Kiralanan taşınmaz işyeri ise de taraflar tacir olmadığından yabancı para olarak belirlenen kira bedeline TBK.'nin yürürlük tarihinden (01.07.2012'den) sonraki dönemde beş yıl süre ile artış yapılamayacağı, anılan hükmün emredici nitelikte olduğu, sözleşme ile aksinin kararlaştırılmasının mümkün olmadığı-
Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “uyarlama” davası açılabileceği-
Kira bedelinin tespiti davalarında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulamayacağı ve saklı tutulan bu hakla ilgili olarak ıslah talebinde bulunulamayacağı-
Alacaklının takip konusu ettiği ............... USD alacağın, 05.06.2013-05.05.2018 arası dönemleri kapsayan kira artışından kaynaklandığı, kiralanan taşınmaz işyeri ise de taraflar tacir olmadığından yabancı para olarak belirlenen kira bedeline kanunun yürürlük tarihi olan 01.07.2012'den sonraki dönemde beş yıl süre ile artış yapılamayacağı, anılan hüküm emredici nitelikte olup, sözleşme ile aksinin kararlaştırılmasının mümkün olmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 344. maddesinin son fıkrasının son cümlesine göre beş yılın da sonunda kira bedelinin aynı maddenin 3. fıkrasına göre yapılacak yargılama sonucunda hakim tarafından belirleneceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 344/IV maddesi hükmü gözetilerek incelenip sonuçlandırılması gerekeceği- İtirazın kaldırılması yargılaması sonucunda taraflar lehine tazminata hükmedilecek ise yabancı para alacağının takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı belirlenerek hükmedilmesi gerekeceği, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup re’sen gözetilmesi gerekeceği, takip yabancı para alacağı üzerinden başlatılmış olup alacaklı ve borçlulardan ............... lehine asıl alacağın TL karşılığı gösterilmeksizin tazminata hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı-
........... tarihli bilirkişi heyeti raporunda, kiralananın yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinin ne olacağı belirtilmemiş olduğundan, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından, mahkemece yapılacak işin; bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedeli belirlenip, bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin tespitine karar vermek olması gerekeceği- Sözleşmedeki düzenlemeye göre davalı tarafça ödenen kira bedelinin 23.700TL+ stopaj olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kira bedelinin net 27.300TL olabileceği belirlendiği halde, hükmedilen aylık 24.570TL kira bedelinin net ya da brüt olduğu belirtilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Tespit edilen yıllık kira bedelinden davalı tarafça ödenen yıllık kira bedeli çıkartılarak, aradaki fark üzerinden davacı yararına; yine davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen yıllık kira bedelinden tespit edilen yıllık kira bedeli çıkartılarak, aradaki fark üzerinden de davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Her ne kadar ilk derece mahkemesince ‘Geçici Kira İndirimi’ açıklamasıyla ödenen son kira bedeli dikkate alınarak, davacının talep edebileceği bir yıllık cezai şart tutarı hesaplanmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de; son dönem iş yeri kira bedeli 6.117,12 Euro+ KDV olup, tarafların anlaşması ile geçici olarak ödenen tutarın geçerli kira bedeli olarak dikkate alınmasının doğru olmadığı, kaldı ki bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından önce verilen ............. tarihli mahkeme kararında da indirimsiz kira tutarı esas alınarak hüküm kurulmuş olup, davalı tarafça verilen istinaf dilekçesinde bu hususa açıkça itiraz edilmediğinden, ilk derece mahkemesince; aylık kira bedelinin 6.117,12 Euro olduğu ve buna göre hesaplanan cezai şart tutarı dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Takdiri indirim oranının kısmi talebe uygulanarak talep edilen 10.000 Euro ceza şart üzerinden %50 indirim uygulanmak suretiyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Yasal dayanağını 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 1'inci maddesinden alan ve 13/09/2018 tarihli ve 30534 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararın 4'üncü maddesine eklenen (g) bendi ve aynı karara eklenen Geçici madde 8 ile daha önce akdedilmiş yürürlükteki menkul ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde döviz cinsinden belirlenmiş olan kira bedellerinin otuz gün içinde Türk parası cinsinden yeniden belirlenmesi zorunluluğu getirildiüi- Anılan Cumhurbaşkanı kararını yürütmekle yetkili kılınan Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak 16/11/2018 tarihli ve 30597 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ no: 2018-32/52) ile değişik 8'inci maddesinin 27 ve 28 numaralı fıkraları ile kira bedellerinin Türk parası cinsinden yeniden belirlenmesinde sözleşmenin taraflarının mutabakata varamaması halinde uygulanması gereken usulün belirlenmiş olduğu gözetilerek, gerekirse bilirkişi görüşüne başvurmak suretiyle sözleşmede dövize endeksli olarak belirlenen kira bedelinin, 01/02/2019 tarihli kur üzerinden geçerli olmak üzere Türk parası cinsinden yeniden belirlenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Kiracının, kirayaverenin ihtarı üzerine kira bedelini net 8.500,00TL olarak ödemeye başladığı, bu durumda mahkemece tespit edilen kira bedelinin bu miktardan aşağı olamayacağı, mahkemece, kiracı tarafından tespit istenilen dönemde ödemeye başlanan kira bedelinin brüt miktarı nazara alınarak karar verilmesi gerektiği-
Akde aykırılık nedeniyle açılan tahliye davası "kiracıya en az otuz gün süre verilerek aykırılığın giderilmesi talep edilmediğinden" reddedilerek kesinleştiğinden ve taraflar arasında imzası inkar edilmeyen ...2002 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğinden, kira ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerektiği- Mahkemece; sözleşmenin kapsamı, süresi ve çekilen ihtarnameler de gözetilmek suretiyle kira bedelinin tespiti yoluna gidilmesi gerektiği- Mahkemece "vakıftan vakfa mal devrinin hukuken mümkün olmaması nedeniyle görünürde (1 USD bedelli) bir sözleşme yapıldığı, tarafların asıl amacının kira sözleşmesi yapmak olmadığı, dolayısıyla aralarında da kira sözleşmesi olmadığı" kanaatine varılmasının hatalı olduğu-
Bilirkişilerin taşınmazın serbest şartlarda boş olarak kiraya verilmesi hâlinde getireceğini bildirdikleri kira bedelinden (14.375TL) hak ve nesafet ilkesi gözetilerek uygun ve makul bir indirim yapılarak kira bedelinin tespiti yoluna gidilmesi gerektiği ancak mahkeme tarafından bilirkişilerce tespit edilen bedel üzerinden değil davacının talep ettiği kira bedeli üzerinden (10.000TL) hak ve nesafete göre bir miktar indirim yapılarak kira bedelinin 9.000TL olarak belirlendiği anlaşıldığından bilirkişi tarafından tespit edilen kira bedelinden (14.375TL) yerleşik Yargıtay uygulamasını da yansıtacak biçimde hak ve nesafet ilkesi uyarınca indirim yapılmalı; davacının talebi de dikkate alınarak talep aşılmaksızın kira bedelinin tespiti yoluna gidilmesi gerektiği-