Bono lehtarının mirasçılarının, bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadıkları, bu nedenle adı geçenlerin takipte kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu kabul edilemeyeceğinden borçlu yararına tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takipte, takip alacaklısının icra takibinin dayanağı olan çekte dördüncü ciranta olarak yer aldığı, imzaya itiraz eden borçlunun ise ikinci ciranta olup arada bir başka cirantanın olduğu borçlu ile alacaklı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından alacaklının, borçlunun imzasının sıhhatini bilecek durumda olduğunun kabulünün mümkün olmayacağı, borçlu tarafından, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu da ispatlanamadığına göre, mahkemece alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Çekin ön yüzündeki imzaların, kooperatif yetkili temsilcilerinin eli ürünü olduğunu belirten grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 21.06.2004 tarihli rapor ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen ve çekin ön yüzündeki imzaların kooperatif yetkili temsilcilerinin eli ürünü olmadığını tespit eden rapor arasında çelişki meydana gelmiş olup, bu çelişkinin giderilmesi bakımından konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla yeniden imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu senedin; “orijinal bir senet örneğinin tarayıcı yardımıyla bilgisayar ortamına yüklendiği ve daha sonra renkli bir yazıcı kullanılarak mevcut belge üzerine çıktı alınarak ilgili hanelerinin doldurulması suretiyle oluşturulduğuna” yönelik sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığını-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca imza incelemesi yapılması halinde tazminat öngörüldüğünden, kabul beyanı karşısında imza incelemesi yapılmayacağından, mahkemece icra inkar tazminatı hükmedilmemesinin bu nedenle doğru olduğu-
Takip dayanağı bononun lehtarı olan takip alacaklısı, bonoyu düzenleyenin ve avalistin imzalarının sıhhatini bilebilecek durumda olduğu, bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, borçlulara karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiğinden takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere borçlular lehine tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
Bilirkişi tarafından imza incelemesi yapılmadığı gibi düzenlenen raporun, herhangi bir kanaat içermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı-
Mahkemenin, imzaya itirazın kabulüne ilişkin kararının, İİK'nun 170/3. maddesi gereğince takibin durdurulması sonucunu doğuracağı-
Okur yazar olmamanın dayanak bonodaki imzayı geçersiz kılmayacağı gibi borçlunun başka belgelerde parmak izi kullanmış olmasının da dayanak bonodaki imzanın geçersiz olduğuna karine teşkil etmeyeceği-
Keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ile sorumlu tutulması gerekeceği-