İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği ve itirazın reddedileceği-
Çizilmiş ciroların yazılmamış hükmünde olduğu ve bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimsenin çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılacağı- Takip alacaklısı ile imza itirazı kabul edilen çek lehdarı şirket arasında doğrudan doğruya bir ilişki söz konusu olmadığından inkar edilen imzanın lehdara ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, hal böyle olunca, mahkemece, alacaklının muteriz borçlu şirkete yönelik takibinde ağır kusur ve kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği ve bu yönde bir delil ve belge sunulmadığı halde gerekçe ve nedenleri açıklanmadan çekin cirantası muteriz borçlu şirket lehine de olacak şekilde her iki borçluyu da kapsar biçimde tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun inkar ettiği imzanın eli ürünü olduğu anlaşıldığına ve takipte tedbiren durdurulduğuna göre itirazın reddi ile yüzde yirmi tazminata karar verilmesinde bir usUlsüzlüğün olmadığı, ancak hukuki tavsifte hataya düşülerek itirazın bölünmesi suretiyle ayrıca borca itirazın reddi ve mükerrer şekilde ikinci defa tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapılacak bir imza incelemesi neticesinde tarafların tazminatla sorumlu tutulacakları düzenlenmiş olup, mahkemece imza incelemesi yapılmaksızın karar verildiği görülmekle alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olmakla kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senet elinde olup takibe koyan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Ancak, icra mahkemesince İİK'nun 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapılacak bir imza incelemesi neticesinde tarafların tazminatla sorumlu tutulacakları düzenlendiğinden ve icra mahkemesince bir imza incelemesi yapılmaksızın, daha önce C. Başsavcılığının istemi üzerine düzenlenen rapor esas alınarak sonuca gidildiği anlaşıldığından, alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanmasının gerektiği-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; icra mahkemesinin, yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzaının borçluya ait olmadığına kanaat getirirse, itirazın kabulüne karar vereceği, itirazın kabulü ile takibin duracağı, aynı maddenin 4. fıkrasında ise; icra mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötüniyetli veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10'u oranında da para cezasına mahkum edileceği hususunun düzenlendiği-
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, ispat külfeti kendisinde olan alacaklının ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bu durumda mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Adli Tıp Kurumundan alınan raporda imzanın aidiyetinin tespit edilemediği anlaşılmakla alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
İtirazın kabulüne ilişkin kararın İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibi durduracağı-