İmza incelenmesi sonucunda bilirkişilerden alınan iki rapor arasında çelişki bulunması halinde, üçüncü kez başka bir bilirkşiye (bilirkişi kuruluna) inceleme yaptırılması gerekeceği—
Borçlunun icra mahkemesine «borca itiraz»da bulunmasından sonra alacaklının icra takibinden feragat etmesi -veya borçlunun itirazından vazgeçmesi- nedeniyle mahkemece «borca itirazın kabulüne» karar verilmiş olması halinde -mahkemece işin esasına ilişkin bir inceleme yapılmaksızın, böyle bir karar verilmiş olduğundan- İİK. 169a/VI uyarınca ayrıca borçlu (alacaklı) lehine inkar tazminatına hükmedilemeyeceği—
Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emrinin tebliği ile doğarsa da, borçlunun, kendisine ödeme emrinin tebliğini beklemeden -alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesini taşıması halinde- icra mahkemesine yapacağı itirazın (ve şikayetin) icra mahkemesince «süreden ret» edilmeden inceleneceği—
Hazırlık aşamasında «takip konusu senedi tehdit sonucunda imzaladığını» belirtmiş olan borçlunun daha sonra icra takibi aşamasıda imza inkarında bulunulamayacağı, tehdit iddiası icra mahkemesinde tartışılamayacağından, mahkemece «imzaya yönelik itirazın reddine» karar verilmesi gerekeceği—
Sadece «ad» ve «soyadı» yazılarak da «imza» atılabileceği— El yazısı ile atılacak imzanın ne şekilde olacağı konusunda -BK. mad. 14 (şimdi; TBK. mad. 15) dışında- ayrı bir hüküm bulunmadığından, kişinin kendisine özgü belirli karakterleri içeren sembolleri belirterek imza atabileceği gibi, «ad ve soyadını» yazmak suretiyle de imzasını atabileceği, bu durumda borçlunun öteden beri «ad ve soyadını yazmak suretiyle imzasını attığı» konusunda bir alışkanlığının bulunup bulunmadığının imza mahkemesince araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği—
«Kısa karar»da icra mahkemesince borçlu yararına tazminata hükmedilmiş olmasına rağmen «gerekçeli karar»da tazminatla ilgili bölüme yer verilmemiş olması halinde, mahkeme kararının -önceki kısa kararla bağlı olmamaksızın çelişkinin kazandırılmak üzere oluşacak vicdani kanaate göre karar verilmek üzere- bozulması gerekeceği—
İİK. 170/III, c: 1 uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, icra mahkemesince «imza itirazının reddi»ne karar verilmişse, bu kararla birlikte -İİK. 170/II’ye göre «icra takibinin muvakkaten durdurulmasına» karar verilmiş dahi olsa - alacaklı lehine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği (İİK. 170/III, c: 1 ve c: 4)—
İnkâr tazminatına ilişkin ilamın tahsilinin borçlu tarafından menfi tes-bit davası açılmış olması halinde, İİK. 170/III gereğince dava sonuna kadar erteleneceği—