Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine-
Düşünce ve kanaatler yalnızca olumluyu değil olumsuzu da içerebildiği,incitici ve aykırı da olabileceği- Başkanlık sistemine ilişkin yazıdaki görüşlerin Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin kişiliklerine yönelik olmayıp, üyelik statüsü ile ilgili genel değerlendirmeler olduğu, yazının hiçbir bölümünde bir başkan ya da üyenin ismine yer verilmediği, şahıslarına yönelik bir ifade kullanılmadığı, yapılan değerlendirmelerin bilimsel nitelikte olduğu anlaşıldığından, yazıdaki “Anayasa Mahkemesi üyeleri bu görev için yetersiz” başlığı altında diğer ülkelerin Anayasa Mahkemelerinin oluşum şekli hakkında bilgilere yer verilmiş ve davacılara yönelik bir beyanda bulunulmadığından, çarpıcı ve abartılı başlık kullanılması okuyucunun dikkatini çekmeye yönelik bir gazetecilik tekniği olup, suç unsuru içermediği sürece sorumluluk gerektirmeyeceğinden, dava konusu yazı bir bütün olarak ele alındığında, kullanılan ifadelerin, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken sert eleştiri mahiyetinde olduğu ve davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği- "Yüksek mahkeme üyelerinin, diğer kamu görevlileri gibi kamu güvenine sahip olmaları gerektiği, bu sebeple asılsız suçlamalardan korumanın Devletin görevlerinden olduğu, demokratik bir toplumda, bireylere, yargı sistemi ve ona dâhil olan kamu görevlilerini eleştirme ve onlar hakkında yorum yapma hakkı tanınmış olmakla birlikte, bu eleştirilerin kişilerin şeref ve itibarlarının korunmasını isteme haklarını ihlal eder boyuta ulaşmaması gerektiği, kamu güvenini ciddi bir şekilde zarara uğratabilecek temelsiz saldırılara karşı -özellikle yargıçların kendilerini hedef alan eleştirilere karşı cevap vermelerine engel olan bir sağduyuya sahip oldukları göz önünde bulundurulduğunda- korunması gerektiği, hâkimin toplum nazarında bağımsızlığını ve tarafsızlığını etkileyecek şekilde soyut iddialar ile eleştirilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu haberde, haberin içeriğine uygun düşmeyen bir üslubun kullanıldığı, böylece kamu görevlilerinin katlanması gereken kabul edilebilir sert eleştiri sınırlarının aşılarak öz ile biçim arasındaki dengenin bozulduğu, ifadelerin davacıların doğrudan kişilik değerlerine yönelik olduğundan hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği, yayında yer alan ifadelerin amacı ne olursa olsun başlı başına kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Tazminat davası-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Maddi tazminat davası-
Menfi tespit davasına konu senetlerle ilgili olarak güveni kötüye kullanma suçundan ceza davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşıldığından, mahkemece ceza davasının bekletici mesele yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Ceza Mahkemesinin “delil yetersizliğine dayanan beraat kararının” hukuk hakimini bağlamayacağı ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hakimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hakimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hakimini bağlamayacağı- Davalının şikayeti üzerine davacı aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyası ile soruşturma başlatıldığı, karar tarihinde soruşturmanın devam ettiğinin anlaşıldığı- Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, ceza mahkemesinde saptanan maddi olguların hukuk hâkimini bağlayacağı düşünülerek, savcılık soruşturmasının akibeti sorularak davacı aleyhine ceza davası açılmış ise davanın sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması; o davada belirlenen maddi olgularla dava konusu uyuşmazlıkta yer alan unsurlar karşılaştırılmak suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yukarıdaki gerekçe ile davanın reddedilmesinin doğru görülmediği-
Deprem nedeniyle davacıların yakınlarını kaybetmelerinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin davada, müteveffa hangi bina altında kalarak öldüğüne ilişkin olarak ceza dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiği-
Somut olayda kusur yönünden herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadan ceza dosyasındaki rapor esas alınarak hüküm kurulduğu, ancak TBK mad. 74 kapsamında hukuk hakimi ceza mahkemesi beraat kararı ile bağlı olmayacağından, mahkemece, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden veya İTÜ Trafik kürsüsünden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-