İhtiyaten haczine karar verilen geminin ihtiyati haciz kararının infazı çerçevesinde geminin seferden meni talep edilmiş ve aynı gün icra müdürlüğünce geminin seferden menine karar verildiği, seferden men ihtiyati haciz kararı sonrası geminin muhafaza tedbirleri kapsamında icra müdürlüğünce uygulanacağından TTK’nun 1352. maddesinde talebe ilişkin düzenleme nedeni ile seferden men kararının kaldırılmasının isabetsiz olduğu-
Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılan adres borçlunun mernis adresi olmadığından, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında, borçlu tarafından, tebliğ yapılan adresin mernis adresi olmadığına dair bir iddianın ileri sürülmediği belirtilerek sonuca gidilmiş ise de; borçlunun şikayet dilekçesinde tebliğ yapılan adresin ev olmayıp doktor muayenehanesi olduğunu belirtmesi karşısında, adresin mernis adresi olup olmadığının araştırılması gerekip, eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin doğru olmadığı, o halde, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine dair İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde ise de, gerekçesi somut olaya uygun olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçenin düzeltilmesi maksadıyla İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden şikayetin kabulü yönünde hüküm kurulması gerekeceği-
Her ne kadar şikayetçi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ve Bölge Adliye Mahkemesince de tebliğ işleminin usulsüz olduğu isabetli olacak şekilde tespit edilmiş ise de; şikayet dilekçesinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiası bulunmadığının görüldüğü, icra mahkemesine şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün olup, şikayetçi 3. kişiye 2. haciz ihbarnamesi 20.8.2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, şikayete konu 89/1 haciz ihbarnamesine en geç bu tarihte muttali olunduğunun kabulü gerekeceği, o halde, 08.10.2021 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun tüzel kişiliğe sahip limited şirket olduğu ve ödeme emrinin posta yolu ile tebliğ tarihinde aktif elektronik tebligat adresinin bulunduğu görülmekle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin ikinci fıkrası gereği tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, bu durumda, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanının da bulunmadığı, hal böyle olunca, borçlu ................ Limited Şirketi’ne yöntemince tebliğ edilmiş ödeme emri bulunmadığına göre yapılan başvurunun süresinde olduğu kabul edilerek ............ tarihli dilekçesindeki sebepler ve re'sen incelenecek hususlar doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın süresinde açılmaması nedeniyle usulden reddi yönünde hüküm tesisinin ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin "usulsüz tebligat nedeni ile memur muamelesine yönelik şikayeti"nin BAM tarafından kabulü halinde, şikayetçi vekili için -karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ne göre- 2100,00TL maktu 'dilekçe yazım ücretine' de hükmedilmesi gerekeceği-
Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir...
Şikayetçi 3. kişinin icra mahkemesine sunduğu ............ tarihli şikayet dilekçesinde yakalama ve haciz kararlarından ............ tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşıldığından, mahkemece, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonra yapılan şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği-
TK 21/2. madde gereği yapılan ödeme emri tebligatında, tebliğ memurunca tebliğin yapıldığı tarihin yazılmadığı görüldüğünden, yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği- İlk Derece Mahkemesince, öğrenme tarihi olarak bildirilen ............... tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde ileri sürülen tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekeceği-
Muhatap şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması geremediği ancak komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, aksi halde tebliğ işleminin usule aykırı olacağı-
Tasfiye halindeki şirkette, ödeme emrinin tasfiye memuruna tebliği gerektiği-