Kocanın kusurlu eylemlerine karşılık, kadının da güven sarsıcı davranış oluşturacak nitelikte telefon ve internette görüşmeler yaptığı; bu internet görüşmeleri nedeniyle çıkan tartışmada kocanın şiddet uygulaması üzerine evi terkettiği anlaşılmış olup, kocanın tanıklarının görgüye dayalı beyanına, sırf akraba oluşları sebebiyle mahkemece itibar edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bu iddialar, bir kısım telefon ve internet görüşme kayıtları ile de doğrulandığından, kocanın boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği- Kadının tanıklarının beyanı ve kocanın evlilik dışı doğan çocuğun doğum tarihi nazara alındığında, kocanın zina eylemini sürdürdüğü ve başka bir kadınla yaşadığı anlaşıldığından, kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının süresinde olduğu ve bu davanın da kabulüne karar verilmesinin gerektiği-
Boşanma davasının kabulüne ilişkin karardan sonra, önceki davanın davalısı tarafından, zinaya dayalı yeni bir boşanma davası açılmış olduğundan ve verilecek hüküm, bu davada tarafların kusurları ve boşanmanın fer’i sonuçları üzerinde etkili olacağından, sözü edilen boşanma davasının, bu davada bekletici sorun yapılması (HMK. mad. 165) gerektiği-
Davanın TMK. mad. 166’da düzenlenen evlilik birliğinin temelden sarsılması hukuksal sebebine dayandığı ve TMK. mad. 161 uyarınca zina nedenine dayalı bir dava bulunmadığı- Genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında özel boşanma sebebine (TMK.md.161) dayalı olarak karar verilmesinin mümkün olmadığı-  Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğundan, davacı kocanın delillerinin evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı dava çerçevesinde değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesinin gerektiği-
Kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle toplanan deliller kocanın zina yaptığına kabule yeterli değil ise de, güven sarsıcı davranışları gerçekleşmiş olup, bu sebeple kusurlu olduğunun ve TMK. mad. 166’da yer alan boşanma sebebinin ispatlanmış bulunduğunun ve boşanma kararının bu sebebe dayanılarak verildiğinin anlaşılmasına, bu hüküm yanında, hüküm sonucunda sübut bulmayan TMK. mad. 161’e de yer verilmesinin doğru olmadığı Tazminat miktarını saptanırken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığı  ve varsa kusur derecesi, fiilin ağırlığı; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmanın gerektiği- Davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmadığından TMK. mad. 4’te yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdirinin gerektiği-
Affın, öncesindeki zina eylemine dayalı olarak dava hakkını ortadan kaldırdığı; ancak sonrasındaki zina eylemine dayalı dava hakkı üzerinde etkili olmadığı-
Zina sebebine dayalı dava konusu olayda, davacı-karşı davalı (koca)'nın zina sebebine dayanan boşanma davasındaki manevi tazminat talebine bağlı kalınarak bu tazminata hükmedilmiş bulunulması ve kocanın, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açmış olduğu ayrı boşanma davası ile ilgili de ayrıca kabul kararı verilmiş olmasında usul bakımından bir yanlışlık bulunmadığı-
Davalı (koca) birleştirilen boşanma davasında, boşanma talebini öncelikle zina, bunun kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayandığından, delillerin öncelikle zina sebebi çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalının, otelde bir başka erkekle aynı odada kalmasının zinaya delalet ettiği, bu nedenle davalının zinası sebebi ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken, boşanma kararının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayandırılmasının hatalı olduğu-
Kanunda özel boşanma sebebi olduğu belirtilen bazı olayların; eşlerin bazı kusurlu davranışlarının özellik gösteren hali niteliğinde olduğundan; bunlar kanunda açıklanan özellikte olmasalar bile; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uygulaması bakımından; genel boşanma sebebi olarak, evlilik birliğini temelinden sarsan bir kusurlu davranış niteliğinde kabul edilebileceği-
Birbirleri ile çelişmemesi durumunda, aynı davada birden fazla boşanma sebebine dayanılmasının mümkün olduğu-