilamının kaldırılma sebebi olduğuna dair ayrıca bknz: 12. HD. 28.04.2015 T. E:1844, K: 11585)-
Bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden yada imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilen düzenleyen durumundaki borçluya karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğu kabul edileceğinden, mahkemece, İİK'nun 170/4. maddesi gereğince alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkûm edilmesi gerekeceği -
Takibe konu çek aslının bulunup bulunulmadığının araştırılması, varsa bu dosyalarda takibe konu çekte imza incelemesi ile ilgili bilirkişi raporu/raporları da getirtilerek oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerekeceği - fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamayacağı-
Çelişkiyi oluşturan raporlardan birini düzenleyen aynı bilirkişiden alınan rapor ile sonuca gidilmesi doğru olmadığından, o mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği -
Olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine mahkemenin, İİK.nun 170. maddesi uyarınca, takibin geçici durdurulmasına karar vermediği anlaşıldığından alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen raporda, borçlu imzasının borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği ve bu durumda, İİK. 170/3 hükmü gereğince imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun, takip dosyalarına konu bonoların keşide tarihleri olan 28.03.2014 ile 02.06.2014’de, hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin tespitin yapılması amacıyla, tereke temsilcisi vekiline borçlu murise ait doktor, hastane vd. sağlık kuruluşları ile ilgili diğer belgeleri sunması için süre verilmesi yine 06.11.2014 tarihli Uludağ Üniversitesi Sağlık Kurulu Raporu ile varsa bu rapora dayanak teşkil edecek belgeler getirtilerek dosyanın kül halinde tam teşekküllü bir hastaneye veya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, borçlunun hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması ile tespit edilecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Toplanan delillere göre borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak, cirantanın takip alacaklısı olduğu gözetildiğinde, adı geçenin, takip konusu senetlerdeki imzaların keşidecinin eli ürünü olup olmadığını bilebilecek konumda olmadığı anlaşıldığından, bu durumda icra mahkemesince alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına karar verilmesinin; ayrıca mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-